Bu Blogda Ara

30 Ekim 2010 Cumartesi

KIRMIZI ŞORT TARİHİ


Galatasaray'ın parçalı altına kırmızı şort giymesi 70'lerin ortasında başlamış bir durum. Sanıyorum ki ilk olarak 75-76 sezonu (+1,-1). Tabi yine ilk tercih her zaman beyaz şorttu, ancak 80'lere girdiğimizde bir devrin sonu da geliyordu. Galatasaray yavaş yavaş parçalı altına beyaz şort giymekten vazgeçmeye başlamıştı. Aşağı yukarı 25 sene bu huyunu sürdürse de 2008-2009 sezonunda beyaz şorta geri döndü kulüp (tabi bu sefer de çorabı beyaz yaptılar).

Her neyse; 70'lerin ortalarında yavaş yavaş klasik görünümümüzden uzaklaşmaya başlayıp sarı-kırmızı-siyah şortlar giymeye başladığımız (parçalı altına) dönemden çok daha eski yıllarda Galatasaray parçalı altına beyazdan farklı şort giymiş. Bunu yeni fark ettik, çünkü kaynak eksikliği malum. Kimse de not düşmüyor şu sene şu kombinasyonu giydik diye. O sebeple yeni resimler arşvlerden bloga düşmeye başladığı zaman öğreniyoruz bir takım şeyleri. 1940'lı yıllarda çekilmiş olan bu resimde Eşref Aykaç ve Salim Şatıroğlu'nun üzerinde ki parçalı formamızın altındaki şort beyaz değil. Büyük ihtimal ile kırmızı renk. Tonu forma üstündeki kırmızı tonundan farklı. Bu sebeple takım olarak edinilmediğini, şortun sonradan eklenmiş olduğunu çıkartabiliriz. Fakat ne olursa olsun 1940'lı yıllarda -belki bir kaç maç olsa da- kırmızı şort deneyimi yaşamışız. Daha sonraki resim kayıtlarında 70'lerin ortalarına kadar kırmızı şort gözükmüyor. Buradan ya hiç giyilmediğini, ya da giyilse de birkaç maçlık alternatif olarak giyildiğini çıkartabiliriz.

Şunu söyleyelim. Galatasaray'ın iç saha forması beyaz şortludur. Ancak tabi ki deplasman maçlarında rakibe göre parçalı altına kırmızı şort giyilebilir. Fakat iç sahada bu denenmemelidir. Bakalım bugün maça parçalı forma ile çıkacakmışız, acaba şortu ne renk olacak ?

29 Ekim 2010 Cuma

O FOTOĞRAFIN TAMAMI


Metin Oktay'ın hiç kuşkusuz en meşhur fotosudur yukarıdaki fotoğraf. Ancak o fotoğrafın devamı var. Bütün hali yani. Galatasaray formasının en çok yakıştığı kişi, gerçek Galatasaray parçalısı ve kombinasyonu ile bu güzel pozu vermiş. Resmin büyük hali, bu fotoğrafın bir maç sonu veya devre arasında soyunma odasına gidilirken çekildiğini gösteriyor. Takım arkadaşı ile birlikte odaya doğru yol alırken armamızı tutmuş kral. Belki fotonun çekildiğinden haberdar, belki de değil...


Bu adamı da özledik, bu formayı da. Tam Galatasaray formasının güzel bir resmini, güzel bir insanla blog arşivine koyalım. Tam parçalı - beyaz şort - kırmızı çorap...

28 Ekim 2010 Perşembe

11 GALATASARAY


Bu konuyu daha önce yazmıştık blogda, 1934 yılında İzmit Gençler maçında çekilmiş olan bir fotoğraf vardı. Bu formayı ilk o fotoğrafta görmüştük, ancak 2 takım oyuncuları dağınık bir şekilde iç içe dizilmişti. Formanın da anlamı tam olarak belli olmuyordu o sebeple. Arşivlerden bir foto daha çıktı taze. Takım bu formayı giymiş ve yanyana foto çekilmiş. Formanın 1 sene giyildiğini düşünüyoruz, bu sebeple bu fotoğrafın da 1934 yılına ait olduğunu söyleyebilirim. Değişik bir format, sonunda güzel arşivlik bir fotoğraf daha...

Beşiktaş'ın da darbe zamanı aynı formatta C-e-m-a-l-G-ü-r-s-e-l yazılı formalarla çıktığını hatırlatalım. O zamanlar Çarşı yok tabi.

