27 Şubat 2010 Cumartesi

TURUNCU MOR VE RIJKAARD ÜÇGENİ


Galatasaray gerçekten çok büyük takım. Yurt dışına çıkıp oradaki herhangi biriyle futbol muhabbeti yapanlar zaten bunun farkındadır. Avrupa'daki herhangi bir kulübe gösterilen saygı Galatasaray'a da gösterilir. Ancak ne yalan söyleyeyim o kadar büyük kulüp olmamıza rağmen, geçen sezon bana "bu takımın başına Rijkaard geçecek, yanında da Neeskens'i getirecek" deseydi biri, hadi oradan bak işine derdim. Ama bu kulüp benim hayallerimin bile ötesindeki adamı, futbolun yaratan insan Cruyff'un evladı, Frank Rijkaard'ı takımın başına getirdi. O gün yaşadığım şoku hala kulübede bu 2 adamı görünce yaşıyorum. Henüz kendime gelemedim.

İşe formalar açısından bakalım; Rijkaard'ın gelişi çok büyük sürpriz olsa da, Mor formanın geleceğini 2 ay önceden biliyorduk. Rijkaard gelip forma tanıtımında bu formaya bakınca, Real Madrid'i düşünmüş müdür acaba demiştim. Hele bir de, bir önceki sezon turuncu formamız olduğunu düşününce, şu 2 sezonda Rijkaard için ters bir tesadüf yaşanmış gibi oldu.


1998-2000 Hollanda Home Forması, Rijkaard Hollanda'nın başındayken

Forumlarda da bir çok insanın aynı şeyi söylediğini okumuştum, ben de açıkçası Rijkaard gelince keşke bu sezon yapsaymışız turuncu formayı demiştim. O belki bu kadar takmaz bu durumlara, ama dışarıdan bakan biri olarak, güzel bir jest gibi gözükebilirdi. Hollanda takımın forması bildiğiniz üzere Turuncu renk. Şu zamanlar beyaz formalarını Home olarak kullansalar da, bir zamanlar Turuncu onların esas formalarıydı ki zaten Portakallar'dır lakapları. Rijkaard da milli takımda oynarken pek çok kez turuncu formayı giymişti. Daha sonra futbolu bıraktı ve teknik direktörlüğe adım attı. İlk 1. adam olarak teknik direktörlük görevini Hollanda Milli Takımı'nda yaptı. 1998-2000 yılları arasında 2 sene bu takımın başındayken Hollanda yine turuncu formasını giyiyordu. Daha sonra tek sezonluk Rotterdam macerası hüsranla bitse de, Barcelona ona güvenip takımın başına getirdi ve 5 sene boyunca şuan Barcelona'nın geldiği yerin temelini kuran adam oldu. 2000 yılında Hollanda dönemi kapandı, ancak Turuncu forma dönemi kapanmamıştı Rijkaard için.


2006-2007 Turuncu 3rd, Rijkaard Barcelona Başındayken

Barcelona dönem dönem 91 yılından beri Turuncu forma çıkartır 3rd olarak. Bu sezon ki pembe turuncu karışımı gibi de değil, gerçek turuncu, pek çok 3rd forması vardır. Rijkaard bu takımın başındayken de bir dönem (2006-2007 sezonu) Barcelona turuncu bir 3rd forma çıkarttı. Rijkaard bir kez daha turuncu renk ile karşılaşmıştı.

Real Madrid Away Forma 1985


Şimdi işin Mor tarafına bakalım. Rijkaard futbolculuk döneminde tek sezon kiralık gittiği Real Zaragoza dönemi dışında İspanya'da hiç bulunmadı. Fakat Real Madrid onun futbolculuk döneminde Mor rengi away olarak kullanıyordu. Aslında 2. rengi mordu ve lakaplarından biri de hala mor menekşeler. Daha sonra Real Madrid her sezon mor rengini biraz daha laciverte yaklaştırdı ve en sonunda armasındaki çapraz mor çizgiyi de kaldırıp yerine lacivert çizgi koydu. Kısacası terk etti 2. rengini. Ancak eski dönemlerde bu mor renk formaları giyerlerdi. Kısacası mor, Real Madrid ile özdeşleşmiş bir renkti onun zamanında. Barcelona'ya teknik direktör olarak gidince de Mor Menekşelerin en büyük rakibi oldu. Rijkaard belki bu formayla hiç karşılaşmadı, ancak Cruyff eminim ki mor formaya sık rastlamıştır Barcelona dönemlerinde.


Gelelim bu büyük üstadın Galatasaray dönemine; Kıl payı kaçırdı turuncu formayı Rijkaard. Gerek Milli Forması olması, gerekse güzel tesadüfler sonrası, kariyeri boyunca Turuncu formalarla iç içe oldu. Belki yönetim önceden kestirebilse 1 sezon daha turuncu forma ile devam ederdi, ancak bu adamın gelişi onlar için de güzel bir sürpriz olmuştur bence. Bu sebeple de kıl payı kaçırdı turuncu formayı. Yakaladığı forma ise oldukça manidar. 5 sezon boyunca ezeli rakibi olan bir takımın, kendi futbolculuk döneminde giydiği mor renk... Eminim Rijkaard bu durumu pek sallamamıştır, ancak değişik bir tesadüf olmuş.

CESUR VE GELENEKSEL


Şundan eminim; Türk olmayan kimse bu formanın bir Milli Takım forması olduğunu anlamaz. Yakından inceleyene kadar bu formanın Nike tarafından Türkiye'ye özel üretilmiş tişört olduğunu düşünür. İlk cümlelerim bunlar olunca sakın olumsuz düşündüğümü zannetmeyin, bu forma son 16 yılın yapılmış en iyi Milli Takım formasıdır.

