26 Aralık 2012 Çarşamba

2012-2013 SEZONU İLK YARI FORMA İSTATİSTİĞİ

Sezonun ilk yarısı bitti. Galatasaray Formaları Blog olarak her sezon ortalarında ve sonlarında yaptığımız gibi, bu yarıda da hangi formayı, hangi şort-çorap kombinasyonu ile kaç defa, hangi maçlarda kullanmışız. Bu maçların sonuçları ne olmuş gösterelim.

Öncelikle tablolar için iki takipçimize çok teşekkür ederiz. Sevgili Taha Sarı ve Melih Ertan sağolsunlar istatistik tabloları hazırlamışlar bizler için. Aslında bu başlık tamamen iki takipçimizin emeği ile hazırlandı.

Sizlerin de tablolarda göreceğiniz üzere, pek parlak bir istatistiğimiz yok. Parçalı forma, tamam sezonun ilk yarısı boyunca en fazla kullandığımız forma. Bu meseleyi zaten bir kaç senedir çözmüş durumdayız. Parçalı genellikle en fazla giyilen formamız oluyor son senelerde. Son 2-3 sezondur Parçalı formayı iç sahamızda da genellikle kullanmaya özen gösteriyoruz. Pazarlama taktiği sebebiyle arada o senenin sansasyonel formasını bir veya birkaç maçta kullanmanın dışında Parçalı'ya özen gösterir olduk iç sahada, ancak...


Ancak kombinasyon konusunda hala çok zayıfız. Galatasaray'ın iç saha forması sadece parçalı değildir. Parçalı altına beyaz şort, kırmızı çoraptır. Yani formaya bütün bakmak gerekir. Parçalı altına kullanılan diğer kombinasyonlar deplasman kombinasyonlarıdır ve iç sahada giyilmemelidir. Ancak bu sene Ali Sami Yen Spor Kompleksi'nde oynadığımız 13 resmi maçın sadece 4'ünde gerçek kombinasyonu giymişiz. Yani 9 kez deplasman forması/kombinasyonu ile çıkmışız. Durum oldukça vahim. Biz 30 sene sonra doğru kombinasyon hayatımıza girdi diye sevinirken, olmuyor, kullanmıyoruz.



Beyaz forma için tarihi bir ilk yarı geçirdik. Tıpkı parçalı gibi 3 farklı kombinasyon ile kullanıldı. Bunların biri tarihte ilk defa, diğeri de 20 sene aradan sonra ilk defa giyildi. Manchester United deplasmanında ve Sivas maçında giyilen beyaz altına siyah şort-siyah çorap kombinasyonunun hikayesi şurada. Bizi 20 sene önceki Katowice zaferine götüren kırmızı şort ve çoraplı kombinasyonun hikayesi de burada. Beyaz'ı Şampiyonlar Ligi'nde deplasmandaki 3 maçta da kullandık. Ligde de 1 iç saha saçmalığı haricinde hep deplasmanda giydik.


Kırmızı formanın çok güzel ancak 3rd olmak için fazla gereksiz olduğundan sürekli bahsettik. 3 maçta kullanıldı ki bir 3rd forma için fazla bile sayılır bu rakam. Bu maçların tamamında parçalıyı da kullanabilirdik, yani -olması gerekene- bakacak olursak hiç kullanılmayabilirdi, ancak en çok ses getiren formalarımız nedense hep 3rd formalar -gerekli de olsa, gereksiz de olsa- kullanılıyorlar.

Hikayenin geniş özeti aşağıdaki 3 tabloda. İlki hazırlık maçlarını da kapsayan bütün maçların listesi, arka arkaya hangi formaları giymişiz ve sonuçlar ne olmuş... 2.'si resmi maçları kapsayan, hangi forma, hangi kombinasyon ile, hangi sahada kaç kez giyilmiş bunun tablosu. 3.'sü ise yine hazırlık maçları da dahil olmak üzere formaların ve kombinasyonların giyilme yüzdeleri. Resimlere tıklarsanız daha ayrıntılı inceleyebilirsiniz.

Tablo1

Tablo2

Tablo3

Tekrar görselleri hazırlayan Taha Sarı ve Melih Ertan'a teşekkürlerimizi iletelim.


24 Aralık 2012 Pazartesi

Schalke 04 Eşleşmesi ve Muhtemel Formalar


Şampiyonlar Ligi'nde Schalke 04'le eşleştik, malumunuz. Biz de blogumuzun temasına uygun olarak bu eşleşmeyi formalar açısından ele alacağız. Öncelikle söylemek gerekir ki Alman takımları kombinasyonlarını bozmayı pek sevmez, bu dış saha forması olsa dahi. Örneğin, bir Alman takımı bir deplasmana gidiyor ve iç saha takımıyla formaları çelişmiyor. Ancak iki takımın da iç saha forma kombinasyonunun şortu beyaz renkte.  Bu durumda Alman takımları genellikle iç saha formasının şortunu değiştirmek yerine uygun bir dış saha forması giymeyi tercih eder. Schalke'nin de bu durumu uyguladığı bazen oluyor, bazense mavi formasının altına paşa paşa mavi şortu çekiyor.


Schalke 04'ün 2012 2013 formalarını incelediğimizde, bu sezon için yeni çıkan tek formanın klasik mavi iç saha forması olduğunu görüyoruz. Dış saha forması ve üçüncü forma olarak geçen sezon çıkardıkları beyaz ve pembe(mor?) formaları kullanıyorlar. Almanya'da sezonun ilk yarısı bitti ve Schalke oynadığı 22 resmi iç saha maçının (17 Bundesliga, 3 Şampiyonlar Ligi, 2 DFB Pokal) hepsinde mavi forma - beyaz şort - mavi çorap giyerken bir Avrupa takımı için aşırı normal, bir Türk takımı içinse aşırı ütopik bir istatistiğe ulaştı. Dış saha maçlarına baktığımızda da yukarıda belirttiğimiz duruma paralel bir istatistikten söz edebiliyoruz. İlk olarak ligi ele alalım: Klasik kombinasyonlarını giyebildikleri çoğu dış saha maçında bu kombinasyonu kullanmışlar. Bayer Leverkusen ve Fortuna Düsseldorf maçlarındaysa iç saha formalarını klasik kombinasyonlarıyla giyebilecekken beyaz formayı giymeyi tercih etmişler. Greuther Fürth deplasmanında mavi formalarını mavi şortla giyebilecekken üçüncü formalarını giymişler, ki bu durum da Alman takımlarının klasiğini yansıtıyor. Stuttgart ve Hamburg maçlarındaysa yine üçüncü formalarını giyebilecekken bu sefer iç saha formalarının kombinasyonunu değiştirmişler: Stuttgart maçında mavi şort giyerken, Hamburg deplasmanında iç saha takımının formasını göz önüne alarak Chelsea kombinasyonu olarak niteleyebileceğimiz mavi forma - mavi şort - beyaz çorap kullanmışlar.


