31 Ocak 2011 Pazartesi

YARIŞMA SONUCU


00:00'da kazanan açıklanacak demiştik, ancak katılım fazla oldu, kazanan da çoktan belli oldu. İlk doğru cevabı veren takipçiye hediyemiz olacaktı. 2 saat daha bekleyip merakta kalmanın alemi yok.

Doğru cevap 4 sezondu. 1991-1992 sezonunda Metin Oktay'ın vefatının hemen ardından giyilen tek maçlık siyah forma. 2002-2003 sezonunda Bingöl depreminde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın anısına hazırlanmış tek maçlık siyah forma. 2005-2006 sezonunda giydiğimiz siyah forma. 2007-2008 sezonunda giydiğimiz siyah forma...

İlk doğru cevap MertÇelik isimli takipçimizden geldi. gsforma_selocan24@hotmail.com mailine adres, isim ve telefonunu yazarsa kendisine formasını ulaştıracağız. Tebrik ederim.

Gösterdiğiniz yoğun ilgi için çok teşekkür ederiz. Doğru cevabı veren pek çok kişi vardı. Sponsor bulursak bu yarışmayı daha fazla düzenlemeyi isterim açıkçası. Bir aşağıdaki başlığın yorum kısmında verilen cevapları aynı anda yayınladım. Herhangi bir soru işareti kalmasın kafalarda.

SORU


Galatasaray futbol takımı tarihi boyunca kaç sezonda siyah forma giymiştir ? Giyildiği sezonlar hangileridir ?

Sadece bu başlığın altına bırakılan yorumlar geçerli olacaktır. Mail, Twitter veya Facebook sayfasından verilen cevaplar geçerli sayılmayacaktır. Kazanan 00:00'da açıklanacak.

Ödül yukarıdaki formadır. L beden Mercan forma. Herkese bol şans.

YARIŞMA SONUÇLANDI KATILIMCILARA TEŞEKKÜR EDERİZ.

30 Ocak 2011 Pazar

ÖDÜLLÜ SORU


Yarın (Pazartesi) saat 21:00'da soracağımız soruya ilk doğru cevabı veren takipçimize bu sezonun Mercan formasını hediye edeceğiz. Şimdiden duyuralım dedim.

Sadece blogda, ilgili başlığın yorum kısmına bırakılacak cevaplar geçerli olacaktır. Mail, Twitter veya Facebook sayfamıza yazılan yorumlar geçersiz sayılacak.

Hediye edilecek forma Large bedendir, fazla seçenek sunamıyoruz. Fotoğraf kendisine aittir.

27 Ocak 2011 Perşembe

5 ŞUBAT MESELESİ

Fanatik yine Fanatikliğini yapmış. Geçen gün Footballove'dan Koray Fransa formasının çıkış tarihini Twitter'dan paylaştı herkese. Ancak paylaşırken Fransa demeyip, "yeni forma 5 Şubat'ta" yazınca Tribündergi bunu Galatasaray forması sanıp retweet yaptı. Ortalık karıştı. Koray düzeltti, Fransa forması 5 Şubatta çıkacak dedi. Tribündergi de sonra düzeltme yazısı yazdı Twitter da. Tabi olan tüm bu gelişmeler, düzeltmeler vs Fanatik gazetesini pek ilgilendirmemiş olacak ki 5 Şubatta yeni formalar satışa çıkacak yazısı gazetede haber olmuş.

Fransa formasının çıkış tarihi 5 Şubat. Adamlar yaklaşık 1 senedir bu formayı tasarlıyorlar vs... Biz ise daha 1 hafta önce anlaşmayı feshettik. Şöyle bir bakıyorum da, akıl var mantık var, 5 Şubat'ta nasıl çıkar yeni forma diye soruyorum kendime.

Tabi şu da var; Nike eğer bunu önceden kurup, örnek bir forma hazırlayıp yönetime gitmişse ve üretime bile hazırız demişse, bilemem. O zaman 5 Şubat'ta gayet tabi ki satışa çıkartılır. Ancak normal şartlarda Adidas ile bu sezon sonuna kadar devam edeceğiz ve bu kadar kısa sürede yeni bir forma tasarlanıp, üretilip, satışa çıkartılamaz.


NIKE'TAN BEKLENTİ #1

Herkesin büyük beklentisi var Nike'dan. Öncelikli olarak kalite meselesi var. Nike en az Inter, Arsenal ve Türk Milli Takım'ı kalitesinde formalar üretecektir. Yani kimse Trabzonspor, Eskişehirspor türevi kalitede formalar olacağından korkmasın. O takımlar, bizlerin bile gidip halı saha takımlarımıza yaptırabileceğimiz Nike'ın hazır kalıplarını firmalar ile yaptıkları anlaşmalar neticesinde kullanıyorlar. Fakat Galatasaray'ın muhatabı direkt Nike olacak. Bu sebeple kalite konusunda kimsenin bir şüphesi olmasın.

"Tam Parçalı da ne ola ki" diyenler için sunumumuz.

Kalite meselesini geçtikten sonra benim bizzat Nike'dan beklentim, hasret kaldığımız tam parçalı formamızın tasarlanması. Geçen gün de yazdık; Adidas'ın omuz ve kollarında kullandığı kalıp parçalarının düz-tek renk dışında olamaması (yani çubuklu-2 renk vs...) bizim Tam Parçalı forma yapabilmemize engel oluyordu. Fakat Nike'ın tişörte benzer sade kalıplar kullanması Tam Parçalı forma konusunda umut oldu. Nike'ın pek çok kalıbı Tam Parçalı forma yapabilmemiz için uygun. Hiçbir engel yok. Geriye tek kalan tasarlayanların tarihimize sadık kalması ve bu tasarımı düşünmeleri. Ben buradan sürekli bastıracağım.


