Yazıyı yazmak istememin sebebi Burak'ın ilk yarıda rakiplere karşı hangi formalar ile çıkmamız gerektiğine dair yaptığı görselli liste. Bu yazı yazıldıktan sonra, sayısız kez "kırmızı forma süs mü", "kırmızı formayı hiç giymeyecek miyiz" tarzı yorumlar aldık. "Dış sahada kullanmıyorsak, iç sahada giymeliyiz." gibi bizim blogun oluşumuna ters pek çok yorum gelince, anladık ki aramıza yeni katılan insan sayısı çok fazla. O yüzden savunduğumuz, olması gereken forma kültürümüzü çok kısa özet geçeceğim. Arşivlere dalmak yerine, yeni katılanlar bu yazıyı da okuyabilir.
- Galatasaray'ın (asıl) forması parçalıdır. Sarı-kırmızı renklere sahip hiçbir forma bizim iç saha formamız değildir. "Neden çubuklu yapmıyorlar ? Zamanında yapmışlar, o da bizim formamız" gibi söylemlere katılmamız mümkün değil. Bir takımın, sadece 1 iç saha forması olur ve Galatasaray için de o parçalıdır.
- Galatasaray'ın formasına sadece parçalı demek olmaz, Galatasaray'ın forması tarihinden gelen Tam Parçalı formadır. Bunun için sunumumuz var. ŞURAYA TIKLAYIP, mutlaka okuyun. O linki okumadan şuradaki bir alt paragrafı okumaya bile gerek yok, önce kendi formamızı bilmemiz gerekli çünkü.
- Galatasaray, her ne şart olursa olsun kendi sahasında sadece Parçalı forması, beyaz şort ve kırmızı çorabını giymeli. Bakın sadece parçalı üst değil, doğru kombinasyonunu da giymeli. Ne olursa olsun. Bunun için sezon öncesi diğer takımlara haber mi verirler, onlar da ona göre mi gelir, bilmiyorum. Ancak bu takım ne olursa olsun, mutlaka ve mutlaka kendi sahasında parçalı-beyaz şort-kırmızı çorap giymek zorunda. Giymeli değil, zorunda.
- Gelelim kırmızı forma muhabbeti üzerine deplasman formalarına. Galatasaray'ın öncelikli olarak giymesi gereken forması deplasmanlarda da Parçalı forma olmalı. Yani kendi forması. Rakibe giderken de, öncelikli olarak kendi formasını giymek zorunda bu takım. Fakat rakibin iç saha forması eğer bizim formamız ile çakışıyorsa, önce kombinasyon denenmeli. Yani rakibin beyaz şortu varsa, parçalı altına kırmızı şort giyilmeli, kırmızı çorabı varsa beyaz çorap giyilmeli (ya da o sezon hangi şort-çorap varsa), bu kombinasyonlar sürekli çaprazlanmalı ki, deplasmanda da mümkün olduğunca parçalı giyebilmeliyiz. Eğer direkt olarak forma üstü çakışıyorsa, işte o zaman deplasman forması giyilmeli. Yani deplasmana gittiğimiz her maç illa deplasman forması giyilecek diye saçma sapan bir kültür yok dünyada, önce kendi forman. Olmadı, o zaman deplasman forması.
- 3rd formalar pazarlama amaçlı çok fazla gündeme getiriliyorlar. Ancak 3rd forma dediğimiz forma esasen, artık yapacak hiçbir şey kalmadığı zamanlarda, rakip ile hem iç saha, hem de deplasman formasında papaz oluyorsanız son tercih-acil durum formasıdır. Bu sebeple senede 4-5 kere giyilir en fazla. O da çakışırsa, çakışmazsa hiç giyilmez. Zaten artık dünyadaki pek çok takım 3rd forma bile yapmıyor. Bir önceki senenin dış saha formasını 3rd olarak kullanıyor (özellikle Nike kulüpleri). Biz ise iç sahamızda giyip, pazarlamaya çalışıyoruz. Çok yanlış.
- 3rd formaların iç saha renklerinden veya, renklerinden birine sahip olması kadar saçma bir şey yok. Bizi örneklersek; Düz kırmızı forma yapmanın, düz sarı forma yapmanın, çubuklu, yatay çubuklu forman yapmanın alemi yok. Çünkü senin rakiple çakışmamak için giyebileceğin son şansın olan bu formanın tamamen kulüp renklerinden farklı olması lazım ki sen onu giyebilesin.
