6 Yıl Sonra Parçalı ve Çubuklu

Tam 6 yıl ve 14 maç sonra Galatasaray ve Trabzonspor, dün klasik formalarıyla birbirlerine karşı mücadele ettiler. Trabzonspor'un Avrupa'da bu sezon oynadığı Athletic Bilbao ve PSV Eindhoven, geçen sezon oynadığı Liverpool maçlarında gördük ki; formaların karışmaması konusunda en katı kurumlardan olan UEFA bile kırmızı ve bordo ağırlıklı formaların birbirlerine karşı oynamalarına müsaade ediyor. (Liverpool maçını bu durumun biraz dışında tutabiliriz, zira Trabzonspor'un geçen sezonki çubuklusu mavi ağırlıklıydı.) Zaten ne bizim formamız sade kırmızı ne de Trabzonspor'un sade bordo. Ülkenin iki büyük takımını karşı karşıya getiren böylesine önemli maçlarda uzun süre doğru formaların giyilememesi çok üzücü bir durum. Kombinasyondaysa hala sıkıntı var. Ligin formalarında en çok kombinasyon yapan takımı Trabzonspor (Çubuklu, beyaz ve bordo formalarıyla üçer farklı kombinasyon yaptılar.) hala çubuklu forma - beyaz şort - beyaz çorap giymedi. Daha önceki sezonlara baktığımızdaysa tek tük maçlarda bu kombinasyonu kullandıklarını görebiliriz. Bizse uzun hasretten sonra doğru kombinasyonumuza döndük artık, vazgeçmemeliyiz. Sıradaki maçta biz doğru kombinasyonumuzla, Trabzonspor da bu sezon birkaç maçta kullandığı şu kombinasyonla sahada olursa doğru seçim yapılmış olur.

* Not 1: Aşağıdaki maçların tarih ve skorlarını, resmin isminde bulabilirsiniz.

* Not 2: 2006 yılındaki maçtan önce de iki takım parçalı ve çubukluyla en son 2003 2004 sezonunda karşılaştı.

FORMA BÜYÜK, İÇİNDEKİLER DAHA DA BÜYÜK

3 gün önce kendi yaş gruplarında mücadele ettikleri ligi yenilgisiz şampiyon bitirdiler. Galatasaray'ın, Yenilmez Armada'nın geleceği 13 yaş altı erkek basketbol takımı müthiş bir başarıya imza attı. Üzerlerinde, artık mazide yerini alan bir zamanlar abilerinin giydiği formalar ve ekipmanlar ile sahaya çıkıp bu başarıyı elde ettiler. Bırak Adidas formalar ile çıkmayı, şuan hiçbir bağımız olmayan Cafe Crown reklamlı ekipmanlar ile mücadele ettiler (Cafe Crown markası bile kalmayacak yakında). Kupayı kazandılar, üzerlerinde abilerinden kalma, 10 beden büyük basketbol eşofmanları ile kupayı kaldırdılar.

Galatasaray bir spor kulübü diyoruz, bu ülkedeki en büyük spor kulübü diyoruz, bu ülkenin en büyük spor kulübü gençlerine özel ürünler tedarik edemiyorsa biz daha ne konuşuyoruz ?

Durumu haberdar eden takipçilerimizden sevgili Cemal'e teşekkür ederim.

KIRMIZI - SARI - KIRMIZI

1989-1990 sezonu veya 1990-1991 sezonu hazırlık döneminden bir fotoğraf. Tekirdağspor ile karşılaşıyor takımımız. Galatasaray'ın pek fazla denemediği koyu-açık-koyu kombinasyonlu forması. Düz kırmızı veya düz sarı formaları sevmem, daha doğrusu takımda olmasını anlamsız bulurum, bir teması yoksa. Ancak bu tip kombinasyonlar ile hoş görebiliyorum.

Fotoğraf güzel olduğu için paylaşmak istedim, ayrıca bu tip kombinasyonu da görmüş olduk işte. Tam zıttı olanı tarihte daha fazla giydik, sarı-kırmızı-sarı şeklinde olanı... Bu sezon da giyiyoruz mesela.

*Fotoğraf için Osman Bayraktar'a çok teşekkür ederim.