EDIT: Aradığım tam olarak buydu. Fransa forması kalıbı ile tasarlanmış TAM PARÇALI Galatasaray forması. Şu formanın önünde herhangi bir teknik sorun bulunmuyor. Yapılmaması için bir neden yok. Tek olay tasarımcıların şu formayı görmesi ve düşünmesi. Sarı gövdenin sırt kısmı kırmızı, kırmızı gövdenin sırt kısmı ise sarı olacak. Kolların da arka bölümleri, yine ön bölümleri ile zıt renklerde olacak. Beyaz Şort ve Kırmızı çorabı unutmayalım. Bu forma mutlaka yapılmalı.

(Aslantepe.biz'den ÖlümüneCimbom nickli üye yapmış bu tasarımı.)

26 Ocak 2011 Çarşamba

LESCON MESELESİ


Lescon'un patorunu çıkmış, ortalığı karıştırmış. Bana kalırsa epey geç kaldılar. Eğer Galatasaray'ın sözleşmeyi tek taraflı feshedip markasız kaldığını düşünerek "biz de varız" dediyse fena yanılıyor. Nike'dan bize bu muazzam teklif gelmeseydi biz Adidas ile sözleşmemizin sonuna kadar (2015) devam edecektik. Bizim söleşmemizin bitirilme sebebi Nike. Adamlar tazminatı da ödeyecekler (ödemişlerdir belki de).

Nike bizim aracılığımız ile Türkiye pazarına giriş yapıyor. Kendilerinin de epey işine gelecek bir anlaşma Galatasaray ile olan anlaşma. Bu sebeple zaten tazminatı bile kabullenip, Adidas ne veriyorsa 2 katı teklifini yaptılar. Artık Lescon bu satten sonra girmek istese ne yapabilir. Olan çoktan oldu.

He; bizim oyuncuların ev kiralarından kaç lira kar ettiklerini yakında açıklayacaklarını beklediğim yönetim, daha büyük bir para karşılığı Nike'ı da satar. Ama Lescon'un daha büyük bir parayla gelebileceğini de düşünmüyorum. Ayrıca kimse gücenmesin; Lescon'u gerçekten çok severim, Türkiye'nin ileride Dünya'ya açılacak spor giyim firması olacaktır. İtalya'da falan göreceğiz diye umuyorum, ayrıca çok da güzel tasarımları var Süper lig'de dikkat edin. Fakat henüz Galatasaray için çok erken olduğunu düşünüyorum.

Nike kesindir arkadaşlar. İstihbarat olarak bugüne kadar hiç yanılmadık. Yine yanılmayız.

25 Ocak 2011 Salı

NIKE ve FESİH SEBEBİ


Bombayı patlatıyoruz. Kesin olarak Nike gelecek sezondan itibaren sportif ekipman ve forma tedarikçimiz. Adidas ile olan anlaşmanın fesih sebebini de ilk defa biz yazıyoruz. Buyrun bakalım;

Nike çok yüksek bir teklif ile bize geldi, Adidas'ın verdiği paranın tam 2 katını teklif ettiler (yaklaşık 3-4 milyona geliyor yıllık, uzun vadede çok büyük para). Ancak Adidas ile olan sözleşmenin devam etmesi ve Adidas'ın iptale yanaşmaması problem çıkarttı en başta. Fakat Nike sözleşme iptal tazminatını da ödemeyi kabul etti. Teklif edilen yüksek tazminat Adidas Türkiye'nin gardını düşürdü. Alan razı, satan razı şekli...

Kısacası Adidas ile olan sözleşmenin sonlandırılma sebebi Nike. Çok büyük bir anlaşma bedeli ve tazminat ödemesini de kabul etmeleri sonucu Galatasaray Kulübü dünkü fesih bildirisini yayınladı. Adidas'tan yıllık 1,5-2 milyon euro arası elde ettiğimiz gelir, Nike ile 4 milyon euroya çıkacak.

Nike'ın bu kadar hevesli olması ve bu kadar büyük paralarla gelmesi, formalarımızın ne kadar kaliteli olacağının işaretidir. Benden söylemesi.

Bu istihbarat tamamen kendi kaynaklarımızdan. Lütfen Kaynaksız Kullanmayın !

24 Ocak 2011 Pazartesi

MERAK EDİLENLER


Ortalık fena karıştı. Ayrıca çok da fazla bilgi kirliliği var. Ben de bloga yetiştireyim diye ani 1-2 başlık açmışım, sonra okuyunca sanki Adidas sözleşmesi fesih haberi değil, Nike ile anlaşılmış haberi yazmışım gibi. Heyecanlandık tabi. Sakin sakin yazalım şimdi bir şeyler.

- Adidas ile koptuk, belge bunu gösteriyor. Yani seneye Adidas giymeyeceğimiz kesin. Ancak Mayıs Ayı'na kadar Adidas kullanmaya devam edeceğiz. Hiçbir firma tasarlama, üretim ve satış aşamasını bu kadar çabuk gerçekleştiremez. Sezon sonuna kadar Adidas ile yola devam edeceğiz.

- Nike olan flörtü yazmıştık geçen haftalarda. Son haberin arkasından Nike giyeceğimiz fikri bu flörtün sonucudur. Hiç bir resmi haber, belge ve bilgi yok Nike ile anlaştığımıza dair. Ancak Galatasaray'ın istediği sponsorluk parasını Nike dışında başka bir firma karşılayamaz. Yani şöyle mantıklı düşünürsek Nike dışında başka firma giymemiz sanki mümkün görünmüyor. Ayrıca aldığımız duyumlarda da Nike ismi geçiyor. Fakat resmi bir açıklama yok henüz. Nike olmazsa fena hayal kırıklığına uğrarım.

- Canaydın'ın sahibi olduğu Biesseci firması, olası bir Nike anlaşmasından sonra üretimi yapacak firma demiştik. Eskiden tek yetkililerdi ve 3-4 sene öncesine kadar anlaşma sağlansaydı Özhan Canaydın'ın sahibi olduğu bu firma üretimi yapacaktı. Fakat işler değişmiş. Nike'ın üretim hakkı Cavit Çağlar'ın sahibi olduğu Yeşim Tekstil'deymiş. Yani Nike ile anlaşma sağlanırsa yine bir Galatasaraylı olan Cavit Çağlar'ın firması ile çalışacağız.