Yani olay aslında bu kadar basit. Sen ne olursa olsun önce Parçalı formanı giyeceksin, iç sahada mutlaka ama mutlaka kendi kombinasyonunla, dış sahada ise varolabilecek her tür kombinasyonla önceliği ona vermelisin. Sonra deplasman, en son da, çaren yoksa takımın ile alakasız bir renk 3rd forma ile çıkacaksın deplasmanda rakibine karşı. "Üzerinde armamız olsun, her türlü destekleriz" değil mesele. Bilinçlenmek lazım. Ajax çıksın bakalım deplasman forması ile kendi sahasına, taraftar ne yapıyor ?
Harika yazı.
YanıtlaSilO ellere sağlık olsun :)
Gönderin acilen klübe bu yazıyı :)
Kültürün oturmasi zor kardesim. Bizden birileri iteklemedikden sonra olmayacak bu. Bunun icin de yonetime girmek lazim ama o kadar paramiz da yok. patron olmak lazim o bize gelmez.
YanıtlaSilbir de su mesele var. sene 2012 107 senelik kulupte hala bi forma kulturu oturamadiysa bundan sonra zor goruyorum bunu.
insallah bi gun emeklerimiz ve en cok sizin emekleriniz karsiligini bulur.
yaziyi herkese tavsiye edelim ve bitirelim...
Gerçekten harika bir yazı ellerine emeğine sağlık kardeşim, lütfen herkes bu yazıyı facebook, twitter, google+ ve e-mail vasıtasıyla paylaşsın. Bu arkadaşlarımız bu kadar uğraşıyor en azından bir dakikanızı ayırın ve paylaşın ne kadar çok renktaşımıza ulaşırsa amacına o kadar hizmet eder.
YanıtlaSilBiraz alakasız olacak ama fotoğrafı merak eden bir tek ben miyim acaba? :)
YanıtlaSilFotoğraftaki kim?
Çok anlamsız bir yazı.
YanıtlaSilSiz maça gitmeyip TV den seyreden taraftarlar olarak böyle birşey isteyebilirsiniz, ama biz stadta canlı canlı tüm formalarımızı seyretmek istiyoruz.
Umarım bu sene iç maçların tümünde kırmızı formayı giyerler.
Haa bir de, Ajax başka forma ile çıksın bakalım. Taraftarı ne yapacak? Hiçbirşey. Ne güzel değişik forma ile çıktılar diyecekler ve alkışlayacaklar. Siz hayatınızda kaç kez Ajax'ın maçına gittiniz? Ben 8 sene yaşadım orada.
YanıtlaSil@Oz
YanıtlaSilKafalar güzel herhalde ? 1.si maçlara gitmediğimizi nereden biliyorsun ? 2.si hiç Ajax maçına gitmediğimizi nereden biliyorsun veya orada bulunmadığımızı ? 3.sü ve en önemlisi bu blogun neden var olduğunu bilmeyip sadece Galatasaray adını duyup da geldiysen çok yanlış yerdesin baştan söyleyeyim.
Sen bizi tanıyor musun ? Tanımadan kafadan yorum sallamak kolay mı geldi ? Yoksa canın mı sıkkın ? Canın sıkkınsa şayet, bilgisayar başından kalkmanı çıkıp dolaşmanı öneririm. Boşver sen buraları.
Yazdıklarını beğenmeyen her okuyucuya böyle mi davranıyorsun? Tanıyorum ki bu yorumları yapmışım....İstanbulda sadece parçalı giyilsin gibi tuhaf takıntıları veya nasılsa kimse bilmez diye Ajax taraftarını örnek göstermeni eleştiriyorum.
YanıtlaSil@Oz
YanıtlaSilBizi bilip bilmeden art niyetli yorum yazan okuyuculara böyle davranıyorum. Bizim konseptimiz belli, bu tip detaylara "tuhaf" diyorsan zaten sen bizim blogun okuyucu değilsin demektir. Bırak tanımayı, daha okumayan birinin bu tip yorumlar yapması açıkçası çok umrumda değil, komik.
He deyip geçmek lazım aslında.
Kendi sahanda, kendi formanla oynamayacaksan, sen takım olamamışsındır. Dün karşılaştığımız Manchester United'ın 120 senelik tarihine bak bakalım, 1 kere bile deplasman veya 3rd forma ile çıkmışlar mı Old Trafford'a ? Bu Ajax için de geçerli, Avrupa'daki bütün dev kulüpler için de geçerli.
Adidas Ajax'ın formasına ilk 3 çizgiyi eklediğinde bile taraftar haftalarca protesto etti kulübü, sen diyorsun ki "başka formayla gelince çok sevinirler"
He arkadaşım, evet.
Hatırlıyorum, Rijkaard geldiğinde de Barcelona olacağız diye pek sevinmiştiniz.
YanıtlaSilGalatasaray olmak yetmiyor herhalde. Pek özeniyorsan Manchestere veya "Avrupadaki diğer devlere", onlardan birini tut.