Formadan bahsetmeyi unuttum. Formanın gövdesi kırmızı, kolları ise sarı renk (Arsenal tarzı forma). Yaka kısmı sarı ve iplerle 2 ucu birleştirilebilen tarzda. Harfler ne renk bilmiyorum, ancak ya sarı ya da beyaz. Şort beyaz, çoraplar ise sarı renk. Pek ciddiye almasak da çubuklu ve parçalı harici giydiğimiz ilk değişik forma bu.

UYGUN-DU


Şimdi bu sene Adidas'ın yukarıdaki resimdeki gibi bir yaka şekli var. Ben ilk olarak Çin formasında görmüştüm. Şimdi de Tigre formasında rastladım. Muhtemelen tasarım yapacak kişilere Adidas elindeki bütün yaka ve kalıp şekillerini gönderiyordur. Ben tasarımcı olsaydım şu yakaya baktığım anda Galatasaray'ın Metin Oktay formasından sonraki en çok giyilen formasını hatırlardım bir anda. Tamamen aynı olmasa da oldukça benziyorlar birbirlerine. O yakayı gördüğüm anda üşenmeyip yepyeni bir parçalı forma yapardım, tarihimizdeki 2. en fazla giyilen parçalının anısına. Kısacası sadece bir yakaya bakıp tarihten gelen bir parçalı forma tasarlamayı aklıma getirirdim.

Adidas bir daha ne zaman yapar aynı yaka şeklini bilmiyorum. Belki seneye yapar, belki 10 sene sonra... Güzel bir fırsat kaçtı sanki. Şunu da belirtmeden edemeyeceğim. Galatasaray aşağıdaki Metinli formanın biraz uptade edilmiş versiyonunu 1960'ların başından ortalarına kadar kullandı. 1964 yılı biliyorsunuz ASY'nin ilk senesi. O sene çubuklu ağırlıklı takılıyorduk, ancak parçalı formamız yukarıdaki yaka şekline benzerdi. Kısacası sadece çubuklu formayı değil, o zamanın parçalısını da TT Arena'ya taşıyabilirdik Ocak ayında. Evet sadece bir yakaya bakıyordu herşey. O yakayı görebilmek gerekiyordu, biraz da tarihteki formalara hakim olmak...

27 Ekim 2010 Çarşamba

EN İNCE


Galatasaray tarihinin en ince çubuklu forması. Bu formanın net bir fotoğrafına bugüne kadar rastlayamamıştık. Tek ve kalitesiz bir resim ile anlatmaya çalışıyorduk. 1952-53 sezonunda giyilmiş olan bu formanın net bir fotoğrafına nihayet ulaşabildik. Pek fazla bilinmeyen bu forma, Çok ince sarı-kırmızı çizgilere ve kalın kırmızı bisiklet yakaya sahip. Siyah şort ve siyah çorap ile kullanılıyordu. O dönemlerde siyah şort ve çorap büyük farklılık tabi. Böyle bir forma neden giydik bilinmez. Kataloglardan seçilmiş ve yurt dışından getirtilmiş olması muhtemel. Çubuklu formaları sevmem, Galatasaray'a yakıştırmam. Ancak bu forma tam olarak çubuklu gibi de gözükmüyor. Zamanının ötesinde farklı bir deneme olmuş. Tek bir maç giyildiğini tahmin ediyorum. O maçta da takım fotosu çekilmesi bizim şansımız olmuş

Elimde kitap olduğu olduğu için isimleri sayabiliyorum. Yoksa öyle bir tarih bilgim yok.

Ayaktakiler-Soldan: Necmi, Suat, Kadri, Turgay, Rober, Reha, Şükrü
Öndekiler: Coşkun, Necdet, Ali Beratlıgil, Muzaffer.

CEKET


Galatasaray 1910-1920'li yıllarda (hatta 30'lu) maçlardan önce sahaya bu ceketlerle çıkardı. Şimdilerde ısınma takımları, veya seremonide giydikleri sweatshirtlerin atası bir nevi. Bir nevi değil aslında, atası.

Renk yine muamma. Ancak dönemi de düşünürsek siyah olduğunu zannediyorum. Koyu kırmızı olma ihtimali ise kafamda kurduğum bir hayal. Cepleri ve kesim yerlerinin dikişleri belirgin yapılmış. Şık bir düşünce. Hani zamanında belki pek çok takım kullanıyordu, ancak zamanının ötesinde duran bir uygulama.