- Nike'ın Türkiye'de sponsor olduğu 2 futbol takımı var. Biri Milli Takım, diğeri Trabzonspor (Trabzon da değilmiş, tek takım Milli Takım). Diğer Nike giyen takımlar kendi ekipmanlarını kendileri sipariş ediyorlar, bu işi yapan firmalar ile çalışıyorlar. Nike Milli Takım'a son modelleri ve en iyi kalitedeki formaları sağlıyor. Dünyada büyük kulüpler nasıl değer görüyorlarsa Milli Takım da aynı değeri görüyor. Ancak Trabzon için bunu söyleyemeyiz. Eski kalıplar ve Nike'ın hazır tasarımları formalara konuyor, 2. sınıf muamele görüyor. Galatasaray ise tıpkı Milli Takım gibi değerli sınıfında olacağını düşünüyorum. Özgün tasarımlar ve iyi kalitede formalar, tıpkı Milli Takımda olduğu gibi, bize de sağlanır. Tabi Nike ile anlaşırsak.

- Nike'ın kalıpları basittir. Adidas'ın bir forması 8-10 parçadan oluşabilirken, Nike sade ve tişörte yakın kalıplar kullanır. Ancak kumaş ve teknolojisi Adidas'tan üstündür. Adidas'ın kalıp parçalarının bazıları düz - tek renk dışında herhangi bir şekil veya 1'den fazla renk içeremez. Düz olur. Bu sebeple Galatasaray'ın Parçalı forması Adidas kullanılırken Tam Parçalı olamıyordu. Kalıp parçaları işi zorlaştırıyordu. Ancak Nike; tasarımı, basit kalıplarına istenildiği gibi uyguluyor. Kısacası formayı tasarlayan kişiler Tam Parçalı forma tasarlarlarsa Nike'ın üretmede bir problemi olmaz. Ancak bu yine tasarlayacak kişilere bağlı. Umarım Tam Parçalı tasarlanır.

- Nike'ın bir problemi kendi hazır kalıplarını çok fazla kullanması. Fakat bizim kendi tasarımcılarımız varsa ve onlar formalarımızı tasarlayıp Nike'a sadece üretimi yaptırırlarsa problem olmaz. Eğer Nike'ın kendi tasarımcıları ile çalışırsak hazır tasarımları ve konsept tasarımları formalarımıza koyarlar. Özgün olmaz, pek çok Nike giyen takımda olan formaların benzerlerine sahip oluruz. Fakat ben tasarımcılardan yararlanacağımızı ve Arsenal, Barcelona, Manchester United gibi takımlarda olan özgün tasarımlara sahip olacağımızı düşünüyorum.

- Son olarak Adidas'ın karma karışık ve sadelikten uzak formalarından, ayrıca ota boka konan 3 çizgilerden kurtulacağız.

Adidas ile anlaşma fesih sonrasını ve olası Nike anlaşması sonrasında neler olacağını yazmaya çalıştım. Bu konular dışında merak edilen konular varsa yorum kısmında konuşalım.

ADIDAS İLE OLAN SÖZLEŞME FESHEDİLDİ


Seneye Nike giyeceğiz demektir bu. Ayrıca Murat Canaydın'ın da, babası gibi Galatasaray sevdalısı olduğu için bize en kaliteli formaları üreteceğinden hiç şüphem yok. En iyisini yapacaktır. Nike'ın kalıplar değil, tasarımlara önem vermesi, bizim Tam Parçalı giyebileceğimiz anlamına da geliyor.

Yalnız Adidas'ın yeni sezon formalarını hazırladığını biliyorum. Adamlar fena şoktadır. Detayları zamanla yazarız.

Adidas ile olan sözleşme feshedildi, biz Nike giyileceğini yazmıştık daha önce, erkene alınması çok güzel bir sürpriz oldu benim adıma. 2011-2012 sezonu formalarımız Nike olacak.

ADIDAS SÖZLEŞMESİ HAKKINDA


Adidas ile olan sözleşmemizin feshedildiği ve Nike giyeceğimiz konuşuluyormuş forumlarda.

2009 yılında Adidas ile biten sözleşmemiz 2015 yılına kadar uzatıldı. Şartları nedir bilemem. Ancak anlaşma feshediyorsan bir anlamda cezasını ödemek zorunda kalırsın. Sana tonla para veren Adidas ile sözleşme feshetmek bizim topçulardan ne kadar kar edildiğini açıklayan yönetimin yapacağı iş değil.

Ben kendi kaynağımdan (ki sağlamdır) öğrenmeye çalışıyorum durumu. Ulaşamadığım için biraz zaman alacak, fakat verecek cevabı kesin olacaktır.

2015 yılında Adidas ile biten sözleşmenin sonunda Nike giyebileceğimizi yazmıştık. Ancak o duyumda edinilen bilgi 2015 sonrasını gösteriyordu. Yani anlaşmanın feshedilmesi ve zart diye hemen Nike'a geçeceğimiz bilgisi yoktu. Sözleşmenin bitmesi beklenecek ve ardından Nike giyebileceğimizi öğrenmiştik. Fakat forumlarda dolaşan dedikodu hemen Nike'a geçeceğimizi söylüyor ki ben buna pek ihtimal vermiyorum.

Bir kere formaların hazırlanması vs... zart diye geçmemizi engeller. Tabi daha önce gizli gizli bir anlaşma yapılıp formalar hazır edilmediyse... Gelecek sezon giymemiz söz konusu olabilir ki, o da zaten duyurulur yakın zamanda resmi olarak. Fakat yukarıda da yazdığım gibi cezasını biz kulüp olarak ödemeyiz. Adidas'ın da Milli Takım'dan zaten kıl olduğu Nike'a kolaylık sağlayacağını ve cezadan vazgeçeceğini düşünmüyorum. Fakat eğer Nike bize bu güvenceyi verir ve biz öderiz derse, orasını bilemem.

Bu dedikodunun kaynağını bulamadım. Ani bir yazı oldu zaten. Kaynağı söylerseniz hemen eklerim. Ben de kendi kaynağıma ulaştığım zaman kesin bilgiyi tekrar buraya yazacağım. Umarım bugüne yetiştirebilirim.