Kupada oynadıkları üç maçta da bir anormallik görmüyoruz. Şampiyonlar Ligi'ne baktığımızda normal olarak üç iç saha maçında da mavi - beyaz - mavi giydiklerini görüyoruz. Formaların çakışmadığı Olympiakos deplasmanında yine iç saha formalarını giymişler, çakıştığı Montpellier deplasmanındaysa dış saha formasına başvurmuşlar. İç saha maçında iki sezon önceki dış saha formalarını giydirdikleri Arsenal deplasmanına gittiklerinde hem iç saha hem dış saha kombinasyonları uyuşmuyordu, üçüncü forma da Arsenal'in klasik beyaz kollu kırmızı formasıyla çakışıyordu. Bu durumda iç saha formasının kombinasyonunu değiştirmeyi tercih etmişler ve mavi - mavi - mavi giymişler. Biz Gelsenkirchen'e gittiğimizde rakibimiz yine klasik kombinasyonunu giyiyor olacak. Biz de parçalının altına kırmızı şort ve çorap çekeriz, Veltins-Arena'ya öyle çıkarız. Bizim Arena'daki maçtaysa parçalıdan vazgeçeceğimizi düşünmüyorum, ancak kombinasyon konusu yine sıkıntı. Klasik kombinasyonumuzu kullanmamız gerekir tabii, bu durumda Schalke Arsenal deplasmanındakiyle aynı şartlara düşer ve mavi - mavi - mavi giyer; aynı durum beyaz şort ve çorap giymemizle de ortaya çıkar. Korkum, Schalke 04'e bir kıyak geçip iç sahada parçalının altına kırmızı şort ve çorap giyip onların klasik kombinasyonuna izin vermemiz. Gruplarda üç iç saha maçında da doğru kombinasyonumuzu giyebilecekken nedense sadece tek maçta giydik, umarız ikinci turda parçalının altına beyaz şort ve kırmızı çorap giyerek doğru bir iş yapmış oluruz.


Kaleci formalarını geldiğimizdeyse bu sezon soluk yeşil bir kaleci forması kullanıyorlar, bizim yeşil kaleci formamızla ton olarak hiç çakışmıyor. Ancak UEFA ne olur ne olmaz diyerek deplasmanda Muslera'ya siyah formayı giydirebilir. Schalke'nin ikinci kaleci forması tercihi turuncu veya geçen sezonki gri forma oluyor. İçeride bizim kalecimiz yeşil giyerse ve UEFA onların da soluk yeşil giymesine izin vermezse turuncuyu parçalı giymemiz sebebiyle giyemezler ve griyi giyerler büyük ihtimalle.

21 Aralık 2012 Cuma

Ve


Bu sezonki kırmızı formamızla ilgili değinilmesi gereken bir nokta var. Çok zaman geçmeden bahsedelim.



Koyu ya da "nispeten" koyu formalarda detay rengi olarak genelde beyaz kullanılır. Tabii Barcelona türünden örnekler istisna, anlatmaya lüzum yok. Fakat son dönemde bu hususta alternatif bir uygulamaya gidildiğini görüyoruz. Sonuçta formalarla ilgili her zaman rutinin dışına çıkacak yöntemler bulunur, bulunuyor.

Bu formamızda sponsor firmanın logosu, göğüs reklamı, kol reklamı, sırt reklamı ve isim-numara için yalnızca sarı renk seçilerek şık bir bütünlük oluşturulmuş. Belki "ulan tabii sarı olacak ki 'sarı-kırmızı' olsun" diyenler çıkacaktır ama, dediğim gibi normalde o saydığımız unsurların hiç değilse 1-2 tanesi beyaz olur. 05-06 kırmızıyı hatırlayın mesela.



Böylece en azından bizim "gereksiz" olarak tanımladığımız (bloga girenler biliyor zaten neden olduğunu, açıklamak gereksiz) kırmızı forma bu sarı bütünlüğüyle daha çekilebilir ve hoş bir hale geliyor. Ek olarak siyah şortla giyilmesi var tabii.

Bir de bu kullanımın yer aldığı diğer formalara bakalım:












Son olarak da, "bu forma için acaba bir adım daha ileri gidilebilir miydi" yi gündeme getirelim. Bizde henüz olmayan bir şey, biliyorsunuz, "alternatif logo", ya da away logo". Bu formaya gidebilirmiş mesela, biz de şoplatıp baktık. Hakikaten olabilirmiş. Bu sezonun Chelsea iç saha formasında çok benzer bir görünüm var mesela. Bu konuyu zaman içinde genişçe ele alacağız zaten, şimdi çok derinlemesine girmeye gerek yok.


8 Aralık 2012 Cumartesi

BLACK AND DECKER


Yazıyı kısa tutacağız, daha önce bu sezon Manchester United deplasmanında görmüştük zaten bu kombinasyonu. Büyük ihtimalle UEFA'nın verdiği karar doğrultusunda Sir'ün karşısına beyaz altına siyah şort, siyah çorap ile çıkmıştık. Bu durum, 108 seneye dayandığımız tarihimizde ilk kez kullanmış olduğumuz bir kombinasyondu. Bazı taraftarlar Beşiktaş'a benzetti ve kızdı, saygı duysak da katılmadığımızı o yazıda da söylemiştik. Bugün de Sivas deplasmanında takım bu değişik kombinasyonu giydi. Hem de rakip düz kırmızı formalar ile sahaya çıktığı halde.

Yani Galatasaray bu maça tamamen beyaz bir kombinasyonla çıkabilirdi. Siyah şort ve çorap giyme sebebi nedir diye merak ettik tabi doğal olarak. Takım maç öncesinde beyaz forma giyileceğini ve beyaz şort-çorapla kombin edileceğini duyurmuştu, ancak son anda değiştirilmiş herhalde.


Değiştirilme sebebi keyfi olabilir mi ? Bu zor ihtimal, keyfi olsa bu kombinasyonun duyurusu önceden yapılırdı. Başka ihtimal de kar yağışı olabilir. Sivas'ta kar eksik olmaz, nitekim (nedekim) maç öncesinde de etraf beyazdı. Yalnız maç sırasında kar yağışı olmadı ve saha da beyaza dönmedi. Aslında tamamen beyaz giyilemeyecek bir durum yoktu ortada. Hem olsa da, geçmişte TFF bu kadar duyarlı davranmıyordu. Tepedeki 2010-2011 Sezonu Antep maçını hatırlıyoruz, takım bembeyaz sahada, bembeyaz şekilde oynamıştı. Mustafa Sarp gol atmıştı falan...