Yıllar sonra bir yerlerden bulup çıkarttığım 2 tane Galatasaray tarihi kitabım var evde. Aslında kitaptan ziyade ansiklopedi 2'si de. İçlerinde henüz bu blogda bulunmayan pek çok resim var tarihi değeri yüksek. Kitapları okuyacağım ve zaman zaman güzel fotoları scan edip paylaşacağım. Bu ceketli resim ilkiydi. Günümüzün kaos takımından uzaklaşıp tarihe gitmekte fayda var.

25 Ekim 2010 Pazartesi

KARIŞMASIN


Basketbol formalarımız ile ilgili bir başlık değil bu. Onu lappap yazacak önümüzdeki günlerde. Ben sadece bir maçtaki ilginçliğe değineceğim.

Yeni formalarımızı giydiğimiz ilk maç. O sebeple takım en sansasyonel olan formasını hemen ilk maçtan giyeyim demiş. Herhalde satışı yapılacak bu formanın. Sebebi budur, yoksa bu kadar kasmazlardı. Ancak rakip takımın formasına dikkat. Adamlar kırmızı giymiş. Adamların kırmızı giydiği bir maçta neden bu rengi tercih edersin ?


Sebebi şu olabilir; Belki diğer formalar hazır değildir, ki sanmıyorum. Ya da Parçalı formanın rengi karışır demişlerdir ki haklılar, karışır... Ancak ev sahibi olduğumuzu unutmayalım (!) Ya da, ilk maç hemen reklamını yapalım diye düşünmüşlerdir, ki bence esas sebep bu.

Tamam iyi hoş, gerçekten güzel bir forma (bu lappap'ın konusu). Ancak hem iç saha maçımızda kullanılması, hem de rakip bu kadar yakın renkleri giymiş olmasına rağmen inatla kullanılması yanlış olmuş. Hakemler zorlanmış mıdır bilemiyorum, ancak izleyenler zorlanmıştır mutlaka.

24 Ekim 2010 Pazar

ERKEK VOLEYBOL FORMALARI


Voleybolda erkekler sezonu açtı. Ligin 2. haftasında, Beşiktaş mücadelesinde güzel bir sürpriz bekliyordu bizi. Mercan renk bu sezon futbol dışında basketbol ve voleybolda da kullanılıyor. Geçen sene de voleybol bu 3rd akımından etkilenmişti. Hem erkek hem de kadın voleybolda mor renk formalarımız vardı. Erkekler pek fazla kullanmadılar, ara sıra maçlarda farklı renk forma giyen liberoların üzerinde görüyorduk o formaları. Ancak kadınlarımız pek çok maçta mor giymişlerdi. Zaten neden tekrar yazıyorum bilmiyorum, geçen sezon resimlerini paylaştık. Diğer branşlar etiketine tıklayıp görebilirsiniz.


Bu sezon henüz kadınların ligi başlamadı. Erkekler ise 2. haftaya girdiler. 2. hafta mücadelesinde takım mercan renk formayı giymişti. Libero ise krem renk formayı çekmişti üzerine. Yani futbol takımının kullandığı 2 aykırı formayı da kendilerine uydurmuşlar. Bu tip hamleler benim çok hoşuma gider. Spor kulübünün bir bütünlük içinde olduğunu hissettiriyor bana.

Mercan formaların üzerinde desenler çok şık, değişik bir görüntü ve ben çok sevdim. Ayrıca o bölümlerin olduğu taraftaki kolun tek renk, düz siyah olması da görüntüyü şıklaştıran detaylardan biri. Ayrıca tıpkı futbol takımındaki kombinasyon gibi voleybol formamızın da mercan üstünün altına siyah şort çekilmiş. Siyah şortun yanında ki mercan renk kalın bantforma bütünlüğünü sağlayan şık detaylardan...


Krem formanın ön tarafından yakın bir görüntüsü yok resmi sitede. Ancak yukarıdaki resme baktığınız zaman krem formanın önünde tıpkı futbol formasında olduğu gibi Aslan deseni var. Aslan deseninin şekli futbol formamızda ki ile aynı. Bu da bütünlük açısından güzel. Yine futbol takımındaki kombinasyon korunmuş ve altına krem şort çekilmiş. Krem formanın göğüsten geçen bordo şeridi bana geçen seneki Fiorentina formalarını hatırlattı. Ancak yakışmış. Bu formayı sezon içinde takımın tamamı giymiş şekilde göreceğiz mutlaka.