EDİT: Yukarıdaki belge az önce nete düşmüş. Resmi gibi duruyor.

kap.gov.tr'de yayınlanmış bu belge. Yani resmi bir belge. Bakalım neler yaşanacak, yeni şartlar neler. biraz ani oldu, yazarız zamanla.

ANKET SONUCU


3 hafta önce açtığımız anket, sağda çok yer kaplamasından dolayı kafamı attırdı ve bitirdim. Zaten epeydir oran değişmiyordu, az çok fikir sahibi olduk. 7'sinde satışa çıkartılan çubuklu formamızı nasıl buldunuz diye sormuştuk. Çoğunluk beğenmiş. Resme tıklayarak sonucu grafikle birlikte görebilirsiniz.

Formayı ben de beğendim. Yani şöyle bir bakınca gerçekten güzel forma. Fakat; kalitesi ve tasarımının hiç özgün olmaması çok büyük eksi not. Yine de herhangi biri gibi vitrinden bakarsam beğendiğimi söylemiştim zaten 3 hafta önce. Ancak öyle bakamıyorum ne yazık ki.

23 Ocak 2011 Pazar

ARENA BOMBASI


Uzun süredir üst üste ASY'de yaptığımız bütün maçlara parçalı forma ile çıkmıştık. 26 Eylül tarihinden bugüne oynadığımız tüm iç saha maçlarını home formamız ile oynadık. Modern zamanların rekoru olsa gerek, alışık değiliz bu kadar üst üste giyilmesine. Tabi ki bizi çok mutlu etmişti.

Ancak bu serinin bozulacağını biliyordum. Daha önce de bu korkumdan bahsetmiştim. ASY anısına tasarlanan çubuklu forma yeni iç saha formamız olacak ve parçalı serimiz bozulacak diyordum. Seri bugün itibari ile son buldu, ancak çubuklu forma ile değil, krem forma bozdu bu seriyi. Galatasaray ASY Kompleksi'nde yapacağı ilk resmi maçına dış saha forması olan krem forma ile çıkacak. Ne parçalı, ne de çubuklu giyecek. (Bari 2. home olan çubukluyu giyseydiniz.)

Sivasspor herhalde iç saha forması olan kırmızı-beyaz çubuklu formasını giyecek. Dış saha formasını giymek bize düşmüş. (Sivasspor'un düz beyaz forması var oysa ki) Bir garip forma sorunu ile başladık bakalım. ASY alışıktı böyle kepazeliklere, ASY Kompleksini de yavaş yavaş alıştırıyoruz.

22 Ocak 2011 Cumartesi

SARI-KIRMIZI ?


3 yeni transfere giydirdiğimiz formalara bakın. 3rd formalar ile yeni transferleri tanıtma kültürü Galatasaray ve Beşiktaş'a ait olsa gerek. Dünya'da örneği yoktur herhalde. Büyük takımlarda yok zaten biliyorum da, yerel kulüplerde belki vardır.

Stancu - Sarı kırmızı değil miydi bu takımın rengi ?
Zapata - Öyleydi diye biliyorum, armada da sarı-kırmızı var ama... Ben de şaşırdım, değiştirdiler herhalde.
Yekta - Yok değişmedi arkadaşlar rahat olun ben biliyorum.

21 Ocak 2011 Cuma

Forma önerileri # 2

Ilk olarak koydugumuz parçali forma sonrasi simdi de taraftarimizin özlemle bekledigi bir sari forma paylasiyorum sizlerle..

Detaylar :

  • Yine eski logo, yani Gayin - Sin logosunu kullandım.
  • Formada biraz daha koyu olan bir renkte çapraz çizgiler var.
  • Sortlar ve çoraplar formanin kendisi gibi sari renkte. Istege göre kirmizi sortta giyilebilir.
  • Forma'nin, sortu'nun ve çoraplarinin uçlari kirmizi göründügü gibi. Bir bütün saglamaya çalistim böylece.
  • Formada kirmizi bir V-yakasi var.


Okan Öztoprak.

19 Ocak 2011 Çarşamba

BİLEMEZSİN


Hazır Nike ile söylentiler çıkmışken ve şu aralar malum olayların yankıları sürerken ben de küçük bir şey paylaşayım istedim.

Nike'ın Türkiye'deki üretim hakkı Bursa'da Biesseci firmasında. Bu firmanın da sahibi Canaydın ailesi. Merhum Başkanımız Özhan Canaydın vefat etmeden önce bu firmanın en tepesindeki isimdi. Biesseci firması çok uzun zamandır Nike'ın üretim hakkına sahip. Bu sebeple Nike ile Galatasaray flörtü aslında geleceğe ait yeni bir durum değil. Yıllar öncesinde Galatasaray'ın Nike giymesi konusunda direkt yönetim katından giden öneriler vardı. 1998 yılında ilk olarak bu söylenti çıktı diye biliyorum. Daha sonra Lotto'dan sonraki dönemde, Umbro'ya geçmeden önce, neden Nike giymiyoruz deyip kulüp olarak Özhan Canaydın'a teklifimiz olmuştu.

Peki bütün ömrünü Galatasaray'a vermiş Özhan Canaydın'ın Türkiye'de sahibi olduğu bir firmanın formalarını neden hiç giymedik biz ? Neden Adidas'a, neden Umbro'ya, neden Lotto'ya yöneldik de, daha en başından giymemiz gereken bizden olan Nike'ı hiç giymedik ?

Yukarıda da yazdım; Çeşitli sezonlarda, pek çok kez Özhan Canaydın'a bu istek iletildi. Fakat Özhan Canaydın bizzat kendisi buna hep karşı çıktı. "Ben Galatasaray üzerinden para kazanamam" diyerek her defasında reddetti Nike meselesini. Tekstil devi; işini, ailesini, hakkıyla kazanacağı parayı değil, Galatasaray sevgisini üste koydu. "Sevgilim üzerinden para kazanmak bana yakışmaz" dedi, defalarca reddetti. İşte Galatasaray bu yüzden hiç bir zaman Nike giymedi. Pek çok kez teklif edilmesine rağmen...