Bu formaya bakan yabancıların ilk düşündüğü şey "e nerde bunun arması ?" olur. Formaya bakıldığı zaman modern zamanlara göre bir eksiklik varmış gibi gözüküyor. Kendi ülkesinin bayrağını kullanan kaç Milli Takım vardır bilmiyorum, ancak genelde bütün Ulusal takımlar Federasyon bayraklarını formalarına taşırlar. Ayrıca bayrak kullanan takımlar da illaki o bayrağı göğsün bir tarafından formaya diker ya da basar. Bu sebeple ortadaki Türk Bayrağı, kırmızı bant ile birlikte, formanın bir motifi olarak algılanıyor ve bir başka arma arıyor gözler. Ayrıca Türk Bayrağı'nın herhangi bir dikiş baskı vs... üzerinde, ayrı ve sonradan formaya işlenmediği için, formayla bütün olduğu için, ayrı bir armanın formada aranması oldukça doğal gözüküyor dışarıdan bakınca. Ortada Türk Bayrağı olunca numara da sol omuzda yer almış. Güzel de olmuş.

Bu formaya bakıp "sonunda üretmişler" demek işin kolay kısmı. Bu forma zamanına meydan okuyan, gerçekten zamanına göre benzersiz ve bu sebeple de cesur bir forma. Açıkçası ben tasarlanıp giyilebileceğini düşünmüyordum. Bir anlamda günümüz kurallarına meydan okuyor. Kısacası öyle kolay bir forma değil. Neden daha önce yapılmadı da denemez günümüz şartlarında.


Bu formanın birebiri tamamen zıt yerleştirilmiş kırmızı versiyonu bizim 2.formamız olacak. O da Mart başında tanıtılır. Ancak benim anlamadığım konu. Bizim esas Home formamız beyaz olandır, kırmızı ise awaydir. Fakat 2002 Dünya Kupası ile birlikte Kırmızı forma home oldu nedense. Bu son tanıtılan beyaz forma da, away olarak tanıtılmış. Aynısının kırmızısı Home olacak. Buna da bir el atıp düzeltmek lazım.

Ben Fifa'nın formalara uyguladığı kuralları bilmiyorum. Onu Calibra daha iyi anlatır sizlere. Ancak ben bu formanın taslaklarını ilk gördüğüm zaman Fifa'nın bu formayı kabul edebileceğini düşünmüyordum. Çünkü dediğim gibi dışarıdan bakan birine göre ve son 10 küsür yılın forma kurallarına göre, bu forma oldukça aykırı ve kendine özgü. Yani başka bir ülkede benzeri yok bu formanın. Bu sebeple giyilebileceğinden şüpheliydim, ancak bu cesur çalışma bizim önümüzdeki 2 sene boyunca formamız olacak.


Dışarıdan bakınca oldukça cesur gözüken bu tasarım bizim için ise oldukça geleneksel. Yani illaki bir tasarım ekibi çalışmıştır, ancak klasik, 1924 yılından 1994 yılına kadar giydiğimiz o meşhur formanın birebir günümüze uyarlanmış versiyonu. Bu açıdan çok konuşmaya, formayı anlatmaya gerek yok. 2 hafta önce Fatih Terim'in 94 yılında bu klasik formamızı değiştirdiğini sizlere anlatmıştık. Tam 16 sene sonra sonunda gerçek formamıza kavuştuk. Düşünen, tasarlayan, araştıran inceleyen üreten herkese, bir forma sever olarak teşekkür ederim. Bu sene Dünya Kupasına gidebilmiş olsaydık, bu forma İngiltere ile birlikte turnuvanın en sansasyonel forması olacaktı kesinlikle.

Burada Galatasaray formaları ile alakasız konular açmayız. Ancak Fenerbahçe de Beşiktaş da Trabzon da formalarını tanıttığında burada yazı yazmıştık. Milli Takım formaları da önemli ve blogun istisna konuları arasına yerini aldı.

25 Şubat 2010 Perşembe

37 SENELİK RÖVANŞI AYNI FORMA İLE ALMA ZAMANI

3 Ekim 1973 - Galatasaray 0-1 Atletico Madrid

Galatasaray bu akşamki zorlu maça Parçalı Forma ile çıkacak, ayrıca beyaz şort giyeceğimizi tahmin ediyorum. Olması gerektiği gibi. Atletico da Siyah away formasını giyecektir muhtemelen.

37 sene önce Şampiyon Kulüpler Kupası'nda Galatasaray Atletico Madrid'i rövanş için İnönü'de ağırlamıştı. İlk maçtan 0-0 beraberlikle ayrılmıştık Madrid'de, ancak içerideki maçta 1-0 yenilerek kupaya veda etmiştik. O maçta Galatasaray yine Parçalı formasını giymişti. Bu kez 37 senelik rövanşı aynı forma ile alma zamanı.

Ben genelde formalara takık biriyim. Ancak bu maç öyle bir maç ki, inanın ne giyersek giyelim umrumda değil açıkçası. Yine de Parçalı ruhu Ali Sami Yen cehennemi ile birleşip Atletico'yu sahaya gömecektir. Mor ile bu ruhu yakalayamazsınız ya da sözde "Cesaret" ile...

YENİ ANKET - SİZİN 3RD SEÇENEĞİNİZ NASIL OLURDU ?

Diyelim Galatasaray her sezon 4 değil 3 forma çıkartmaya karar verdi. İlk formamız Parçalı, 2. formamız ise beyaz renk olacağı kesin. Ancak 3. formanın nasıl olacağını size sordular. Sizin 3rd seçeneğiniz hangisi olurdu ? Lütfen sağ kolondaki ankete katılın. Sonuçları kulübü de ilgilendirecek olan bir anket olabileceğini düşünüyorum.

Anketin seçeneklerine gelince.

1- Ana Renklerden Farklı Düz Tek Renk; Yani bu seneki mor formamız gibi, üst de şort da tek renk.

