23 Mayıs 2012 Çarşamba

Wild Card


Son yıllara baktığımızda Fenerbahçe'nin çubukluya verdiği önemin, bizim parçalıya verdiğimiz önemden biraz daha önde olduğunu görebiliyoruz, tabii kulüp bazında. Forma kulübün bayrağıdır, sahada bir numaralı simgesidir, bir anlamda gururudur. Ajax'ın veya Athletic Bilbao'nun forma takıntısı da buradan gelir. Ülkemize de artık iyice yansımaya başladı bu durum, formaya verilen önem gittikçe artıyor, kulüpler ve taraftarlar bilinçleniyor. Bu aralar manşetlere taşınan forma olayıysa, Fenerbahçe'ye CEV tarafından Wild Card verilmemesi. Son şampiyon Fenerbahçe'ye bu ayrıcalığın tanınmamasının sebeplerinden biri de, Fenerbahçe'nin finalde çubuklu forma giyme isteği. Bunu Fenerbahçe'nin içinde bulunduğu durum, kenetlenmişlik gösterisi, ne biliyim bir şeyleri veya kendini ifade etme ihtiyacı olarak algılayabiliriz. Çünkü siz Avrupa'nın kulüpler bazında en büyük maçını oynayacaksınız, belki de Avrupa şampiyonu olacaksınız; ama turnuvanın supervisoruna karşı geliyorsunuz, bir manada rest çekiyorsunuz. Salon sporlarında düz formaların egemen olduğunu ve rakibin de lacivertle karışabilecek siyah forma giydiğini hesaba katarsak turnuva yetkilileri de bir manada haklı. Gerçi voleybolda formalar karışsa ne olur ki; sonuç olarak filenin farklı taraflarında yer alıyorlar, aynı formayı giymedikleri sürece ne hakemin ne seyircinin karıştırması söz konusu değil. Sonuç olarak bunu yapmak için ciddi bir amacınız olmalı, Fenerbahçe'yi bu konuda takdir etmek lazım. İstediklerini alamadılar, finali sarı formayla oynadılar ancak kupayı çubukluyla kaldırabilirlerdi; onun yerine yine yasak olan "mesajlı tişört" giydiler. Seneye aynı duruşu bizim de gösterip mümkün olan her maçta ama özellikle içerideki her maçta parçalı giymemiz gerekir.

1 yorum:

  1. Sebebinin bu olduğunu bilmiyordum. Mesajlı tişört olayını geçersek çubuklu için yaptıkları takdire şayan

    YanıtlaSil