O yüzden Allah kuruşuyla katlar, gemicikler alanlar; bilemezsiniz Özhan Canaydın gibi olmayı. Bilemezsiniz yalakalıkla makam yükseltenler. Çalıp, çırpıp, hakkı olanın parasını cebine atanlar, bilemezsiniz Özhan Canaydın gibi olabilmeyi. Galatasaray üzerinden rant sağlayanlar, kendi holdinglerinin derdine düşüp yalakalık yapanlar... Bilemezsiniz böyle bir adamın önünde ne kadar aciz kaldığınızı. Bilemezsiniz ne kadar naif ve güçsüz olduğunuzu... Hayal bile edemezsiniz Özhan Canaydın'ın ne demek olduğunu. Bırakın hayal etmeyi, adını ağzınıza bile alamazsınız böyle bir adamın.

Bu blogda sadece formaları yazıyoruz. Belki de binlerce örnekle TOKİ başkanının adını ağzına alma cüretinde bulunduğu güzel insanın nasıl biri olduğunu anlatabilirsiniz. Ben sadece formalar üzerinden anlatmak istedim.

Ve Polat; Defol git bu kulüpten...


18 Ocak 2011 Salı

YAKIŞMIYORDUN ZATEN


Adamın suratını görmek istemezsin, bok var gibi her maç sonu 245 tane resmine rastlarsın, işimiz düştü bir tane adam gibi fotosunu bulamadık iyi mi. (Edit: Neyse ki Çimlere Basma blogu adam gibi bir resim bulabilmiş.)

Galatasaray armasını taşıyan formamıza en yakıştıramadığım insan Servet. Hatta bu formayı giymesi o kadar koyuyor ki bana. Armamız da artık dayanamamış olacak ki bırakıvermiş kendisini. Servet'in bu maçtaki formasında Galatasaray arması yoktu. Daha seremonide yoktu arma. Yani sonradan düşme meselesi değil. Ya içeride bir muamele gördü, ya da direkt üretim hatası olan formayı verdiler yanlışlıkla. Sorun ne olursa olsun adam 90 dakika armasız mücadele etti. Ancak dediğim gibi Servet söz konusu olunca bir Galatasaraylı olarak tebessüm ettim bu duruma.

Tabi forma sever ben'in olaya bakışı çok daha farklı. Millet astronot kıyafeti gibi formalar yapıyor. Sanat eserleri yaratıyorlar, yıl olmuş 2011, senin hala formanın üzerinden arman düşüyor. Ya da basılmıyor vs... Bu kadar kalitesizlik olur mu ? Bir de 92 lira veriyoruz bu formaya. Hadi o kulübe katkı parası, ama kıyafet olarak çok daha kalitelisini haketmiyor muyuz ?

PARÇALIYA DEVAM


Açıkçası çok korkuyordum. Çubuklu forma çıktığı için parçalıyı rafa kaldıracaklar zannediyordum. Korktuğum başıma şimdilik gelmedi. Galatasaray bu akşam oynayacağı kupa maçına parçalı forması ile çıkacakmış.

Gerçi bu maç deplasmanda, benim esas merak ettiğim iç sahada hangi formayı giyecekler. İç saha formamız çubuklu forma mı olacak, yoksa parçalı ile devam edilecek mi ? Bunu Sivas maçında göreceğiz. Ya da iç saha formamız çubuklu olacak, parçalı away alternatifi mi olacak ? Söz konusu Galatasaray ise şaşırmam buna. Zaten aslında garip olan 2 tane home formamızın olması. Dünyada başka hangi takımda vardır ?

Neyse yine de şimdilik parçalı formayı unutmamışlar. Lappap'ın az önce dediği gibi yanlış, manlış ama yine de bir parçalımız olsun.

16 Ocak 2011 Pazar

Parçasız Zaferler

Blogda da sürekli gördüğünüz gibi, bizim takımın forma geçmişi karışık. Yani gerçek formamız parçalı diyoruz, 2 sezondur onu giyemiyoruz bile. Bi' yandan bu sezon Sami Yen'den ayrılma anısına çubuklu yapıldı. Bir taraftan o giyilecek falan.

Bloga ilk dahil olduğum gün, daha önce Lappap'ta yazdığım bir yazıyı editleyip yayınlamıştım. Konusu, tarihimizin en başarılı 2 sezonu diyebileceğimiz, 99-00 ve 00-01'de parçalı giymememiz üstüneydi. Geçenlerde farkına vardım ki (biraz geç varmışım sanki), bizim büyük Avrupa zaferlerinin çoğunda parçalı giymemişiz. "Nasıl olur" değil mi? Değil işte. Parçalımıza çok sahip çıktığımızdan böyle olmuş.

Duruma Avrupalı bir futbolseverin gözünden baksak, daha anlaşılır olur sanırım. Yani o adamın kafasında bir "parçalı forma giyen Galatasaray" imgesi yoktur. Çünkü Galatasaray'ın ses getirdiği maçların çoğunda, üstlerinde parçalı yoktur. Benim tespit ettiklerim şunlar, kronolojik olarak:
(Burda bi ekleme yapmak lazım. Finalde 2 takımın o zamanki toplam 4 formasından en uygun ikili bu çıkıyor. Hani mecburiyetten beyaz giyildi denebilir. Ama zaten o seneki iç saha formamız çubuklu. Yine fiyasko)





Bu maçlar, Galatasaray'ın Avrupa zaferlerinin yarısından fazlası yapıyor. Onu da geçtim, en büyüklerinde parçalı yok. Eee? Nasıl olacak o zaman? Biraz sorun var gibi?

14 Ocak 2011 Cuma

2015 NIKE


Matthias'ın istihbaratı sonucu Nike ile ilerki sezonlarda anlaşabileceğimizi öğrenmiş bulunuyoruz. Aslında biraz açarsak konuyu; Kafamızdan sallamadığımızı, sağlam bir kaynaktan bu bilginin edinildiğini söyleyelim. Olur, olmaz orasını bilemem. Anlaşma sağlanamaz veya Adidas daha iyi bir parayla gelir, orasını da bilemem. Ancak 2015 yılında Adidas ile bitecek olan sözleşmemizin sonrasında Nike teklifi yapacakmış. İstihbarat bu yönde.