2- Ana Renklerden Farklı 1'den Fazla Renk; Yani mor siyah parçalı veya mor formaya füme şort gibi...

3- Ana Renklerden Farklı Ancak Sarı ve/veya Kırmızı Detayları olan; Yani 98-99 Füme gibi ya da Mor renge Kırmızı çizgiler gibi vs...

4- Düz Sarı veya Düz Kırmızı; Yani 90'lardaki 3rd kültürü. 3. Formamız düz kırmızı veya düz sarı olsun. (Sadece 3 forma çıkartacağımızı varsayın)

5- Parçalı Tasarım Dışında Ana Renklerden oluşan Başka Bir Tasarım; Yani Çubuklu Sarı Kırmızı Forma veya Düz Sarı üst altına kırmızı şort veya tam tersi vs...

Merak ediyoruz. Ankete katılanlara şimdiden teşekkür ederiz.

Not: Ana renklerden farklı renk istediğiniz renk olabilir, örneklere takılmayın..

23 Şubat 2010 Salı

"ÇAKMA FORMA ALDINIZ MI ?" ANKETİ SONUCU


Birkaç ay önce açtığımız anket'e bakarken, tesadüf 500 kişinin oy kullandığını gördüm ve bitireyim bari dedim. Zaten oy sayısı artsa da yüzdeler aşağı yukarı aynı kalıyordu ve genel bir kanıya varmış oldum böylelikle. Aslında bizim blogda açılacak bir anket değildi bu. Zaten takip edenlerin çoğu forma meraklısı ve forma meraklısı insanların çoğu da çakma forma almaz. O sebeple pek doğru bir yer olmasa da, merak ettiğim bir konuydu.

Anketin sonucunu resimden görebilirsiniz. Yüzde 73'lük bir kesim çakma forma almamış hayatında. Yüzde 13 kesim bu sezon çakma forma almış, yüzde 14 de daha önceki sezonlarda çakma forma almış. Keşke hiç kimse almasa, keşke satılmaması için kulüpten daha büyük bir çaba olsa vs... Ancak alan almış artık yapacak bir şey yok.

Bu arada ben bu anketten çıkan oranın, Türkiye'deki forma alan Galatasaraylı'ların oranı ile örtüşmediğini düşünüyorum. Aslında kulüpten ya da GSstore'dan birileri yazsa da bize mail, burada paylaşsak. Gsstore'un günlük forma satış rakamı kaç ? ve de internet üzerinden satılan çakma formaların günlük satış rakamı kaç ? bir kıyaslasak. Ben zannetmiyorum yüzde 73'e yüzde 27 fark atsın GSstore. Eminim ki internette satılan lisanssız formaların gerisinde kalıyordur. Bu sebeple bu ankete kanmamak lazım, ancak blogun takipçi kitlesinin de kulübüne katkısını görmüş olduk, bu sevindirici. Ayrıca çakma forma aldım diyen katılımcılara da sitemkarım, ancak teşekkür ederim dürüstlüklerinden dolayı :)

Bu anket başlığı üzerine, GSStore İhbar Hattı kurulması isteğimi bir kez daha dile getireyim. İlgili yazılar için şuraya ve şuraya tıklayınız.

22 Şubat 2010 Pazartesi

7. HAFTA TASARIMLARI HAFTAYA YAYINLANACAK


Bu hafta yeterli sayıda tasarım gelmemesi sebebiyle, 7. hafta tasarımlarını 1 Mart Pazartesi günü yayınlayacağız. Tasarımlarını gönderen ve haftanın 1.sini belirlemek için oy kullanan herkese teşekkür ederiz.

6. hafta 1.si, sizlerin verdiği oylarla Kaan Kabalak'ın tasarladığı Füme 3rd forma oldu. Bu tasarım ile birlikte bizim seçtiğimiz 2 tasarım daha final turuna yükseldi.

21 Şubat 2010 Pazar

DERBİDEN ÖNCE GEÇ KALMIŞ RİCA


Resmi siteyi takip ettiyseniz Galatasaray'ın bugünkü derbiye beyaz forma ile çıkacağını okumuşsunuzdur. Beyaz forma nedir yahu ! Kim alıyor bu kararları. Aslında bu başlığın adı "Derbiden önce rica" olacaktı, ancak resmi sitede beyaz formayı giyeceğimizi okuyunca hevesim kursağımda kalıp bu başlığı açmaya karar verdim.

Beşiktaş'ın bu sezonki giyilmeyen Home forması

Ricam, bizim Parçalı forma giyeceğimizden emin olduğum için, Beşiktaş'a yapacağım bir ricaydı. Belki biliyorsunuzdur, Beşiktaş'ın da bizim kırmızı formamız gibi sonradan tanıtılacak olan bir forması vardı. Nedenini bilmiyorum ancak o forma tanıtılmadı ve giyilmedi bu sezon hiçbir maçta. Ancak TFF'nin sezon başı katalogunda bu forma mevcut. Forma BJK'nın klasik Home forması, beyaz üst-siyah şort-siyah çorap... Benim onlardan ricam, işte o formanın galasının bu maçta yapılmasıydı. Sonuçta bir önceki sezon ve 3 sezon önce Galatasaray maçlarına bu şekilde çıkmışlardı. Hatta sezon boyunca sadece derbilerde bu kombinasyonları giymeleri beni mutlu etmişti. O sebeple TFF'nin katalogundaki formanın bugün ilk kez giyilmesi temennimdi. Geçen ay bir yazı yazmıştım. Derbi Home Forma İle Güzeldir diye. O yazı da da bahsetmiştim. Ben derbi maçlarının ve formaların o 2 takımın tarihi olduğu için, mutlaka ve mutlaka derbileri Home formaları ile oynamaları taraftarıyım. Bu şekilde maçı daha büyük bir keyifle izliyorum. Ancak bugün, genelde Galatasaray-Beşiktaş maçlarında olduğu gibi, 2 takım da Home formasını giymeyecek. Bu 2 takımın maçlarında Galatasaray-Fenerbahçe maçlarında ki Home forma geleneğinin işlemediğini yine o yazıda yazmıştım Tamam beyaz forma bizim away formamız ve deplasmanda giyilmesi doğru, ancak bu duruma zaten hiç uymadığımız gibi, derbilerin de bu durumun dışında kalması lazım. Ne yazık ki bugün formalar açısından tatsız bir maç izleyeceğiz. Futbol açısından güzel bir maç olmasını dilerim.