Yine de sahaya çıkmadan hakemler bu tip bir duruma karşı siyah şort ve çorabı giymemizi rica etmiş olabilirler. Hani hep heriflere sövüyoruz ama, geçmişte özellikle TV'den izleyenlerin sıkıntı yaşadığını düşünerek önlem almaya gitmiş olabilir hakemlerimiz.

Bir konuda da takımı tebrik etmek lazım. Anadolu takımları gibi tek forma ve tek kombinasyon ile değil, demek ki birden fazla forma ve birden fazla kombinasyon ile gidiyoruz deplasmanlara. Sonradan doğabilecek problemlere hazırlıklı oluyoruz. Bir zahmet Anadolu takımları da böyle yapsınlar. Bir de kişisel görüş, ben bu kombinasyonu seviyorum. Ben böyle kombinasyonları , şortların-çorapların farklı renk oldukları kombinasyonları severim. Beşiktaş bütün sezonu kırmızı formayla oynarken bizim arada sırada bu kombinasyonu belirli sebeplerle giymemize pek ses çıkartmamalıyız sanki.

Yazı yine kısa olmadı tabi.

28 Kasım 2012 Çarşamba

REPLICA FORMALAR İLE MAÇ


Herhalde Premium takımlar arasında olup da böyle bir duruma düşen takım yoktur. Önemli bir mesele mi ? Kafaya çok takmaya gerek var mı ? Yazmaya değer mi ? Bizce üç sorunun da cevabı evet, zaten yazıyoruz.

Bugün Galatasaray, taraftara satılan Replica (119TL'lik) formalar ile sahaya çıktı. Futbolcuların kullandıklarından farklı olarak; T bantsız, yanlarda hava delikleri olmayan, Nike logosu ve Galatasaray armasının baskı değil, dikiş olduğu formalar ile oynadılar.

Geçen seneye kadar profesyonel futbol takımımızda pek profesyonelce olmayan görüntülerle karşılaşıyorduk. Amatör branşlarımızda zaten hala karşılaşıyoruz, ancak A takımda Nike ile anlaştığımız günden beri bu tip olaylara rastlamıyorduk. Hatta her antrenmanda, maç öncesi ısınmalarında, kamplarda, Şampiyonlar Ligi maçlarında vs... takıma verilen ekipmanların Avrupa'daki Nike giyen büyük takımlarla aynı olduğu ve aynı titizlikte kullanıldığını gördüğümüzde mutlu olmuştuk.

Fakat bugün olan olay profesyonel bir takıma yakışmadı. Nasıl basketbol takımlarımızın lig başladıktan sonra bir süre geçici formalar ile mücadele etmesi gibi, bu olay da aynı benim gözümde. Sebebi ne olabilir peki ? Bu işi Nike'a bağlamak saçma tabi ki. Onlar bize formaları verdikten sonrasında karışmıyorlar. Bu maçta şunu giy, bu maçta bunu giy diyecek halleri yok adamların. Hatta bir alt kalitedeki formaları A takımın giymesinden memnun bile olmazlar. Yani zaten dünyada bunun bir örneği olmadığı için Nike ile alakası olmadığını söyleyelim.

Kimsenin günahını almak istemem, ancak bir malzemeci dikkatsizliği olabilir. Maçtan önce formaların maça hazırlanması sırasında yaşanan bir dikkatsizlik olduğunu düşünüyorum. Belki sonradan farkedilmiştir, ancak patchler vs... derken değiştirme gereği duymamışlardır. Gözden tamamen kaçmış mıdır bilmiyorum tabi, ama hem maile, hem de foruma bakılırsa çok insanın dikkatini çekmiş bu olay. Demek ki belli oluyor ve bu da bize yakışmıyor.

Bu mesele o kadar ilginçti ki, kendi evimizde (yine) kırmızı şort ile çıkmamız konusuna değinemedim bile. Kaç maç oldu, ligde-Avrupa'da-kupada, kendi sahamızda kırmızı şort giyiyoruz. Deplasmandayız sanki. Biz bunu kabullenmiyoruz ve bizi takip eden herkese de bunun yanlış olduğunu, her ne şartla olursa olsun, takımımızın mutlaka kendi sahasında Parçalı-beyaz şort-kırmızı çorap ile çıkması gerektiğini anlatmaya çalışacağız.

22 Kasım 2012 Perşembe

RETRO SERİSİ


Uzun zamandır yazacağız bu seriyi ancak sürekli yeni mahsuller geldiğinden erteleyip durduk. Birkaç haftadır bir sessizlik hakim, bu araya sıkıştıralım. Yeni retrolar gelirse sosyal ağlardan yaparız tanıtımını.

GSStore'un son dönemlerdeki en başarılı hareketi bana kalırsa Retro Serisi. Gerçi önceki dönemlerden bu tarz bir seri girişimini pek hatırlamıyorum. Elit 1905 Serisi vardı tabi, o da başarılıydı... Yine de bu Retro Serisi meselesini ben GSStore'un zirvesine koyarım.

Retro serisinin amacı; Galatasaray'ın tarihinde büyük yeri olan sporcular ile özdeşleşmiş veya efsaneleşmiş karşılaşmalarda giyilmiş formaların benzerlerinin uygun fiyata taraftara sunulması. Herhangi bir branşa bağlı kalınmadan (futbol daha ağırlıklı gerçi şuan) tarihte yer etmiş formaların tişörtleştirilmiş hallerinin satılması. Tişörtleştirilme meselesi bazı taraftarların hoşuna gitmedi, neden olabildiğince yakın kumaşlar ile o dönem formalarının birebirlerini giymiyoruz diye sordular. Ben de açıkçası başta öyle düşünenlerdendim, fakat Retro Serisi'nin bir amacı da uygun fiyatı sayesinde daha fazla taraftara ulaşabilmek ve günlük hayatta da kullanılabilecek ürünler üretmek. Yani aslında Retro Serisi bir koleksiyon serisi değil, dolabınıza asıp, orada sergileyeceğiniz bir seri değil, sokakta dolaşabileceğiniz, eskiyi o şekilde hatırlatabileceğiniz bir seri. Belki ilerde daha kapsamlı bir koleksiyon serisi çıkartabilir kulüp. Maliyeti yüzünden daha yüksek fiyatlı belki sınırlı sayıda birebir üretilmiş olan formalar satılabilir, ki bence Metin Oktay Parçalısı'nın mutlaka böyle bir versiyonu satılmalı, ancak bu Retro Serisi'nin amacı bundan biraz daha farklı.

1- Metin Oktay parçalı forma retrosu Retro Serisi içinde yer almıyor, ancak ben onu da o seriden sayıyorum. Galatasaray'ın en uzun süreli satışta tuttuğu ürünü olan Metin Oktay parçalısı geçtiğimiz aylarda nihayet doğru olarak, yani Tam Parçalı şekilde satışa sunuldu. Onun hakkında yazmıştık. Bu formanın herhalde hangi formadan esinlenildiğini hepimiz biliyoruz.