Eğer istihbarat doğru ise; nihayet Adidas'ın kalıplarından kurtulup daha özgür ve bize özel tasarımlara kavuşabileceğiz. Mesela tam parçalı forma çok daha nostaljik tasarlanabilecek, daha sade formalarımız olacak. O 3 çizgilerden de kurtulmuş olacağız. Kalıplara göre değil, kendi tasarımlarımıza göre rahatça hareket edebileceğiz.

Ayrıca büyük liglerin hepsinde gördüğümüz o ülkenin en büyük iki takımının aynı zamanda sportif ekipman sağlayıcısı olarak da büyük rakip olduğu güzel bir çekişme de izleyeceğiz. (Real-Barça, Inter-Milan, Man U-Liverpool, Chelsea-Arsenal vb...)

Tekrar hatırlatalım; kesin diyemeyiz, sağlam bir kaynaktan edindiğimiz duyum diyelim... Matthias'a da bu istihbaratı için çok teşekkür ederiz.

Haberi kaynaksız kullanmayın.

Edit:


Ta geçen sene açtığımız ankette de takipçiler Nike'ı seçmişti. Sevineni daha çok olacak sanıyorum.

ÇUBUKLU KOMBİNASYONU


Ali Sami Yen Stadı'na son kez çıkan ve belki de çocukları omuzlarında son kez bir Galatasaray maçı görme şansı yakalayan şanslı 36 taraftarın aralarında yaptıkları maçta bir takımın giydiği çubuklu forma kombinasyonu dikkatlerden kaçmadı. Takımın giyeceği siyah kombinasyonun aksine beyaz şort kırmızı çorap kombinasyonu ile maça çıkılmış. Rakibin mercan formayı giymesi ve doğal olarak siyah şort-çoraplar ile çıkması bu değişik kombinasyona sebep olmuş.


Çubuklu formaları giymeye başladığımız ilk günlerden beri zaten klasik parçalı kombinasyonunu çubuklu formalarımıza da uygularız. 50-60-70'li dönemlerde çubuklu altına beyaz şort, kırmızı çorap kombinasyonuna çok sık rastlarız. Bu maçta da bunun nostaljisi yaşanmış. Peki acaba Galatasaray futbol takımı maçlara siyah şort-çorap kombinasyonu dışında farklı bir kombinasyonla çıkacak mı ? TFF kataloğunda bu formanın tek kombinasyonu var. Diyeceksiniz; TFF kataloğunu hangi takım takıyor ? TFF kataloğunu pek çok takım takmıyor, ancak Galatasaray bu katalogda yer alan kombinasyonların hiç dışına çıkmadı. Ben bu yüzden yine çıkacaklarını sanmıyorum ve siyah şort-çorap kombinasyonları dışında farklı bir seçenek kullanmayacağımızı düşünüyorum.

12 Ocak 2011 Çarşamba

ÇUBUKLUNUN İLK SINAVI


Çubuklu formamızın giyildiği ilk maç Ali Sami Yen'in son maçı oldu. Zaten Ali Sami Yen anısına tasarlanmıştı, gitmeden bir gördü formamız. Arenadaki ilk formamız da olacak aynı zamanda. 4 günde 2. kez tarihe geçecek. 64'teki forma için de ballı demiştik, anısına tasarlandığı forma daha bir ballı. Unutulmayacak.



Formanın ilk dikkat çeken tarafı şort-çorap kombinasyonu. İnsanın hoşuna gidiyor sarı-kırmızı altında siyah görmek. Biz lappap ile bir ouv dedik ilk kez görünce. Çok önceden biliyorduk bu kombinasyonu, ancak yine de kanlı canlı görünce insanın ister istemez hoşuna gidiyor (benim istemeden hoşuma gitti mesela). 2003-2004'ten sonra ilk defa sarı kırmızı altında siyah görüyoruz.


Formayı Calibra zaten çok güzel yazdı, maç sırasında dikkatimizi çeken ve eklenebilecek herhangi bir özelliği yok. Sahaya yakışan bir forma. Yalnız benim şahsi fikrim şort biraz daha sade olabilirdi. Adidas illa o 3 çizgiyi koyacak formasına, bir de arka fona düz sarı bant çekince bir karmaşa olmuş orada. Çoğu kişi sevmiştir, ben de alışınca seveceğim mutlaka. Ancak karışık geldi. Sadece kırmızı 3 çizgi inse daha güzel olurdu sanki. Aslında Nike'ın şortlarındaki gibi kırmızı ve sarı 2 ince şerit inse tadından yenmezdi. Neyse yine de kombinasyona uygun bir şort. Çorapta ise sarı detay yok. Zaten en son ne zaman çorapta sarı ile kırmızıyı beraber kullandık ? Unutacak kadar uzak olsa gerek.


EFSANE


Bugünün hüznü içinde beni gülümseten olayların başında maç öncesi veteranların yaptığı karşılaşmada Parçalı takımın giydiği forma oldu. O çok özlediğimiz parçalı altına beyaz şort - kırmızı çorap kombinasyonunu 189 sene sonra görebilme imkanını yakaladık. Bir de Galatasaray'ın efsaneleri üzerinde görünce ayrı bir heyecan tabi. Özlemişiz be abi. Önümüzdeki dönemde sürekli giyeceğimiz iç saha kombinasyonu olması, tam parçalı ile birlikteki en büyük forma temennim.


İnsan düşünmeden edemiyor. Neden bu maça kırmızı çoraplar ile çıkma kararı alınmış. Yani takım resmi maçlara o şekilde çıkmıyorken 30 senedir, neden bu maçta o kombinasyon düşünülmüş. Demek ki bildikleri bir şey var. Demek ki bizim tarihi kombinasyonumuzun o olduğunun farkındalar. Neden o zaman bir türlü takıma da bunu uygulamıyoruz ? Eğer bu maçtaki kırmızı çorap konusunda ufacık bir katkımız olduysa mutlu olurum, tabi bunu gelecek senelere taşımak lazım.