Sonuç olarak Galatasaray Beşiktaş'ın Home forması rengindeki Beyaz formasını giyecek. Beşiktaş'da kesin bu sezon ki son bilmem kaç maçında giydiği formasını, yani baklava desenli formasını giyecektir. Bu adamların da üzerinde bu formayı görmekten sıkıldım.

19 Şubat 2010 Cuma

37 SENE ÖNCE


19 EYLÜL 1973 Atletico Madrid - Galatasaray 0/0

18 Şubat 2010 Atletico Madrid - Galatasaray 1/1

Atletico Madrid ile 37 sene önce de Madrid'de karşı karşıya geldik. O maç da beraberlikle sonuçlanmıştı. Daha sonra İstanbul'da 1-0 yenilerek Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası'na henüz ilk turda veda etmiştik. 1-1 avantajlı gibi gözükse de geçen seneden tanıdık bir skor, dikkatli olmak lazım.

Bu 2 resim arasında 37 sene var dedik. Dünya'da pek çok şey değişti 37 senede. şu 2 resimde değişmeyen tek şet Atletico'nun forması. O ilk maç biz de Home formamızı giymişiz. Şimdilerde UEFA'nın forma kuralları daha sıkı. Bu maçta giyebileceğimiz tek formaydı mor forma. Rövanş maçında keşke parçalı giysek, ancak eminim ki Cesaret formamızı giyeceğiz o maçta. Atletico'da düz siyah formasını giyecektir. Formalar ne olursa olsun turu geçen taraf biz olalım. 1973 yılındaki İstanbul'da oynanan Rövanş maçından görüntüleri haftaya maç öncesi koyarım.

18 Şubat 2010 Perşembe

FATİH TERİM'İN FORMALAR ÜZERİNDEKİ BÜYÜK ETKİSİ


Blogun en sevdiğim yanı her gün başka şeyler öğrenmek. Yani bu blog açıldığında 1 şey biliyorsam, şimdi 3 şey biliyorum, siz takipçiler ve tanıdıklarım sayesinde. Yaptığınız güzel katkılar için bir kez daha teşekkür ederim. Bir alt başlığın yorum kısmına Emre Gültekin, benim ilk defa duyduğum ve çok şaşırdığım bir konudan bahsetmiş. Öyle bir hikayeki ayrı bir başlık açmazsak ayıp olur.

Fatih Terim'in forma merakı oldukça fazlaymış. Hatta o kadar meraklıymış ki formasını giydiği takımın ve Teknik Direktörlüğünü yaptığı takımların formalarına direkt etkisi olmuş. Emre'den alıntılarla ve resimlerle bu ilginç durumu anlatayım.


Fatih Terim futbolculuğunun sön dönemlerinde bir forma markası çıkarttı. Formanın markası pek değişik değil, Fatih marka... Galatasaray'daki son sezonunda bu formayı Galatasaray'a giydirdi ve Fatih marka ile maçlara çıktık. Daha sonraki sezonda da, yani Fatih Terim'in futbolu bıraktığı ilk sezonda da, biz bazı maçlara Fatih marka forma ile çıktık. Biz bu formaları 84-86 arası forma arşivinde sizinle paylaşmıştık. İşte o Fatih marka formalar, meğerse Fatih Terim'in kendi markasıymış. Bu marka Adidas'a karşı koyamayıp, fazla tutmayınca sadece 2 sezonla sınırlı kaldı.


Fatih Terim'in Galatasaray'a müthiş bir forma katkısı daha olmuş. Fatih Terim'in Galatasaray'da ki ilk teknik direktörlüğünün 2. sezonunda tekrar forma sevgisi kabarır. Taraftarı olduğu, futbolculuğunu yaptığı ve artık Teknik direktörlüğünü de üstlendiği takımının müthiş formalara sahip olmasını ister ve 97 yılında Adidas ile görüşür. 86 yılında belki de Fatih Markasının büyümesini engelleyen Adidas, şimdi Fatih Terim ve Galatasaray için özel formalar üretecektir. 97 yılında Adidas Galatasaray için 98-99 sezonunda da giyeceği o meşhur Parçalı ve 3 çizgili beyaz formayı tasarlar. Bu formalar sadece Galatasaray'a özeldir ve başka hiçbir takımda benzeri görülmez. Yani 97-98'in 2. devresinde giymeye başlayıp, 98-99 sezonunda da kullandığımız o müthiş tasarımların, bu kadar müthiş olmasının sebebi bizim için özel olmalarıdır. Daha sonra 98-99 sezonu füme formasını da Fatih Terim Adidas'a özel sipariş verir. O forma, dönemin Alman milli takımın away forması ile aynı tasarıma sahiptir. Laciverte kaçan renkleri, yönetimi karıştırır ve yönetim bu formaya karşı çıkar. Ancak Fatih Terim diretip bu formayı 98-99 sezonunun 3rd forması yapar. Kısacası, eğer Fatih Terim'in forma merakı olmasaydı, belki de Türkiye'de farklı renk 3rd kültürü hiç başlamayacaktı ve bizim için efsane kabul edilen füme rengimiz hiç olmayacaktı. Çünkü zamanının yönetimi "formalar açısından" geri kafalı olmaya devam edecekti.

