Bizim blogun konsepti belli. Yeni sezon forma dönemlerinde pek çok ziyaretçi aramıza katılıyor ama bizim esas anlatmak istediğimiz ve esas anlattığımız zaten Galatasaray forma tarihi ve forma kültürü. 3 seneyi doldurduk, 4. seneye geçiyoruz. Bu süre içinde sayısız kez forma kültürümüz hakkında yazı yazdık, nasıl olması gerektiği konusunda epey başlığımız mevcut. Ancak yeni katılan ziyaretçiler için, bugün bizim ne anlatmak istediğimiz hakkında 4 senenin özetini geçeceğim. Çünkü sadece Galatasaray ismini duyup gelen ve geçmişi okumaya üşenen bir kesim var.
Yazıyı yazmak istememin sebebi Burak'ın ilk yarıda rakiplere karşı hangi formalar ile çıkmamız gerektiğine dair yaptığı
görselli liste. Bu yazı yazıldıktan sonra, sayısız kez "kırmızı forma süs mü", "kırmızı formayı hiç giymeyecek miyiz" tarzı yorumlar aldık. "Dış sahada kullanmıyorsak, iç sahada giymeliyiz." gibi bizim blogun oluşumuna ters pek çok yorum gelince, anladık ki aramıza yeni katılan insan sayısı çok fazla. O yüzden savunduğumuz, olması gereken forma kültürümüzü çok kısa özet geçeceğim. Arşivlere dalmak yerine, yeni katılanlar bu yazıyı da okuyabilir.
- Galatasaray'ın (asıl) forması parçalıdır. Sarı-kırmızı renklere sahip hiçbir forma bizim iç saha formamız değildir. "Neden çubuklu yapmıyorlar ? Zamanında yapmışlar, o da bizim formamız" gibi söylemlere katılmamız mümkün değil. Bir takımın, sadece 1 iç saha forması olur ve Galatasaray için de o parçalıdır.
- Galatasaray'ın formasına sadece parçalı demek olmaz, Galatasaray'ın forması tarihinden gelen Tam Parçalı formadır. Bunun için sunumumuz var.
ŞURAYA TIKLAYIP, mutlaka okuyun. O linki okumadan şuradaki bir alt paragrafı okumaya bile gerek yok, önce kendi formamızı bilmemiz gerekli çünkü.
- Galatasaray, her ne şart olursa olsun kendi sahasında sadece Parçalı forması, beyaz şort ve kırmızı çorabını giymeli. Bakın sadece parçalı üst değil, doğru kombinasyonunu da giymeli. Ne olursa olsun. Bunun için sezon öncesi diğer takımlara haber mi verirler, onlar da ona göre mi gelir, bilmiyorum.
Ancak bu takım ne olursa olsun, mutlaka ve mutlaka kendi sahasında parçalı-beyaz şort-kırmızı çorap giymek zorunda. Giymeli değil, zorunda.
- Gelelim kırmızı forma muhabbeti üzerine deplasman formalarına. Galatasaray'ın öncelikli olarak giymesi gereken forması deplasmanlarda da Parçalı forma olmalı. Yani kendi forması. Rakibe giderken de, öncelikli olarak kendi formasını giymek zorunda bu takım. Fakat rakibin iç saha forması eğer bizim formamız ile çakışıyorsa, önce kombinasyon denenmeli. Yani rakibin beyaz şortu varsa, parçalı altına kırmızı şort giyilmeli, kırmızı çorabı varsa beyaz çorap giyilmeli (ya da o sezon hangi şort-çorap varsa), bu kombinasyonlar sürekli çaprazlanmalı ki, deplasmanda da mümkün olduğunca parçalı giyebilmeliyiz. Eğer direkt olarak forma üstü çakışıyorsa, işte o zaman deplasman forması giyilmeli.
Yani deplasmana gittiğimiz her maç illa deplasman forması giyilecek diye saçma sapan bir kültür yok dünyada, önce kendi forman. Olmadı, o zaman deplasman forması.
- 3rd formalar pazarlama amaçlı çok fazla gündeme getiriliyorlar. Ancak 3rd forma dediğimiz forma esasen, artık yapacak hiçbir şey kalmadığı zamanlarda, rakip ile hem iç saha, hem de deplasman formasında papaz oluyorsanız son tercih-acil durum formasıdır. Bu sebeple senede 4-5 kere giyilir en fazla. O da çakışırsa, çakışmazsa hiç giyilmez. Zaten artık dünyadaki pek çok takım 3rd forma bile yapmıyor. Bir önceki senenin dış saha formasını 3rd olarak kullanıyor (özellikle Nike kulüpleri). Biz ise iç sahamızda giyip, pazarlamaya çalışıyoruz. Çok yanlış.
- 3rd formaların iç saha renklerinden veya, renklerinden birine sahip olması kadar saçma bir şey yok. Bizi örneklersek; Düz kırmızı forma yapmanın, düz sarı forma yapmanın, çubuklu, yatay çubuklu forman yapmanın alemi yok. Çünkü senin rakiple çakışmamak için giyebileceğin son şansın olan bu formanın tamamen kulüp renklerinden farklı olması lazım ki sen onu giyebilesin.
Yani olay aslında bu kadar basit. Sen ne olursa olsun önce Parçalı formanı giyeceksin, iç sahada mutlaka ama mutlaka kendi kombinasyonunla, dış sahada ise varolabilecek her tür kombinasyonla önceliği ona vermelisin. Sonra deplasman, en son da, çaren yoksa takımın ile alakasız bir renk 3rd forma ile çıkacaksın deplasmanda rakibine karşı. "Üzerinde armamız olsun, her türlü destekleriz" değil mesele. Bilinçlenmek lazım. Ajax çıksın bakalım deplasman forması ile kendi sahasına, taraftar ne yapıyor ?