2- Metin Oktay Yas Forması olarak tanıtılan siyah retro forma 1991-1992 Sezonunda Metin Oktay'ın vefatının hemen ardından çıkılan ilk maçta alelacele yetiştirilmiş olan siyah formanın retrosu. Onun da hikayesi burada.


3- Bu forma ise Retro Serisi içinde en az dikkati çeken ürün bana kalırsa. 96-97 sezonunda giymiş olduğumuz sarı formanın retrosu. Hagi'nin ilk sezonu olması yüzünden bu retro Hagi forması olarak adlandırılmış (Ayrıca Galatasaray forması altında çıktığı ilk maçta bu forma giyiliyormuş). Yine bana kalırsa bu forma yanlış bir seçim. Çünkü 96-97'deki sarı formanın herhangi bir akılda kalıcılığı, bir şekli, bir deseni yoktu. Gerçekten de Retro Serisi'ndeki hali ile hemen hemen aynıydı. Ürün de polo yaka bir store tişörtü gibi duruyor, sanıyorum Retro Serisi logosu olmasa kimse bunun bir formadan esinlenildiğini anlamazdı. Hagi ile ben hep 98-99 füme formayı özdeşleştirmişimdir. Hagi retrosu olarak o yapılsaydı, daha dikkat çekici olabilirdi. Ürün kesinlikle başarısız değil, ancak forma seçimi yanlış bence.

4- Süper Kupa retrosunu fazla anlatmaya gerek yok sanırım. Hemen hemen birebiri yapılmış, omuzlardaki 3 Adidas çizgisi Adidas'ın lisanslı şekli olduğu için de, 2 çizgi konmuş. Aynı taktik Neuchatel formasında da mevcut.

5- Bu da efsanevi Neuchatel maçında giyilmiş olan beyaz formanın retrosu. Bir isme değil, bir maça adanmış retrolardan biri. Neuchatel formasının aslı da şudur.

6- Büyük insan Coşkun Özarı anısına çıkartılmış olan bu çapraz çizgili forma Galatasaray'ın tarihindeki en değişik formalardan biridir. 1955-56 sezonunda sadece 1 sezon kullanıldı. Galatasaray tarihinde epey dikkat çeken bu formayı bir efsanenin anısına çıkartma fikri güzel olmuş. Orijinali şudur.

7- 1944 yılında ileride üzerinde Ali Sami Yen Stadı'nın inşa edileceği toprak sahada çıkılan ilk maçta giyilen formanın retrosu bu forma. Ayrıca diğer branşlarda da (hentbol) kullanılmış zamanında. 4 parçalı şekli Galatasaray'ın giydiği değişik formalar kategorisine girmesine sebep oluyor. Store da bu 4 parçaya ayrı isim vermiş. Şeref, gurur falan filan, unuttum şimdi, benim ayıbım üşendim bakmadım. Retro Serisi'nin en güzel ürünlerinden biri bana kalırsa. Fakat bu formanın orijinalinin sol kolu kırmızı, o detay ya atlanmış, ya da bu haliyle günlük kullanıma daha uygun bulmuşlar.

8- Metin Oktay Anı Forması'ndan sonraki en başarılı ürün bence. Fatih Terim anısına çıkartılmış olan beyaz retro forma. Arkasında efsane kaptanın 5 numarası yazılı. Ayrıca sağ göğüste altın yaldızlı Fatih Terim imzası bulunuyor. Epey emek harcanmış, günlük kullanıma da çok uygun. Forma ise 1965-1976 yılları arasında epey uzun süre giyilmiş olan beyaz formanın retrosu.

9- Çıkmış olan son ürün voleybol efsanesi Paidar Demir adına çıkartılmış retro forma. 1980'li yılların ikinci yarısında Galatasaray Voleybol Takımı'nın kullandığı sarı formanın retrosu. Bu ürün şimdilik bir formanın retrosu olarak çıkartılan futbol harici bir branşa ait ilk ürün.


- Bu ürün ise forma harici çıkartılmış ilk retro ürün şimdilik. Klasik dönemde Galatasaray'ın amatör branşlarında sporcuların maç öncesi veya sonrası üzerlerine giydikleri eşofman üstü sweatinin retrosu. Tam olarak hangi branşa ait bilmiyorum, ancak pek çoğu kullanmıştır zamanında diye düşünüyorum.


Şimdilik 9 formanın retrosu satışa çıktı, bir de geçmiş dönemlerde amatör branşlarda kullanılan bir eşofman üstü sweati. Daha da ürün gelecektir mutlaka. Tanıtımlarda denizcilik şubelerimizin klasik dönemde kullandığı kazaklarının da retrosunun yapılacağından bahsedilmişti. O ürün henüz görücüye çıkmadı. Ancak yukarıdaki fotoğrafta giyilen ürün olacağını biliyoruz.

Bizim forumda Retro Serisi hakkında konuşuyoruz. Genel olarak olumlu görüşler var, ancak haklı olarak serinin beğenmedikleri yanları da oluyor. Örneğim benim de tamamen katıldığım Galatasaray Arması'nın çok küçük yapılması meselesi. Ürünlerde armamız ufacık. Bunun sebebi de günlük kullanım olabilir mi diye düşünüyorum, ancak taraftar daha büyük arma istiyor.

Bu seri gitgide büyür. Hem efsane isimleri, hem de efsane maçları anarız üzerimize giyerek. Bir de biz Galatasaray Formaları olarak Forum'da şöyle bir başlık açtık. Eğer seçebilme imkanınız olsaydı siz hangi geçmişte iz bırakmış formanın retrosunu yapardınız. Foruma gelin konuşalım.

19 Kasım 2012 Pazartesi

GALATASARAY MEDICAL PARK 2012-2013


Galatasaray Medical Park'ın bu sezon giyeceği resmi formalar sonunda maçlarla birlikte ortaya çıktı. Parçalı ve kırmızı formayı bir kaç maçtır biliyoruz zaten, geçen gün beyaz forma da görücüye çıktı. Böylelikle bu sezon giyeceğimiz 3 formayı da öğrenmiş olduk.