BU FORMA 17,2 MİLYON EURO

Taraftar gözüyle reklamlar hiç hoş durmaz formalarda. Hele son senelerde sırt reklamlarının ve şort reklamlarının da formalara eklenmesi ile reklam panosu gibi sahaya çıkmamız güzel durmuyor kesinlikle. Bir de bu reklamlı formaların satılması mevzusu, en can sıkıcı nokta bu. Ülker reklamı ile dolaşmak mesela, armaya olan bağlılığımız yüzünden bu adamların da reklamını sırtımıza alıp geziyoruz (Avea, Nikon TT farketmez), sevdamızı kullanıyorlar bir anlamda. Hoş değil, ancak günümüz futbolunda para önemli.

Özellikle UEFA'nın finansal kuralları yakında bütün takımları zor durumda bırakacak. Bir önceki yönetim ve şimdiki yönetim borçları kontrole almak konusunda büyük adımlar attılar. Kendi içlerindeki mali konularda düzenlemeler ve sponsorların arttırılması, ekonomik anlamda bizi biraz daha rahatlattı, tabi bu sponsor meselesinin taraftarlara da yansıyan bölümü var. Formadaki reklamlar...

Galatasaray'ın formasında göğüs, 2 kol, sırt ve şort olmak üzere toplam 5 bölgede sponsor reklamları var. Top Yan Ağlarda Blog bu reklamların takımımıza kattığı yıllık kazançları yazmış. Biz de buraya taşıyalım;

Sırt reklamı: 5 milyon Euro
Göğüs reklamı: 3,7 milyon Euro
Kol reklamı: 1,9 Milyon Euro
Şort reklamı: 600 bin Euro
Nike: 6 Milyon Euro

Bu paralar yıllık. Takımın sadece formadan 1 sezonda elde ettiği gelir. Ben de reklamları sevmiyorum. Hele ki, satılan formada sırt, kol vs... gibi reklamların olmasını kabullenemiyorum (ki ücretlendirme ona göredir), ancak rakamlar ortada. Bu kulübün yılda en fazla 250-300 bin adet forma satabildiğini düşünürsek (en fazla o da) reklamlara da pek kızmaya hakkımız yok. Çünkü forma satışından kulübün eline geçen para tahminen 5-6 milyon euro civarında, belki daha da az. "Reklamlar olmasa daha çok forma satılır" diyenler içinse kulübün o riske girecek halinin pek olmadığını söyleyeyim. Bana da zaten inandırıcı gelmiyor.

*Rakamların Kaynağı: Top Yan Ağlarda

Derbide Doğru Kombinasyon

Dün akşam saat altı civarı takımımız ısınmak için sahaya kırmızı çoraplarla çıktığında birçok insanın heyecanlandığını tahmin ediyorum. Seremoniye kadar bendeki "Ya hakem beyaz çorap giydirirse?" kuşkusu geçmedi itiraf etmek gerekirse. Ülkenin en büyük maçında doğru kombinasyon giymemiz büyük bir adım. Devamının geleceğini bize gösterir. Umarım yakın bir gelecekte Galatasaray'ın tam parçalı forma - beyaz şort - kırmızı çorap, Fenerbahçe'nin de tam çubuklu forma - beyaz şort - beyaz çorapla sahada olduğu bir derbi izleyebiliriz. Fenerbahçe son iki sezondur sırtı da çubuklu yaparak doğru bir hamle yaptı, kolları da yakında çubuklu yapacaklarını düşünüyorum. Biz de tam parçalı forma konusunda ödün vermemeliyiz. Şuan için en sıkıntılı olarak görünen durum, iki takımın da beyaz şort giymesi. İngiltere'de böyle bir duruma "Nasıl yani, böyle büyük bir maçta takımlar doğru formalarını giyemiyorlar mı?" diyerek açık açık gülebilirler. Ancak bu sezon Süper Lig'de iki maçta takımlar aynı renk şort giydi. (2. haftadaki Gaziantepspor-Fenerbahçe ve 27. haftadaki Beşiktaş-Gençlerbirliği maçları.) Bu da ileride şortlara daha fazla serbestlik gelebileceğinin ışığını yakıyor.