Bitmedi, Fatih Terim'in Galatasaray'a formalar bakımından bir etkisi daha oldu. 2. Teknik adamlık döneminden hemen önce Nike firması Galatasaray'a oldukça yüksek bir teklif sundu. Ancak Fatih Terim Nike firması yerine Umbro'nun bizim formalarımızı üretmesini istedi ve yönetim birkez daha Fatih Terim'i dinledi. Umbro bizim 2005'e kadar forma tedarikçimiz oldu. Bu etkisini hiç beğenmediğimi söylemeliyim. Özhan Canaydın'ın Nike ile ilişkileri olduğunu biliyordum ve zamanında Umbro ile anlaşılmasına şaşırmıştım, demek sebebi buymuş. Nike direkten dönmüş.


Fatih Terim'in Galatasaray formalarına olan etkileri yukarıdaki durumlardır. Ancak Fatih Terim'in formalara olan etkileri Galatasaray ile sınırlı değilmiş. Emre Gültekin'in yazdığına göre Fatih Terim Milli formalarımıza da el atmış. 1994 yılında efsane haline gelmiş ortadan bantlı formamızın değişmesini istemiştir. Herhalde yine kendi beğendiği bir tasarımı seçip Milli formaların o şekilde olmasını istemiş Terim. Bu da 2. beğenmediğim etkisi. Ancak güzel bir haber; Türk Milli Takımı formaları Mart ayında açıklanacak. Formalarımızın tasarımları oldukça nostaljik. Kırmızı formamız geçen senekine benzer, ortada beyaz bir bant, beyaz formamız da nostaljik formalarımıza, yani Fatih Terim değiştirmeden önceki ortadan kırmızı bant geçen ve bantın içinde ay yıldız olan formanın modern versiyonu olacak. Kısacası 2 formamız da klasik dönemde oldukları gibi olacak.

Açıkçası ben Fatih Terim'in formalara bu kadar meraklı olduğunu bilmiyordum. Hele ki bulunduğu takımlara direkt etki edecek kadar, Adidas'a istediği formaları yaptırtacak kadar meraklı olduğunu hiç düşünemezdim. Galatasaray'a sportif anlamda en büyük başarıyı kazandırmış adamın, forma kültürüne de müthiş bir katkı yaptığını, 98-99 sezonu formalarını onun sayesinde giydiğimizi öğrendiğimde anladım. Ancak güzel katkıları olduğu gibi beğenmediğim 2 etkisi olmuş, zaten yukarıda değindim. Emre Gültekin'e bu müthiş paylaşımı için teşekkür ederim. Eminim çoğu insanın bilmediği bir konudur bu.

17 Şubat 2010 Çarşamba

GENÇLER DOĞRU YOLDA


Blog takipçilerinden Cem Bey bana güzel arşivlik fotoğraflar yolluyor. Kendisi Beşiktaşlı olmasına rağmen genel olarak formalara ve eski resimlere meraklı birisi, bu sebepten blogumuzu da takip ettiğini söylüyor. Aslında her kulübün bu tarz bir blogu olsa güzel olur tabi, neyse bu başka konu.


Cem Bey bana dün bir fotoğraf yolladı. Liseler arası futbol turnuvasında çekilmiş, bana biraz daha genç göründüler gerçi. Gençler kendilerine forma yaptırmış ve resimde görünen takımlardan biri, bizim efsane füme formamıza oldukça benzeyen bir forma ile karşılaşmaya çıkmış. Aşağı yukarı orada oynayan çocukların yaşı kadardır 98-99 füme forması. Kendi yaşlarında olan bir formayı bilmeleri ve giymek istemeleri bana çok güzel geldi. Ayrıca o forma benim favori formamdır. Galatasaray forma tarihi için de önemli bir formadır. Kendisi ülkemize ilk 3rd kültürünü öğreten formadır. Bu sebeple özeldir. Tabi o çocukların kaçı bunu bilir ve bu sebepten o formayı yaptırır bilemem. Ancak bu forma Galatasaray'ın efsane ismi Hagi ile de özdeşleşmiştir. 7 aylıktan 77'ye kadar herkes Hagi'yi bildiğine göre ve en meşhur forması da bu olduğuna göre, gençlerin Hagi'den esinlendiklerini, onun üzerinde görüp giymeye karar verdiklerini düşünüyorum. He o takımdakilerin hepsi Galatasaraylı mıdır, değildir muhtemelen, ancak formanın da çok hoş bir tasarımı olduğu da gerçek.

Sonuçta gençler doğru yolda, doğru bir formayla mücadele ediyorlar. Benim turnuvada ki takımım onlar :). Ayrıca burayı takip edenleri varsa, her sezon başka bir klasik formamıza benzer bir forma yaptırmalarını öneririm. Keşke kulüp de böyle bir işe girişse, bu da tabi ayrı bir yazı konusu.

Sevgili Cem'e de katkıları için çok teşekkür ederim.

16 Şubat 2010 Salı

BOŞTAKİ FORMA NUMARALARI


Ben forma numaralarına oldukça meraklı biriyim. Futbolcu olsaydım kesin herhangi bir numarada diretirdim ve hep onu giymek isterdim. Ayrıca bir takımım olsaydı, futbolcuları da özelliklerine göre 1'den 11'e kadar sıralar, yedek kalacaklara da 11'den sonralarını uygun görürdüm. Biraz eski kafalı ama bunu yapardım.

Bu maç Metin Oktay'ın vefatından sonra yapılan ilk maç, o sebeple Kosecki 10 numara değil 20 numarayı giymiş. Yoksa düzgün bir ilk 11 var sahada.