Formaların gecikme sebebi nedir bilmiyorum, uzun bir süre maçlara geçici formalar ile çıkmak bizim gibi profesyonel bir takıma yakışmadı. Yaşanan gecikmenin sorumlusu hiç şüphesiz yeni sponsorumuz Champion. Formaları yetiştiremediler mi, yoksa istenilen gibi yapamadılar mı, bu konuda da kesin bilgimiz yok. Murat Özyer'in Champion'ın bize hazırladığı formaları uygun görmediği, renklerinin Galatasaray'ın renkleri olmadığı için geri gönderdiği duyumları dolaşıyordu ortalarda, ben de twitter üzerinden kendisinden bilgi almaya çalıştım, bu durumun gerçek olup olmadığını sordum ancak açık bir cevap alamadım. Biraz mütevazi davrandı ve "farklı tespitler yaptık, yönetmeliklere uymaları gerekiyordu" cevabını verdi. Tam sorumun cevabı olmasa da, Champion'ın formaları bize uygun göndermediği ortada, gecikmenin sebebi budur. Renklerin Galatasaray'ın renkleri olması için uğraşılmışsa ve bu sebeple gecikme yaşanmışsa ben ses çıkartmam.

Formaları inceleyecek olursak; Champion'ın NBA formaları yaptığı döneme göndermeler var. Kalın yan çizgiler, yaka detayları, formalara NBA formaları havası katmış sanki. Bu sebeple klasik ve basit geliyorlar ilk bakışta gözümüze. Bunun sebebi NBA formalarına insanların Avrupa takımlarının formalarından daha aşina olması olabilir. Tabi bu yazdıklarım göreceli, ancak bana Avrupa'dan ziyade Amerikan tasarımlarını anımsattı formalarımız. Basit ve sade tasarımlar, bize özel detaylar yok formalarda. Ancak karman çorman veya saçma sapan detaylarla formaların doldurulmasındansa, sadelik her zaman iyidir. Tabi ki eğer anlaşma uzun süreli devam ederse, formalarda ufak detaylar ve sürprizler-göndermeler bekleyebiliriz, fakat bu sene yaşanan gecikmeler ve problemlere bakarsak sade formalarımızın başarılı olduğunu söyleyebilirim. Geçen seneki Errea'dan çok daha farklı duruyor formalar oyuncuların üzerinde.

Formaların kumaş kalitesine değinemeyeceğiz henüz. Çünkü daha oyuncular bile yeni giymişken formaları bizim görüp incelememiz imkansız. Avrupa'da Champion yaygın değil, milli takımlarda İtalya ve Yunanistan'ın sponsoru, ancak onların da formalarını bulup inceleyemedik. Bizimkiler satıldığı zaman kumaşlar hakkında detaylı yazarız, ancak şu var; Champion kaliteli bir firma kumaş, kalitesi de üst düzeydir. Gerçi bize twitter üzerinden yazan Cihan Pişkin isimli takipçimiz oyuncular ile formalar hakkında konuşma fırsatı bulmuş, tasarımları beğendiklerini ancak kumaşların geçen seneki Errea'lardan daha kötü olduğunu iletmişler kendisine. Tabi daha çok oynadıktan sonra fikirleri değişebilir, futbolcular da geçen seneki Nike formalarından sonra bu seneki kumaşları başta yadırgamışlardır illa.

PARÇALI FORMA



Gövde ve sırt renklerinin birbirleri ile zıt yerleştirilmesi güzel. Kalın beyaz yaka ve kalın beyaz omuz halkaları mevcut. Son iki senedir farklı 2 sponsor ile parçalı formada beyaz detay kullanılması bana pek doğru gelmedi. Tabi ki kişisel görüş, ancak beyaz yaka ve kol halkaları olmasa ben parçalı formayı daha çok beğenirdim. Hem de 2 sene üst üste aynı detaylara sahip formaları giymemiş olurduk. Pazarlama stratejisi açısından daha uygun olurdu (tabi geçen sene basketbol formaları ne kadar satıldı ayrı konu).


Armamız kumaşa işlenmiş. Bu özellik görebildiğim kadarıyla parçalı ve beyaz formamızda var. Kırmızı formalarda arma flok baskı gibi duruyor. Yanılmıyorsam tabi... Renklerimiz orijinal renklerimiz gibi, yine de incelemeden salon ışıkları altında bunu görebilmek zor. Ancak Murat Özyer'in bu konudaki çabası eğer gerçek ise, renkler de orijinaldir. Sorgulamaya gerek yok sanırım.


Formada benim hoşuma gitmeyen bir başka detay da yanlarda yer alan 2 beyaz dikiş arasında bulunan kalın bantların ikisinin de aynı renk olması. Sağ ve sol bantların her ikisi de kırmızı. Bu sebeple formada bir asimetri oluyor. Sarı gövdenin birleştiği yan bant sarı olsa formadaki simetri bozulmaz, daha şık ve özenli bir görünüm olurdu. Şortlar da formanın kalın bantlarına uygun sarı kalın bantlara sahip. Bu forma beyaz şortla da kullanılacaktır ara sıra ve o da aşağıdaki beyaz formanın şortu olur. Forma üzerinde sponsor, numaralar ve isimler beyaz font ile yazılmış. Font seçiminde ise nötrüm, geçen sene de bu fontlar kullanılıyordu. Ne güzel diyebiliyorum, ne de kötü.




KIRMIZI FORMA


Forma sade, yaka ve kol çemberleri sarı-kırmızı ince çizgilerle renklendirilmiş. Yine parçalıdaki gibi 2 beyaz dikişin arasında kalın bir sarı bant yer alıyor. Hem yaka ve kol çemberleri, hem de bu kalın bantlar yukarıda bahsettiğimiz NBA havasını yaratıyor formalarda.

Bu formanın renk tonunu ilk maçında farklı, ikinci maçında farklı gördük. Salon ışıkları hiç kuşkusuz bu farklı renk tonlarının sebebi. Hangisi formanın gerçek rengine en yakın onu satışa çıkınca anlarız.

Galatasaray arması parçalı ve beyazdaki gibi kumaşa işlenmiş değil, sonradan flok baskı yapılmış. Yeri çok kötü, diğer iki formadaki gibi sol gövdede neden değil, orasını anlamadım. Umarım ilerleyen haftalarda arma oraya basılır (basılacaktır tahminimce), burada neredeyse omuzda duruyor. Medical Park sponsor rengi beyaz bu formada. Numaralar ve isimler ise sarı font kullanılarak basılmış. Şort parçalının kırmızı şortu ile aynı şort. Gövdeye uygun, beyaz dikişlerin arasında kalın bir sarı bant var.


BEYAZ FORMA



Kırmızı forma ile birebir tasarıma sahip, sadece formada kırmızı olan ana renk beyaz. Yakalar ve kol çemberi yine kırmızı formadaki gibi sarı-kırmızı ince çizgiler ile renklendirilmiş ve formanın yanındaki kalın bant -bu sefer 2 sarı dikiş arasında- kırmızı.

Beyaz formanın sponsor, isim ve numaraları kırmızı. Şort da formaya uygun kırmızı kalın bir banda sahip. Bu formanın da arması parçalıdaki gibi kumaşa işlenmiş. Yeri de olması gerektiği gibi. Omuzda değil yani, sol gövdede.