Çubuklu formanın ilk sınavını da artık yarın yazarız.

Resim Kaynak: Sporx - Sabah.com.tr

11 Ocak 2011 Salı

VEDA

Galatasaray taraftarı ve Ali Sami Yen'İn ilk buluşması

Melih Abi yapmış yapacağını ve yine çok güzel bir yazı döktürmüş. Benim üstüne ekleyebileceğim bir bilgi birikimim yok malesef. Üstad'ın yazısını okuduktan sonra bu bloga dönüp, bu veda günü ilk Ali Sami Yen maçlarında çekilmiş bir kaç fotoğrafı sizlerle paylaşmak istedim.


1964 senesinin son ayında Ali Sami Yen kapılarını ilk kez açtı bir milli maç ile. Bulgaristan ile oynanan bu maçta üst tribünden aşağı onlarca insanın düşmesi sonucu yaşanan talihsiz olay stadın, güvenlik problemi gerekçe gösterilerek bir kaz daha kapanmasına yol açtı. Aşağı yukarı 1 sene sonra 1965'in Eylül ayında Galatasaray bir Avrupa Kupası mücadelesinde FC Sion ile ilk defa kendi taraftarları ile buluştu. Devamı Gayın-Sin'de... İşte bu maçın, yani Galatasaray'ın ilk defa Ali Sami Yen'e çıktığı maçtan görüntüler yukarıda. Metin Oktay parçalısının altına beyaz şort ve beyaz çorap ile çıkmışız. Yani aslında Ali Sami Yen'de ilk maçımıza çubuklu değil, Parçalı forma ile çıkmışız.


Ali Sami Yen'de oynanan ilk lig maçı ise tesadüftür ki yine İstanbulspor ile oynanmış.(Hatırlarsanız ilk kez Ali Sami Yen topraklarında 1944 yılında oynanan, o zamanki Mecidiyeköy Stadı'nda yapılan karşılaşmadaki rakibimiz de İstanbulspor'du.) 1966 yılındaki ilk lig maçına Galatasaray bu sene modernize hali ile gönderme yaparak satışa çıkarttığı ve ligde giyeceği çubuklu formanın atası ile çıkmış.

Şöyle bir kronolojik sıralama yapalım;


O zamanki adıyla Mecidiyeköy stadı olan ve sonradan üzerine Ali Sami Yen'in yapılacağı topraklardaki ilk maça, 1944 yılında Damalı formalar ile çıkmışız.


1965 yılının Eylül ayında Galatasaray'ın ilk defa Ali Sami Yen'e çıktığı maça Tam Parçalı formalar ile çıkmışız.

1966 yılının Ocak ayında Galatasaray'ın oynadığı ilk lig maçına çubuklu formalar ile çıkmışız.

Ve son maç... 2011 yılının yine bir Ocak ayı. Bu sefer son maçımız. Galatasaray bu son maça hangi formayı giyer dersiniz ? Tarihe geçecek olan bu forma sakın mercan olmasın, çubuklu da olmasın... Parçalı ile bitirelim.

Resim Kaynak : Milliyet Arşiv

9 Ocak 2011 Pazar

Forma önerileri #1

Öncelikle merhaba arkadaşlar, beni mutlaka tanıyanınız vardır. Tasarım, çizim vesaire yapıyorum. Burada sizlerle forma önerilerimi, yani tasarımlarımı paylaşacağım. Hedef ise bunlari kulübe ulaştırmak.

İlk olarak sizlerle bir parçalı forma tasarımı paylaşacağım. Bu formayı 2 formadan esinlenerek yaptım. Biri yakalarının iplerle buluştuğu 30 ve 40'lı yıllarda giyilen damalı forma, diğeri 1950'lerin sonundan 60'ların ortalarına kadar giyilen tam parçalı forma :



Tabi yanında da bir kaç küçük detay var :

  • Eski logo, yani Gayin - Sin logosunu kullandım.
  • Forma 8 - parça halinde, yani klasik parçalı forma halinde. Olması gerektiği gibi.
  • Yakada bağlar var, bu şekilde yakanın fazla açık olmasını engelliyoruz.
  • Çoraplar siyah, yani 1950'den önce giyildiği gibi.
  • Formada ayrıca Galatasaray'ın gerçek renklerini kullandim.
Umarım beğenirsiniz, devamı daha sonra..

Selametle,

Okan Öztoprak

not: büyük hali için üzerine tiklayin..

8 Ocak 2011 Cumartesi

SINIRLI SAYIDA FORMALAR

Bu yazıda bahsi geçen formaların özellikleri özel formalar olmaları değil, sınırlı sayıda üretilmiş olmaları. Yani kimse çıkıp 100. yıl formamız da özeldi demesin. Sınırlı sayıda formaları ve yapılış amaçlarını biraz yazalım. Bunları yaparken sadece benim aklıma gelen takımlarından örnekler vereceğim. Eminim çok daha fazla vardır da, sadece benim aklıma gelen formaları yazayım.

Sınırlı sayıda yapılan formaların bir özelliği olması lazım. Bir amaç uğruna yapılmış, koleksiyon değeri taşıyan ve takımın özel bir günde veya sezonda 1-2 maçta giyeceği formalar olması lazım. Daha sonra bu tamamen farklı formaları sınırlı sayıda üretip, bu işlerle ilgilinen kişilere belli sayıda satışını yaparsın. Çok doğaldır ki fiyatı sezon içinde giydikleri formalarından daha yüksek olur. Bizim ki kadar uçuk olmasa da.

Mesela Barcelona'nın şu meşhur Mes logolu forması. 2009 yılında Juan Gamper Turnuvası için, sadece o turnuva için yaptırdığı ve
satışı sınırlı olan forması hiç kuşkusuz en meşhur sınırlı sayıda üretilen formaların başındadır. Barcelona sadece o turnuvada giyeceği formasını haftalar önce tanıtmış ve sınırlı sayıda satışa çıkartmıştı. Bambaşka bir tasarım ve sadece o turnuvada giyilecek olan bu forma, normal formalarının 2
katı fiyatla falan da değil, yanlış hatırlamıyorsam sadece 20 euro daha pahalıya satılmıştı.

