Bu yazıda herhangi bir fanatiklik veya taraftarı olduğum takımıma kaşı duyduğum sevginin etkisi olacak mıdır ? Yoksa sadece doğru düşünceler mi olacak bu aşağıdaki cümleler ? Tabi ki yorum yine siz okuyucularda olacak.
Bir forma delisi olarak, taraftarı olduğum takımımın futbolda olduğu gibi, formalar konusunda da ülkede öncü olması beni gururlandırıyor. 1998 yılında Fatih Terim sayesinde ülkede ilk defa kendi renklerimizden aykırı bir renk forma giydik. Füme tonunun laciverte yakın olması kulüp tarafından pek hoş karşılanmamıştı, ancak Fatih Terim'in kulüp üzerindeki büyük etkisi, yönetime de bu formanın kabul ettirilmesini sağladı. Böylelikle İngilizlerin on yıllarca kullandıkları 3rd geleneği ülkemizde de görülmeye başlandı. Galatasaray sayesinde... Ancak bir kulübün sadece 1 sene bu işi yapması ile bu kültür oluşmaz, Galatasaray da öyle yapmadı zaten. 3 sezon üst üste çıkarttı füme formayı, daha sonra gümüş ve altın renkleri kullandı, sonra tekrar füme - siyah vs... Açık mavi bile forma yaptık, ki büyük bir devrimdir... Bu kulüp 3rd formalara önem vermeye başlamıştı. Rakiplerimiz ise hala kendi renklerinden veya benzer tonlardan formalar giyiyorlardı. O rengi koyulaştır, şu rengi aç, bu sarıyı altın yap vs (BJK'nın kırmızı formasını ayıralım bir kenara)... Galatasaray'ın artık kendisi ile özdeşleşmiş olan füme ve siyah dışına çıkması ve bir Barcelona gibi, tamamen aykırı renkler taşıyan formalar yapması ise 10 senelik bir gelişme sürecinden sonra kaçınılmazdı. Büyük ses getiren turuncu formayı yaptı öncelikle. Yeni bir devrin başlangıcı buydu. Çok sevildi, çok satıldı. Daha sonra biraz daha aşırıya kaçtı kulüp. Kendi renklerinden tamamen aykırı Mor formayı çıkarttı. Bu forma için de güzel bir tema işledi, ki bu da ilkdir... Çok tartışıldı, çok satıldı... Rakipler dalga geçtiler önce, ancak satış rakamları onların da iştahlarını kabarttı. Bu sezona geldiğimiz zaman 3rd devriminin son aşamasına girmişti Galatasaray. Artık bir Avrupalı gibi kendi renklerinden aykırı 3rd forma yapma işini kabullenmiş, ne kadar tartışılsa da, renkleri daha da uçlara taşımıştı. Bu artık Galatasaray 3rd geleneği olmaya başlamış ve sistem oturmuştu. Ayrıca artık üst düzey Avrupa takımlarında gördüğümüz alt üst farklı renk kombinasyonları da yapılmıştı 3rd formada. Bu işte son noktaydı. Pembe forma da çok tartışıldı, tartışılacak, ancak modern futbol formalarının bütün özeliklerini taşıdığı için forma severler olarak çok sevilecek, çok satılacak. Her sene farklı renk bir 3rd yaratmak gelenek midir ? Benim İngiletere'yi örnek almam yüzünden, pek sevmediğim bir durum bu. Ancak sarı ile kırmızıdan bir sezonda 4 forma yapacağımıza, her sezon farklı bir renk 3rd giymeyi tercih ederim.
Öncü Galatasaray ile dalga geçen kulüplerin 3rd formaların önemini kavramaları biraz uzun sürdü. 12 senedir bunu düzenli yapan ve bana göre artık 3. kademeye geçmiş olan Galatasaray'ı yavaş yavaş takip etmeye başladılar. Fenerbahçe bizim çok önceden geçtiğimiz yollardan bu sene geçmeye karar verdi. Tarihlerinde hiç görülmemiş olan 3rd geleneğine adım attılar. Bizim Turuncu formadaki beklentilerimizin aynısına sahipler şu anda. Onların Yeşil forma ile attığı adım, bizim bir zamanlar Turuncu forma ile attığımız adımın aynısı. Formaya işlenen bir tema, 2 rengin karışımı, ayrıca logoda bulunan bir simge... Henüz 1. kademedeler, Aziz Yıldırım olduğu sürece de 1. kademede olmaya devam edecekler. Ancak gün gelecek, bizim çabucak geçtiğimiz bu 3 adımı onlar da geçecekler.
Formanın rengine takılmayın, formanın 3rd forma, yani alternatif forma olduğunu unutmayın. Kimse sarı-kırmızıyı bir kenara bırakmadı, bırakmayacak. Aksine bu formaların başkalarının da iştahlarını kabarttığını bilin ve örnek alındığımız için gurur duyun... Galatasaray formalar konusunda da bu ülkenin öncüsüdür.