Daha fazla foto için TIK.

------


Galatasaray Kadın Basketbol Takımı'nın formaları ise, parçalı dışında, henüz görücüye çıkmadı. Her sezon olduğu gibi aşağı yukarı Erkek Takımı ile aynı formalar olacaklardır. Onlar da çıkınca, uzunca yazarız.

Galatasaray Medical Park'ın yeni sezon Champion formaları bunlar. Satışa ne zaman çıkacaklar bilemiyorum. Ancak çıkacaklar. Satışa çıktıkları zaman da ayrıca yazacağız tabi, ancak imkanı olan taraftarların basketbol formalarına da en az futbol formaları kadar ilgi göstermeleri gerektiğini kısaca yazayım. Çünkü kulübün bütününden ziyade direkt ilginizi çeken ve maçlarına gittiğiniz bir branşa katkı yapmak da önemlidir. Galatasaray bir spor kulübüdür diyor taraftar ve yöneticiler. Sadece futbol değil, her branşta şampiyonluğa oynayan bir takımımız var diye gurur duyuyoruz. Aksi olduğunda ve bir branş kötüye gittiğinde üzülüyoruz. Ancak bu kadar bilinçli olduğumuz halde spor kulübü bilincine formaları katamıyoruz. Biz de bir spor kulübü taraftarı olarak her branşta takımımıza maddi destek sağlamalıyız (tekrar söylüyorum imkanı olan her taraftar). Basketbol maçlarına futbol formaları ile gitmemeliyiz. Kulübün de buna paralel bu branş için de futbola olduğu kadar ciddi yaklaşması ve her ürününü satması, özel ürünler, hesaplı ürünler çıkartması gerekir. Sadece forma satışı değil, basketbol ürünleri satışının da büyümesi gerekir. İşin bu kısmına formalar satışa çıkınca geliriz.

11 Kasım 2012 Pazar

Galatasaray'a Uygun Away Formalar 31


Sparta Prag'ın 12-13 sezonu üçüncü forması. Serinin bundan önceki postunda olduğu gibi, "parçalı beyaz". Şunu direkt alıp, önümüzdeki sezonun beyazı olarak sunsa Nike, birçok kişi ses çıkartmaz sanki.

9 Kasım 2012 Cuma

ANKET


Sol kolonda 2 anketimiz var. Anketlerin amacı taraftarın uzun kollu formalar ve kaleci formalarına -eğer satılsa- nasıl bir ilgi göstereceği ile alakalı. Yani "satılmalı veya satılmamalı" anketleri değil bu anketler. Bir kamuoyu yoklaması. Çünkü bazen kulüp talep gelmedi veya gelmez diye düşündük, gelecek satış planlarımıza koymadık diyebiliyor. Bakalım talep gerçekten az mı yoksa çok mu ? Satışa çıkarsa ilgi ne olur ? Konu formalar hakkında taraftar görüşü ve fikir alış-verişine gelince, kendimizi sorumlu hissediyoruz. Belki sonuçlar ortaya çıkınca bir faydamız dokunur. Taraftarın çoğunun hem kaleci formalarına, hem de uzun kollu formalara ilgisi olduğunu bize gelen maillerden veya sosyal ağ mesajlarından biliyoruz. Bakalım çıksa ne olur ? Anketler kalsın bir kaç hafta. Sonuçları yazarız, iletebilirsek iletiriz...

8 Kasım 2012 Perşembe

SİYAH KALECİ FORMASI VE MUSLERA


Bu akşam Muslera Galatasaray'a geldiğinden bu yana ilk defa bir resmi maça siyah forma ile çıktı. Geçtiğimiz sezonda da, bu sezonda da siyah kaleci formamız vardı bildiğiniz gibi, ancak Muslera hiç tercih etmemişti bugüne kadar. Bugün de UEFA veya hakem kararı olmasaydı belki yine tercih etmeyecekti ama bir anlamda mecbur kaldı. Onu bu formayla da görme imkanını yakaladık.


Muslera bizimle yeşil kaleci forması ile birlikte anılıyor. Kulüp bile geçen sezon sattığı yeşil kaleci formasına Muslera forması ismini vermişti. Geçen sezon büyük bir farkla da yeşil formayı tercih etti. Şurada istatistik var. Arada gri formayı da giymişti. Hatta siyah formanın şortunu ve çorabını gri forma ile de kombinlemişti ancak hiç siyah forma giymedi. Bu sezona da yeşil ile, yani kendisi ile özdeşleşmiş forması ile sezona başladı, ancak geçen sene kadar domine edemedi bu forma (tabi henüz başlardayız). Bir başka forma sarıyı da kullandı epey. Ancak yine siyah formayı giymemişti. Cluj maçına kadar.


Kaleci formalarımız elit kategori takımlarına dağıtılan formalar. Formaların karakteristik özelliği 3 farklı tonun formada yer alması. Gövde, omuzdan dirseğe kadar inen kısım ve dirsekten aşağısı kol bölgesi ayrı tonlarda. Ben tasarımını oldukça beğeniyorum bu seneki kaleci formalarının. Sarıda bu ton farkları çok belli olmuyor, yeşilde ise kendisini iyice belli ediyor. Siyahta ise durum daha farklı. Siyahın kol uçları ayrı ton değil, direkt ayrı renk olarak tasarlanmış. Tam ne renk bilmiyorum. Parliament mavisi mi, yoksa mora kaçan bir renk mi ayırt edemedim. Pek beceremem zaten. Muslera'ya da yakışmış. Belki bu gelen galibiyet, formanın uğruna bağlanır ve daha fazla görürüz bu sezon kendisini.

Kaleci formalarımız Nike ile epey güzelleşti. Bir kere renkleri kaleci formalarına özgü renkler. Kaleci forması dediğin başta yeşil olur, sonra siyah. Sarı da dikkat çeken bir kaleci forması rengidir. Bir de önümüzdeki sezon Simoviç ile özdeşleşmiş mavi kaleci forması yaparlarsa tamamdır. Yani tasarımları bir kenara atarsak seçilen renkler bile çok doğru. Bu bile Nike'a yazılacak bir artıdır.

Bu arada kaleci formalarımız ilerleyen zamanlarda satışa sunulabilir. Ancak 3 formanın 3'ü de satılmayacak, içlerinden seçilecek olan 2 forma satışa çıkacak. Düşünülen formalar sarı ve yeşil olan. Yani siyah düşünülmüyor. Ancak bu maçta siyah forma oldukça hoşuma gitti, kolda farklı ton değil, ayrı renk kullanılması güzel bir görüntü oluşturmuş. Hani satılsa siyah tercihim olabilirdi.

