Hani sezonları tek tek incelerken yazıyoruz ya, "şu sezon 2 parçalı 2 çubuklu vs... kullanmışız" diye. Bazen öyle şeyler olmuş ki, bir sezonda değil, 1 maçta farklı çubuklular ile mücadele etmişiz. Hem de devre arasında değiştirme durumu da değil, aynı anda 2 farklı forma ile sahadaymışız.
Eski siyah beyaz yıllarda böyle durumların çok olacağını düşünüyorum. Çünkü formalar elde, bir terzide dikiliyordu ve ara sıra standarttan şaşmaları çok doğal. Formalara uzaktan dikkatsizce bakıldığı zaman fark çok anlaşılmıyor zaten. Çubuklu mu evet çubuklu, tamam giy çık maça gibi bir durum. Elde tek tek hazırlanan formalarda böyle hataların olması çok doğal. Klasik sezonlara bence güzellik katan olaylar ki, bu yukarıdaki foto bunun güzel bir örneği. 49 yılından bir kare.
Bu resim 87 yılında giyilmiş çubuklu formamızı gösteriyor. Pek dikkatli bakmayan biri formaları aynı zannedebilir. En solda kalecinin yanındaki ve onun yanındaki 2 formaya bakın. 2'sinin birbirinden farklı olduğunu göreceksiniz. İşin garibi bu foto 87 yılına ait. Yani öyle çok da eski değil. O sezon Adidas giyiyorduk, ancak çubuklu formamızı Adidas üretmiyordu. Zaten belli üretmedikleri. Öyle bir durumla karşılaşılmazdı. Bu kadar yeni bir sezonda böyle bir durum komik açıkçası. Bu arada bu güzel posterin kaynağı için tıklayın.
Yukarıdaki resim 72 yılına ait bir maçtan. Burada 49 yılındaki gibi bir dikim hatası olmamış. Bu resimdeki 2 çubuklu da bizim aslında ayrı formalarımız. Yani her 2'sini farklı maçlarda takımımız giymiş. Ancak bir karışıklık sonucu, biri bir maçta yanlışlıkla diğer formaların arasına karışmış. Oyuncu da mecburen maça öyle çıkmış.
Her neyse işte, arşiv araştırmalarım sırasında yakalanmış bir karede 2 forma vakaları.
o 2 forma hadisesi forma eksikliğinden kaynaklanıyor muhtemelen. bi'hafta öncesinden yırtılıyor, kan ve çimen lekesi çıkartılamıyor vesaire...
YanıtlaSil