Tamam herkes 10 numara olmak ister, ancak benim favori numaram, favori adamım George Best yüzünden 7'dir. Beckham ve Raul da bu sevgimi perçinler. Bildiğiniz üzere Galatasaray'da 7 numarayı Aydın giyiyordu ve devre arasında Eskişehir'e satın alma opsiyonu ile kiralandı. Eskişehir de eğer biraz akıllıysa, bu adamı sezon sonu, 1 milyon küsür liralık bonservisini vererek alacaktır. Yani 7 numara Galatasaray'da kullanılmayanlar listesine girdi diyebiliriz. Aydın'dan yola çıkarak şöyle bir listeye baktım. Galatasaray'daki oyuncular her nedense 11 sonrası numaralara oldukça meraklı. Hatta bir maçta (blogda da değinmiştim) takımımızın sahaya çıkan ilk 11'inin en küçük numarası kaptan Arda'nın 10 numarasıydı.


Neyse listeye dönelim. Galatasaray'da hali hazırda boş olan numaralar şu şekilde; 4-6-7-13-17 ve 20. Ben listeyi 20'ye kadar sıraladım, yoksa 99'a kadar epey boşluk var tabi :). Mesela Caner'e 7 numara yakışır. 4 numaraya da Neill'i koyabiliriz. 17 kesinlikle Giovani olmalıydı falan... Bu böyle gider. Tabi ki adamlar kendi numaralarını seçmekte özgür, ama sahaya şöyle ilk 11 harbiden çıksa ne güzel olur değil mi ? Arda peki seneye İngiltere'ye giderse, 10 numara da boşa çıkar, üff ne kapışılır ama :)

OLUR YA ...


Bir gün bu forma yapılırsa bize, torunlarımın çocuklarının torunlarına bile alırım, 100 sene sonra giysinler diye.


Bilmeyenler için not: Bu forma İngiltere 2010 Dünya Kupası Home forması. Burada marka önemli değil. Bu tasarımı yapan hangi marka olursa olsun farketmez. Ancak Adidas'ın yapamayacağı belli, önce o 3 çizgilerden kurtulsun ve sade forma yapmayı öğrensin. Bu arada bu formanın bir güzelliği de futbolcu üzerinde daha bir şık durması. Daha detaylı bir yazı için tıklayın.

15 Şubat 2010 Pazartesi

METİN OKTAY HATIRA FORMASI YENİDEN SATIŞA ÇIKIYOR


Galatasaray Store'un bahar ve yaz kreasyonunun yer aldığı ürünlerin arasında, geçtiğimiz senelerde hazırlanan ve oldukça ilgi gören Metin Oktay anı formasının da olduğu söyleniyor. Metin Oktay Hatıra forması bu yeni sezonun (bahar/yaz) açılması ile birlikte tekrar satışa çıkacak gibi duruyor.


Tanıtımın yapıldığı toplantıda da çalışanların üzerlerinde bu anı formalarının olduğu görülüyor. Bir zamanlar oldukça satılmıştı bu forma. Şu aralarda da pek çok insanın bu formayı aradığını biliyorum. Zamanında kaçırmış olanlar için oldukça güzel bir haber olsa gerek. Ayrıca bu sene store'un patlama yaptığı bir gerçek, bu forma da ekstra bir gelir sağlayacaktır. Tartışmasız çok satacağı belli. Yine pazarlama açısından müthiş bir hamle, tebrik etmek gerekir.


Bana göre; Metin Oktay formasına uzaktan bakıldığında benzese de, detaylar, kumaş ve arkadaki 10 yazısı Metin Oktay dönemi ile pek bağdaşmaz. Bu sebeple çok sıcak bakmadığım bir anı formasıdır. Ancak dışarıda her daim giyilebilecek, görüntü olarak da oldukça şık duran bir üründür. Bu da onun artısı. Zaten sırf bu sebepten almışlığım vardır. Tasarımın değiştiğini düşünmüyorum. Yani geçen senelerde satışa çıkan formayla birebir olacaktır muhtemelen. Sade ve şık. Sevenlerine duyurulur. Ayrıca bu forma satışa çıktığı zaman uzunca bir yazı yazacağım, şimdiden duyurayım.

6. HAFTA TASARIMLARI YAYINLANDI

Tasarımlarını gönderen bütün tasarımcılara çok teşekkür ederiz. İleri ki haftalarda da kendilerini aramızda görmek isteriz. Tasarımlar, tasarımcıların ismine göre alfabetik olarak sıralanmıştır.

Lütfen tasarım blogunun sol kolondaki ankete katılın. 1 hafta boyunca sizlerin verdiği oylarla haftanın 1.si belirlenecek ve bizim de seçtiğimiz 2 formayla beraber final elemesine kalacak.

Bu arada hatırlatmakta fayda var, lütfen tasarımlarınızı çizerken belirli kalıplar üzerinden çizin. El ile veya bilgisayarda herhangi bir kalıp kullanılmadan çizilen formalar yayınlanmayacak, ayrıca lütfen formalarınızı tasarlarken şort ve çorapları da unutmayın. Sadece üst gönderilen formalar yayınlanmayacak. Şartlar kısmında bunları belirtmiştik, ancak bu hafta bir kaç tasarımı bu yukarıda yazdığım sebeplerden ötürü yayınlayamadık. Tekrar hatırlatalım. En olmadı hali hazırda olan bir formanın üzerinde değişiklik yaparak formalarınızı tasarlayabilirsiniz. Bu tip tasarımlar geliyor ve biz de yayınlıyoruz.

Lütfen ankete katılıp oyunuzu verin. Ankete katılan ve tasarımlarını gönderen herkese bir kez daha teşekkür ederiz.