Herhalde bir de iç saha formamız olacaktır. Yani Sarı-kırmızı renkler içeren. Umuyorum onu da parçalı düşünmüşlerdir. Geçen sene hatırlarsanız düz sarı ve düz kırmızı formalarımız vardı (ters renk detaylar içeren). Ama şimdi 2 tane güzel aykırı forma yapıyorsan ve futbol takımından örnek alıyorsan bir de parçalı şart... Önümüzdeki haftalarda hem kremin hem de home formamızın resimlerini paylaşırım.



Son bir değerlendirme yazısı; Kesinlikle futbol takımı formalarımızdan daha başarılılar. Forma üzerindeki ince detayları, figürleri çok çok beğendim. Futbol takımından alınan 2 aykırı renk fikri de mükemmel ve her sene uygulanmalı. Ayrıca şort ve çorap kombinasyonlarını da futbol takımından almaları spor kulübü bütünlüğünü sağlıyor. Forma üreticimiz yanılmıyorsam errea.

Konu dışı olarak. Kremi bilmem, ancak mercan basketbolda da kullanılacak. Hatta kadın basketbol takımımız bu akşam oynadığı maçta kullanmış mercan formayı. Basketbolu da başka bir başlıkta değerlendiririz. Ligler bir otursun, resimler bir düşsün resmi siteye. Kaynak fazla değil biliyorsunuz...

20 Ekim 2010 Çarşamba

YOKUZ


Galatasaray ile ilgili hiçbir şey yazmak gelmiyor içimden. Son birkaç gündür kulübün bize çektirdiği eziyeti bir Türkiye Klasiği şeklinde sonlandırması şaşırtıcı olmadı benim açımdan. Maçtan sonra bir sürü "takım kodamanı" bir eylem planımız olacak diye toplantı yapıyorlar. O toplantıdaki 1 kişinin bile kendisi hakkında "acaba bende mi bir yanlış var" dediğini düşünmüyorum. Kendi dönemlerinde 6 teknik direktör kullanan ve nedense her zaman suçu onlarda bulan bu yönetimi ben kulübümde istemiyorum.

Galatasaray bu zihniyetle hiçbir zaman adam olamayacağını bir kez daha gösterdi. Ben artık bu takımda geleceğe yönelik hiçbir ışık göremiyorum. Anlık başarıların, anlık sevinçlerin, sezonluk kupaların takımı olmaya mahkumdur Galatasaray. O anlık başarılar olmadığı zaman da yapılacak bellidir, TD değişikliği. Çünkü bu ülkede bu kadar basittir futbol. Bu ülkede Rijkaard anlamaz, Gerets anlamaz, Lucescu anlamaz. Bu ülkede yönetici anlar futboldan. Bundan böyle kulübe cemaat futbolcularını mı doluşturursunuz, yoksa size göre dünyanın en iyi hocası olan, ancak 10 senedir nedense hiçbir kulübün aklına gelmeyen Fatih Terim'i mi getirirsiniz, umrumda değil...

Uzunca bir süre Galatasaray konuşmak istemiyorum. Ankaragücü maçından sonra da yaşananlar uykularımı kaçırdı. Sonunu bilsem de inanmak istemedim. Sonu belli oldu. Galatasaray bir geleceği harcadı. Tek suçlu Rijkaard takımdan gönderildi (!). Yönetimi, satılmış futbolcusu, ruhsuz topçusu, Sezgin'i hala bu takımda... Bendeki forma aşkını biliyorsunuz. Bu formayı şu son 1,5 senede tek kirletmeyen adamdı Rijkaard. Tek suçlu olarak yollandı.

Blog'a bir süre ara veriyorum. Aslında bu forma merakım ve sevgim olmasa, kapatıp giderim de. Uzunca bir süre Galatasaray'ı duymak, görmek istemiyorum. Hiçbir zaman adam olamayacak bir takımın maçlarını izlemek istemiyorum. Fakat forma başka bir şey, gelirim içimdeki sinir hiç geçmese bile, gelirim bir kaç güne...

Siz de Lucarelli-Breitner'in son 3-4 başlığını okuyun. Ben yazmasını çok beceremem, ancak benim hissettiğim herşeyi çok güzel yazmış abim...