Boca Juniors'un 105. yıl forması. Boca o sezon bildiğimiz formasını
giyiyordu, sınırlı sayıda 105.
yıllarına özel İsveç bayraklı temalı formayı yapmışlardı. Takım orijinal bildiğimiz formasını giymeye devam ediyor ancak dileyen bu sınırlı sayıda formaları satın alabiliyordu. Bambaşka bir teması ve tasarımı vardı. Takım sürekli olarak hiç bu formayı giymedi. Fiyatı ise normal formaları ile hemen hemen aynıydı.

İrlanda'nın göğüs kanserine destek amaçlı sınırlı sayıda ürettiği pembe forması. İrlanda bu formayı belki bir maç giydi, belki de hiç giymedi, takip etmedim. Ancak gelirinin tamamı bu hastalıkla mücadele için bağışlandı. Sınırlı sayıda üretildi, isteyen koleksiyoncular formayı satın aldı. Fiyatı ise normal formalarından fazla değildi.

İngiltere'nin 2011 forması henüz tasarlanmadan, İngiltere ünlü bir
modacıdan bu sınırlı sayıda yapılan formasını tasarlamasını istedi. Modacı üzerinde renkli haçlar bulunan bu formayı tasarladı ve sınırlı sayıda satışı yapıldı. Daha sonra aynı formayı değiştirerek milli takımlarına da uyarladılar. Fakat bambaşka tasarımda olan bu forma ilk olarak sınırlı sayıda çıkartılmıştı. Takım da giymemişti. Bu formanın fiyatı da orijinal İngiltere formasının 2 katı değildi.

Brondby'in Unicef forması. Takım bu formayı birkaç maç giydi, giyiliş amacı Unicef'e destek vermekti. Ancak sadece giyerek vermediler desteği. Sezon içindeki formalarından 6-8 euro arası daha pahalıya satılan bu formanın o fazla fiyatının bütün geliri Unicef'e bağışlandı.

Aklıma en son gelen Everton'un mor forması. Everton ile yardıma
muhtaç çocuklara bağış toplayan ingiliz firması Liverpool Unites kuruluşu arasında yapılan bir anlaşma sonucu bu forma doğdu. Sınırlı sayıda üretildi. Koleksiyoncular böylelikle hem sınırlı sayıda formaların sahibi oldular, hem de formaya ödedikleri para sayesinde bu kuruma katkı sağladılar. Fiyatı da normal Everton formalarından farklı değildi.

Benim aklıma bu formalar geldi. Tekrar söylüyorum, bunların özel forma olmaları burada yer bulmalarına sebep değil. Bu formaların ortak özelliği sınırlı sayıda üretilmeleri. Bu formaların hepsi o takımlar için yeniden ve sadece onlara özel tasarlandı. Bu formaların hiçbirini kulüp 1-2 maçtan fazla giymedi. Hepsi farklı şekilde tasarlandılar. Hiçbiri sezon forması değil anlayacağınız.

Bir de Galatasaray'ın sınırlı sayıda diye kakaladığı formasına bakalım; Bir amaç uğruna yapılmamış. Sezonun bundan sonraki sürekli iç saha forması olan ve Adidas tarafından seri üretimi yapılan çubuklu formasına, 25 kuruş bile harcanmayarak basılan bir TT Arena logosu ve Ajax takımının isminin yer aldığı ufak bir logo eklenerek oluşturulan sözde özel forma... Sezon formasından tek farkı bu logo. Yani Şampiyonlar Ligi maçlarında isteyen her takımın formasına işlediği rakip takım ismi ve maç tarihi logosu ile aynı mantığa sahip bir uygulama, aynı oranda da basit bir uygulama. Tasarım tek maçlık değil, tasarıma ekstra maliyet harcanmamış, formanın gelirinden herhangi bir sosyal yardım amacı güdülmemiş, bambaşka bir forma tasarlanmamış, sadece ütüyle rakibin adı basılmış. 2000 UEFA Finali formamızda bile Başarspor, maçın adını ve tarihi elleri ile dikmişti, bir emek vardı. Bu ise seri üretim.

Sağdaki 92, soldaki 175 lira !

Tamamen bambaşka bir forma olsa, mesela Calibra'nın dediği gibi Adidas ile masaya oturulsa ve nostaljik formanın birebiri yapılsa. Sadece o ilk maçta, sadece Ajax'a karşı giyilse, daha sonra da taraftara sınırlı sayıda satılsa ve o formanın fiyatı 175 lira olsa, belki tamam alınır derdim. Yukarıda ki formaların hiçbirinin sezon formalarının 2 katı fiyatında olmamasına rağmen derdim bunu. Ancak zaten seri üretimde olan, hiçbir tasarım farklılığı, kalite - kumaş farklılığı olmayan ve takımın 2. yarıda her maçta giyeceği bir formaya 25 kuruşluk baskıyı basıp formayı kakalamak akıl alır gibi değil.

TT Arena yapılırken 2 işçimiz hayatını kaybetti. İsimlerini yaşatacağız dediler, çocuklarına bakacağız dediler, yapılmıştır mutlaka. Benim önerim; elde edilecek gelirin tamamının hayatını kaybeden işçilerin ailelerine gönderilecek olan, tamamen bambaşka tasarıma sahip ve sınırlı sayıda üretilecek olan formaların yapılması. Örneğin 1000 tane siyah forma yapacaksın, yukarıda örnek verdiğim bütün formalarda olduğu gibi kutulayacaksın ve 175 liraya satacaksın. Hem isimlerini yaşatacaksın, hem gelirleri bağışlayacaksın. Sınırlı sayıda, takımın sürekli giymeyeceği, her zaman satılmayacak olan formalara da koleksiyonerler ve ilgilenenler sahip olacak. Böylelikle destek de çıkmış olacaklar.

Bu iş hakikaten kepazelik.