ZAFER KALAYCIOĞLU FCN BLOG'DA


Daha önce de müthiş röportajlara imza atan, dost blogumuz FCN Blog ekibi, yine güzel bir röportaj ile karşımızda. Direkt FCN'den alıntı yaparsam;

"Blog ekibi olarak röportajlarımıza bir yenisini daha ekliyoruz. Daha evel görsel, işitsel ve döküman halinde yayınlamış olduğumuz röportajlara bir yenisini daha ekliyoruz. Gerek döküman halinde, gerekse canlı yayın aracılığıyla blogumuzun yarın ki konuğu bayan basketbol takımı antrenörü Zafer Kalaycıoğlu. Sorulmayanlar sorulacak, konuşulmayanlar konuşulacak. Sezon başından beri bugüne kadar sorulması beklenen bütün sorular yarın FCN Blog'un eş zamanlı canlı yayınında sorulacak. Hocamıza canlı yayında sormak istediklerinizi fcnblog@yahoo.com.tr adresine mail atarak veya FCN'deki ilgili başlık altından yorum kısmına yazarak sorabilirsiniz."

FCN Blog Ekibi

13 Şubat 2010 Cumartesi

TELSİM'İN SUNDUĞU PRATİK ÇÖZÜMLER


Bu sezon başındaki hazırlık, hatta Uefa ilk ön elemelerinde bile, reklam-forma karmaşası yaşandı hatırlarsanız. Bunun sebebi, göğüs reklamımızın çoktan belli olması ancak formalarımızın, resmi maçlar başlamasına rağmen, tanıtılmamasıydı. Çözüm oldukça basit oldu. Geçen sezon avea ince baskılı reklamların üzerine, kalın kırmızı bir arka fon ve Türk Telekom yazısı oturtuldu. Bu kalın kırmızı bant hoş gözükmese de, bir önceki sezonun reklamını saklamak için geçici bir pratik çözüm oldu.

Yakın tarihimizde de bu tip 2 olay yaşandı. Bir tanesini önceleri yazmıştım, ancak 2. olayın da kahramanı aynı olduğu için ilk olay ile birleştirip tekrar yazacağım. Kahraman kim ? Tabi ki Telsim.


Telsim, 99-00 sezonu bitip 00-01 sezonu başlamasına yakın, sponsorumuz oldu. Hatta Telsim'in devrik patronu bize ilah gibi bir adam armağan etti, Mario Jardel. Telsim bizim sponsorumuz olduğu zaman henüz yeni sezon formalarımız tanıtılmamıştı ve hem yeni sezona, hem de Süper Kupa karşılaşmasına prova amaçlı birkaç hazırlık maçı yapmamız gerekiyordu. Dediğim gibi henüz 00-01 formaları yoktu. Peki biz ne yaptık, tabi ki pratik bir çözümle eski sezon formasını yeni reklama uydurduk. Ancak bu uydurma, belki de tarihte bir tek Galatasaray'ın yaptığı bir uydurma şekli. Ben daha önce resmini görmüştüm, ancak kanlı canlı formayı görünce iyice şok oldum. Şimdi bu pratik çözümü biraz anlatayım;



Forma bildiğiniz 99-00 çubuklu forması. Türk Bayrağından anladığımız üzere lig maçları için hazırlanmış. Ancak hepimiz biliyoruz, 99-00 sezonunda reklam Marshall'dı. Yeni sezon hazırlık karşılaşmaları için formanın Marshall'lı kısmı kesiliyor ve aynı kumaştan, çubuklu görünümde, daha önceden üzerine Telsim basılmış parça bir kumaş formanın o kesik yerine dikiliyor. Kesiliyor derken, evet bildiğiniz kesik. Yani, o sonradan eklenen Telsimli kumaş parçasını sökerseniz formanın ortasında dikdörtgen şeklinde kocaman bir delik var. İşte bu şekilde, artık bir maçta ne kadar forma gerekiyorsa, hepsini kes yapıştır ile Telsimli hale getirmişler. Ayrıca yukarıdaki resimde Jardel'in tanıtım fotosunda da bu formayı görebilirsiniz. E bu adamı bize Telsim getirdiyse, tabi ki Telsim reklamlı forma giyecek.



Telsim'in gelişi ne kadar şaşalı olduysa gidişi de formalara o kadar zorluk yaşattı. Bu seferki durum tam ters. Yani formalarımız çoktan hazırlanmış, ancak Telsim sponsorluğunu lig başlamasına yakın çekmişti. Bu durumda çoktan hazırlanan ve hatta Megastore'un ilk sezonu olduğu için heyecanla satışa çıkartılan Telsim reklamlı formalar, bir anlamda kulübün elinde kaldı. Kulüp yine müthiş bir pratik çözümle, ki bu sezonun UEFA ön elemesi maçlarında ki çözümle benzer, Telsim reklamını aria reklamı ile kaplayıp satışa sundu. Satışa sunulan kırmızı ve beyaz formaların reklamları baskıydı, bu sebeple onlar çıkartılabildi. Ancak parçalı formanın satışa çıkan versiyonlarında reklam formayla bütündü, bu sebeple bu pratik çözüm düşünüldü. Telsim'in üzeri siyah bir fonla kapatıldı ve üzerine Aria baskısı yapıldı. Hatta bu şekilde bir derbi maçına bile çıkıldı. Formanın içine baktığınız zaman Telsim yazısı hala durur.


Orijinal Hali

Bu kadar yazmışken formaya da hafif değineyim. 99-00 sezonu klasik çubuklu formasından farkı, arkasında GS 2000 yazan logosu bulunmuyor. Ayrıca içine bakınca 2 Adidas logosu gözüküyor. Bunun sebebi, bu formanın Lig için sonradan uyarlanmış olması. Yani klasik bir çubuklu Adidas alınmış ve o Adidas logosunun üzerine Türk Bayrağı kaplanmış, daha sonra başka bir Adidas logosu da formanın ortasına basılmış. Ayrıca o hazırlık maçlarından alınmış bir matchworn forma. O maçta 7 numarayı kim giymiş bilinmez, ancak Okan oynadıysa o giymiştir muhtemelen. Genelde prensip olarak bende olan bir formayı koleksiyonuma katmam, ancak bu formanın bu ince ve güzel detayları onu farklı kılıyor. Severim böyle değişik formaları. Bu formayı bana sağlayan Murat Kırcaoğlu'na da ne kadar teşekkür etsem az.