1 Kasım 2012 Perşembe

KİŞİSEL BEĞENİ VE TAKIM DEĞERLERİ

Bazı konularda sürekli olarak aynı düşünmek zorunda değiliz. Her bireyin kendi fikrinin ve zevkinin olması lazım, doğru olan da budur zaten. Olmadığı zaman vardır problem. Kişisel görüşlere her zaman saygımız var. Ancak bazı konularda taviz vermiyoruz ve pek çok kez de anlaşamıyoruz takipçilerle. Biraz kendimizi ve bu konulardaki değişmezlerimizi yazalım.

Önce kendi "bence"lerimi yazayım. Benim de var çünkü. "Bence" 1997-1999 arası giydiğimiz parçalı formamız çok güzel. Hatta çıktığı zaman sadece takım değerlerini düşünerek sövdüğümüz ve iki sene boyunca kullandığımız 2009-2011 sezonu Adidas parçalı formamız da çok güzel. 2005-2006 parçalısını da severim. Parçalı formanın altına "bence" siyah şort ve çorap çok yakışıyor.


Kendi düşüncelerim, "bencelerim" bunlar, ancak hiçbir zaman; 97-99 forması yeniden yapılsın, ortadan tam ikiye bölünmüş tipte parçalı görünüme sahip formalar (05-06, 09-11 gibi) seneye gene çıksın, beyaz şort-kırmızı çorap görüntü açısından kafa karıştıcı olabiliyor, artık siyah şort-çorap giyelim, bize daha çok yakışıyor demem. "Bana göre güzel olmaları" doğru olduklarını göstermez. Takımın değerlerini "bence"lerimden korurum. Galatasaray'ın değişmezlerini, ya da en azından değişmemesi gerekenlerini tavizsiz şekilde savunurum. Daha iyi, daha güzel oldukları için değil, "tek doğru" oldukları için savunurum.


Bu tip yorumlar çok alıyoruz. Beyaz şort kırmızı çorap olmuyor bize, parçalı-kırmızı-kırmızı bizi daha iyi yansıtıyor diyor mesela takipçi. Tarihimizde çok kullandık, en büyük başarılarımızdan birini onunla kazandık, "bence" çubuklu forma artık yapılmalı diyor. 3 formamız da bizim, Ali Sami Yen de "bence" 3'ü de giyilmeli, üzerinde armamız olan her forma bizimdir diyor mesela. Bize gelen yorumlar çok, hepsini şimdi yazmayalım. Bütün takipçilerin "bence"lerine saygımız sonsuz. Ancak bu takımın bazı konularda tek bir doğrusu vardır ve kişisel görüşlerden korunmalıdır. Aksi halde 25 milyon taraftarın 25 milyon farklı görüşü dikkate alınır ve takımın değerleri yerle bir olur.

Bir taraftar; armamız "bence" çok kötü, çok sade diyebilir. Buna herkesin saygı duyması lazım. Ancak armamız "bence" değişmeli, "şu" şekilde olmalı, böyle çok sade derse, buna tepkimiz nasıl olmalı ? İşte bir takım için forması da arması ile aynı değerdedir. Renkleri, tarihi, arması, forması.... İşte bu yüzden takımım 97-99 formasını bir daha kullanmamalı, bir daha renkleri ters ve tam parçalı olmayan 2009-2011 forması asla yapılmamalı. Parçalı altına beyaz şort-kırmızı çorap varken siyah şort-siyah çorabı iç saha kombinasyonu olarak kullanmamalıyız. Kendi beğenilerim bir yana, değişmezler ve doğrular bir yana. Anlatmak istediğimiz bu işte. Bazı konularda tavizsiziz. Kuruluş amacımız bu zaten.

Forma konusunda değişmez doğrular için TIK

30 Ekim 2012 Salı

Erkek Voleybol Parçalı Forma


Erkek voleybolda kırmızı ve beyaz formalarımızı görmüştük, pazar günü oynanan Fenerbahçe derbisiyle de parçalıyı görmüş olduk.Yani bu sezonki erkek voleybol forma setimiz, futbol setimiz gibi parçalı, beyaz ve kırmızı formaları içeriyor. Hatırlatmakta fayda var, geçen sezon Errea'nın hem kadın hem erkek basketbol ve voleybol takımlarımız için hazırladığı setler de yine parçalı, beyaz ve kırmızı formalardan oluşuyordu. Bu branşların hepsinde bu sezon için kırmızı ve beyaz formaları gördük ancak parçalıyı sadece erkek voleybol ve kadın basketbolda görebildik. Kadın basketbolda parçalının renkleri yanlışken bu formada doğru, bir ilerleme olduğunu görebiliyoruz.


Forma altı parçadan oluşuyor. Önden bakıldığında sıkıntı yok, kollar farklı renkte ve renklerin yerleşimi doğru. Formanın arka tarafına baktığımızdaysa durum değişiyor. Sırt bölümü olması gerektiği gibiyken kollar ön tarafla aynı renkte. Yani tam parçalı olma özelliğini kollardan kaybediyor forma. Bu sezonki futbol parçalımızda da -sırtta numara için yapılan düz kırmızı bölgeyi saymazsak- aynı durum söz konusu. Acaba branşlar arası forma uyumu gözetilerek mi yapılmış bu? Çünkü formanın kalıbına baktığımızda kolun arka tarafını ters renk yapmak sıkıntı yaratmıyor. Keşke öyle üretilseydi formalar.


Forma kırmızı ve beyaz formalarla aynı kalıba sahip. Kalıp sadeliği açısından güzel ancak yanlardan ve kollardan geçen şeritler dolayısıyla dümdüz olarak da nitelendilemez. Açıkça konuşmak gerekirse ben kalıbı beğenmedim, çünkü basitliği sadeliğinin önüne geçmiş. Sezon başı hazırlık döneminde giyilmek için üretilmiş geçici formalar gibi duruyor, ki kırmızı ve beyaz formalarımız için de aynı durum söz konusu. Kalıbın kesim yerlerinden geçen şeritlerin beyaz olması güzel olmuş bana göre, parçalıda farklı renkte detay kullanımına örnektir; sarı bölümlerde kırmızı, kırmızı bölümlerde de sarı şerit kullanılsaydı da kötü duracağını düşünmüyorum. Bir kişisel düşünce daha; formanın kolun altındaki yan kısımları da ters renkte yapılsaydı daha güzel bir görüntü elde edilebilirdi.