12 Şubat 2010 Cuma

Büyük Araştırma 5

Sezon sezon Galatasaray'ımızın hangi formayı kaç kez giydiğine dair yaptığımız araştırmaya devam ediyoruz. Sıra son şampiyonluğumuzu kazandığımız sezona geldi, yani 2007-2008'e.
Önce bu sezon giydiğimiz formaları bir hatırlayalım.








Şu en son formayı, yani düz kırmızıyı saymazsak, yine ideal bir kreasyonumuz var bu sezonda. Ama yine sezon ortasına doğru çıkartılan düz kırmızı, işi bozuyor. Son 3 sezonda olduğu gibi.
Hadi bozsun, sorun değil ama, bundan daha büyük bir problem var 07-08 sezonunda, forma konusunda:3 forma da aynı tasarıma sahip. Kırmızıyı saymayın (zaten o önceki sezonun tasarımlarından), parçalı da, siyah da, beyaz da aynı tasarım. Belki o yandaki çızıklar gövdeyle aynı renk olsa bir nebze gizlenebilirmiş bu durum, ama tercih edilmemiş. 3 formada da tüm haşmetiyle o çift çizgiler bulunuyor. Bu sezon formalarının olumsuz tarafı budur.

Rakamlara geçelim:

Parçalı:6 ev-7 deplasman
Beyaz:5 ev-5 deplasman
Siyah:6 ev-4 deplasman
Kırmızı:0 ev-1 deplasman

06-07 sezonu rakamlarına bakınca, away formaların ne kadar az giyildiğini görüyorduk. Bu kez de gereğinden fazla giyiliyor ama, iç-dış oranında dengesizlik var. Beyaz ve siyah toplamda 12 kez Asy'de giyilmiş. Parçalı ise, 7 kez dışarda giyilmiş, nerdeyse dışardaki maçların yarısında. Yine dikkatsizlikler var, kafaya göre forma giymeler var.

Şöyle bir şey var;7 maçlık bir dönem. Bu yedi maçta maçın oynandığı stad ve giyilen forma şu şekilde gidiyor, ki komedi:
E-Siyah
D-Parçalı
E-Siyah
D-Parçalı
E-Siyah
D-Parçalı
E-Siyah

Tam tersi olması gerekirken, sırayla içerde siyah, dışarda parçalı giyiliyor.
Şükür şampiyonluk maçında parçalı giyiliyor da, en azından o doğru yapılıyor. O maçın sonunda da şu formanın tanıtıldığını ve giyildiğini hatırlatalım:

11 Şubat 2010 Perşembe

TÜRKİYE LİGİ'NDEKİ FARKLI RENK 3RD FORMALAR

Galatasaray'ın bu sezon kendi renkleri ile alakasız bir forma tasarlaması olay oldu. Aslında olay olmasının sebebi Mor renk tercihi olabilir. Ancak 3rd forma kültürünü müthiş yansıtan bir forma oldu bu mor forma.

Süper Lig'de ki pek çok takım 4-5 forma tasarlar ve bunların hepsi ana renklerinden oluşur. Mesela; çubuklu, parçalı, enine çizgili tasarlanmış aynı renk formalar sık rastladığımız bir durumdur Süper Lig'de. Galatasaray 3rd forma temellerini çok öncesinde atmasına rağmen, bu sene en çok söz ettirdi bu durumdan. Ancak sadece Galatasaray değil, bu sezon Anadolu takımları da kendi renkleri ile alakasız 3rd formalar yaptılar. Bir de aynı renklerden 38 tane forma tasarlamasalardı tam kusursuz olacaktı. Ancak bu da bir şeydir. Gelecek sezonlarda da kendilerinden bu tip formalar bekleriz. Ayrıca Galatasaray dışındaki diğer 2 büyük İstanbul takımının da biraz 3rd forma kültürü benimsemesi temennimdir. İşte bu sezon Galatasaray ile birlikte 3rd forma kültürünü benimsemiş Anadolu takımları.

Ankaraspor 3rd forma


Ankaraspor bu formayı 1 kere giydi diye hatırlıyorum bu sezon, zaten pek maç yapamadılar, ancak bu formayı gördüğümü ve "artık iyice Ankaragücü olmuşlar" dediğimi hatırlıyorum.

Antalyaspor 3rd forma



Diyarbakırspor 3rd forma



Sivasspor 3rd forma


Sivasspor bu sezon 3rd formasını Galatasaray'dan sonra en çok kullanan takım oldu. İç saha dış saha durumlarını takip etmedim ancak genelde dış sahada giydiler bu formalarını.

Trabzonspor 3rd forma


Trabzonspor'un aslında 3rd formasının rengidir turuncu forma. 2000 yıllarda daha önce de denenmişliği ve giyilmişliği vardır. Ancak bu sezon turuncu formalarını hiç giymediler diye biliyorum. Çubuklu ve parçalı 2 ayrı bordo mavi takılmaya devam... E peki neden yaptınız.

Geçen sezon Bursaspor


Geçen sezon Galatasaray dışında Bursaspor da Turuncu bir forma yapmıştı. Aslında biraz kavun içi. Bir çok maçta da giydiler diye hatırlıyorum. Yakışsa bile yeşil şort giymeselermiş daha bir hakkını verirlerdi 3rd formanın. Bu sezon ise yeşil ve beyaz dışında başka bir formaları yok. Diğer Anadolu takımlarının akibeti de Bursaspor gibi olmaz umarım.