Formanın en beğenmediğim kısmı yakası, yaka da parçalı yapılabilirmiş. Armanın büyük tutulması güzel, ancak Champion kendi logosunu da aynı ölçüde büyük tutmuş. Logonun renginde de sorun var bana göre, kötü duruyor; kırmızı formada kullanılan gibi bir logo yapılabilirmiş bu formaya da. Formanın en güzel yanıysa Fenerbahçe formasıyla karşılaştırınca ortaya çıkıyor: Fenerbahçe formasının göğüs, yan ve sırt bölümlerinde reklam varken, biz sadece sırt bölümünde reklam taşıyoruz. Ayrıca onların sırt reklamı oyuncu isminin hemen altındayken, bizim reklam numaranın altında; yani daha az görünür bir yerde. İlerde bizim formalar da reklamla dolar mı, bilemem ancak bu şekilde daha güzel olduğu kesin. Tabii Daikin reklamı Grundig reklamından daha fazla görünür bir şekilde formaya konulmuş, o da eksi puan.


Görünen o ki parçalıya ayrıca bir şort üretilmemiş, kırmızı formanın şortu kullanılmış. Sağ bacakta arma ve numara var. Voleybolda ön ve sırtta büyük numaralar varken şortta da numaraya ne gerek var anlamış değilim. Sol bacaktaki Champion logosu parçalıda da o şekilde kullanılmalıydı. Bir de fontlar var, futbol takımı bu fontu sadece 2010 2011 sezonunda kullandı. Ama voleybol takımları o sezondan beri bu fontla devam ediyor. Branşlar arası forma uyumu açısından tüm branşlar aynı fontu kullanmalı bana göre.

23 Ekim 2012 Salı

Haydaaa

Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı, UEFA Şampiyonlar Ligi H Grubu üçüncü maç haftasında Ali Sami Yen Spor Kompleksi'ndeki CFR Cluj karşılaşmasına parçalı formasıyla çıkacak. Takımımız, parçalı formasını kırmızı şort ve kırmızı konçla tamamlayacak. Kalecimiz, yeşil formayla sahada olacak. CFR Cluj'un forma tercihi ise beyaz olacak.
UEFA'ya verilen kombinasyonlarda bizim iç saha formamız parçalı forma - beyaz şort - kırmızı çorap şeklinde. Dolayısıyla her iç saha maçında bu kombinasyonu giymeliyiz. Deplasmana gelen takım, dış saha formasını ona göre ayarlamalı; ayarlayamıyorsa da üçüncü formayı giymeli. Manchester deplasmanında biz dış saha formamızı uydurduk mesela, siyah şort ve çorap kullandık. Cluj da Braga deplasmanına gittiğinde dış saha formasını ayarlayamadı, üçüncü formalarını giydiler dolayısıyla. Braga'nın dış saha forması da, Cluj'un üçüncü forması da yeşil forma - siyah şort ve çorap şeklinde. Braga'nın iç saha forması kırmızı, bizim bu sezonki parçalımız da bayağı kırmızı ağırlıklı (ki sarı bu durumda sorun çıkartan bir renk değil). Kombinasyonlar da aynı şekilde tamamlanıyor: beyaz şort ve kırmızı çorap.

Şimdi, Galatasaray-Braga ve Braga-Cluj maçlarında giyilen formalar şekildeki gibi. Cluj'un bizim iç saha formamızla çakışmayan bir üçüncü forması varken, Braga bize karşı yeşil formayla oynamışken, Cluj Braga karşısında bu kombinasyonu kullanmışken ve en önemlisi bu maçlarda forma açısından HİÇBİR SORUN ÇIKMAMIŞKEN neden UEFA böyle bir tercihte bulunmuş acaba? TFF'nin forma konusundaki düşünce sistemi olan "Deplasmana gelen takıma göre forma giyilir." olayı UEFA'ya da mı sıçradı? Ortada hiçbir sorun yokken biz neden iç saha maçımızda iç saha kombinasyonumuzu kullanamıyoruz?


18 Ekim 2012 Perşembe

KADIN BASKETBOLDA PARÇALI GÖRÜCÜYE ÇIKTI


Champion çok gecikti. Daha resmi sitede anlaşmanın yapıldığı bile duyurulmadı. Murat Özyer twitter'dan paylaşmasa kimin haberi olacaktı bu anlaşmadan ? Neyse, paylaştı ve 2 ay kadar önce, tıpkı voleybol gibi basketbolda da forma sponsorumuzun Champion olduğunu öğrendik. Resmi site herhalde formaların tanıtılacağı ilk günde anlaşmayı duyuracak. Neden bu kadar gizli saklı kaldı, soru işareti tabi.

Resmi tanıtım 20 Ekim'de olacak, haberi yine Murat Özyer elinde twitle biz meraklılarına duyurdu. Kulüp onu da duyurmamıştı henüz, gerçi bugün resmi sitede ŞÖYLE bir açılış var. Belki formalar ile alakalıdır, çözemedim.


Dün oynanan Cumhurbaşkanlığı Kupası Finali'inde nihayet çok geç kalmış, ancak ne duyurulmuş ne de duyurulacağı gün duyurulmuş olan formalarımızdan birini görme fırsatını yakaladık. Sonunda ilk kez Champion marka basketbol formalarımızdan, ne mutlu ki Parçalı olanı görücüye çıktı.

Forma sade. Herhangi bir desen, detay gözükmüyor. Düz bir forma. Geçen seneki Errea'lar gibi beyaz yaka ve kol çemberi (ne demekse) detayları var. Arka arkaya iki sezon, başka marka formaların aynı detayları içermesi ilginç. Ben Champion'ın yerinde olsam bunu yapmazdım. Parçalı formada pek belli olmasa da düz formalarda göreceğimiz üzere formalar "özgün" değiller. Bize özel hazırlanmış tasarımsal detayları yok. Fazla işin bu kısmına girmeyeceğim, belki de düz formaları görünce yanılırım. Ancak onlar da bir görücüye çıksın, o zaman daha detaylı bahsedeceğiz zaten formalardan.


Parçalı forma kolları görmezden gelirsek Tam Parçalı. Yani sırt ve ön bölümlerinin sağ-sol kısımları zıt olarak renklendirilmiş. Bu detay oldukça başarılı. Muhtemelen kulüpten birileri bu şekilde olması gerektiğini iletmiştir. Bu da futbol formalarımız için umut verici. Ancak formanın yan kısmında ek bir parça var -iki beyaz dikişin ortasında-. Bu parça her iki tarafta da kırmızı renk yapılmış, bu sebeple formada pek hoş gözükmeyen bir asimetri mevcut. Gövdeye uygun; bir tanesi sarı, diğeri kırmızı renk olabilirdi o ek-yan parçaların.

Gerek kumaş olarak, gerekse kalıbın vücuda oturması açısından Errea'dan çok daha iyiler. Errea'nın parlak kumaşları pek hoş durmuyordu. Tabi bu kişisel görüştür.

Tanıtımı tekrar yazalım. 20 Ekim'de ligin ilk maçları öncesinde formalarımız görücüye çıkacak.

EDIT: Görücüye çıkmadılar. Hala yeni formalar yok ortada.