17 Ekim 2010 Pazar

TEK GÜZEL


Bugünün tek güzelliği Fatma Nine'ydi. 2,5 ay önce Fatma Nine'den bahsetmiştik. Üzerindeki sahte forma ile tanınmış, gazetelere çıkmıştı. Fatma Nine'nin orjinal bir Parçalı forma giymesi o zamanki temennimiz olmuştu. Kulüp ninemizi bugün ağırladı. Kendisine orjinal Parçalı formamızdan hediye etti. Güzel ninem de 90 dakika oturdu, forması üzerinde maçı izledi. Biz ona layık olamadık... Kendisine uzun ömürler dileyelim, ileride çok daha güzel maçlarda ağırlayalım.

15 Ekim 2010 Cuma

MOR UNUTULMADI


Olumlu bir gelişme bu. Ne bir resmi maç, ne de geniş çaplı bir gösteri maçı. Aslında Galatasaray Futbol takımı ile alakalı bir müsabaka da değil. Kısacası "bu maçta da Parçalı giyilmez mi be" demek saçma. İlginç olansa bu maç için seçilen forma. Ne Cesaret, ne Sadakat. Asalet formamızı giyip çıkmak gelmiş akıllara. Bu seneki formalarımızdan da değil hani. Geçen seneki forma.


3rd renklerin oturtulması açısından güzel bir hamle olabilir, ya da Florya'da buldukları ilk formaları üstlerine de geçirmiş olabilirler. Yine de Mor'un kullanılmasını ben umut verici olarak görüyorum. GS Store da ürünlerinde mor kullanmaya devam ediyor. Galatlar teması ve logosu hala kullanılıyor, e forma da öyle ya da böyle giyilmiş... Belki abartıyorum ama umut verici bir 3rd renk gelişmesi.

Alp Yalman Başkan da bu maçta forma giymiş. 20 sene önce başkanken de Galatasaray formasını üzerine çekip maçlarda forma giyerdi. 20 sene sonra yaş 70, aynı tutkuyla, aynı hızla devam. Helal sana...

KOYU ŞORTLU AWAY GEREKLİLİĞİ


İstanbul sel oldu aktı gitti, blogda ise fena bir kuraklık hakim. Lappap Hoca'nın yazacağı bir konuyu dolabından aşırdım. Mühim bir konu, kimin yazdığından çok uygulanmasının önemi üzerinden dursak yeridir.

Yazacağım konu başlıktan da anladığınız üzere; dış saha formamızın şortunun -en azından birincil şortunun- koyu renk olması gerektiği. Bunu söylememizin nedeni, klasik parçalı iç saha formamızın şortunun beyaz olması. Zaten üstün nispeten koyu, şortların açık, çorapların koyu (öyle olması gerekiyor en azından) olduğu bir kombinasyon varken, dış saha formasının da açık şort kullanmasının pek gerekli olmadığını savunuyoruz. Tabi bunu söylerken parçalı formamızın da kırmızı çoraplı olduğunu -olması gerektiğini- belirtelim. Bu sebeple dış saha formamızın, iç sahanın kine tam zıt bir kombinasyona sahip olması, yani açık-koyu-açık bir kombinasyon içermesi yerinde olacaktır. Koyu şortun açık renk bir alternatifi olacak tabi ki. Ancak rakip uyuyorsa, ilk tercih koyudan yana olacak şekilde bir düzenleme yapılmalıdır.

( Bu arada; Bir aşağıda yazdığım başlıktaki özel bir forma. 1 sezon veya birkaç sezonda bir yapılması gereken bir forma. Ne bir öyle, bir böyle demeyin diye belirteyim.)




Yine mi Manchester United diyeceksiniz, ancak halihazırda bu taktiği bu sene uygulamış birkaç takımdan biri kendileri. Vardır tabi çok da, Manchester United akla gelen ilk örnek. İç sahaları koyu-açık-koyu iken, dış sahaları açık-koyu-açık... Valencia da aynı zıt yöntemi ters olarak kullandı. Onların açık-koyu-açık iç saha formaları varken, dış sahaları koyu-açık-koyu. 2 güzel takım, 2 güzel örnek.


Peki neler olabilir. Dış saha formamızın Beyaz olacağını düşünürsek; Aslında kırmızı şort da kullanılabilir. Zaten kulübün kırmızı formada alternatif olarak kullandığı kırmızı şortu bu fikre kakalaması yakındır. Ancak kırmızı şort şimdilik bir kenarda dursun. 3rd renklerimize bakalım. Mesela turuncu olabilir, mesela mor olabilir, mesela füme olabilir (bu favorim). Bu tip denemeler yapıldığı takdirde tabi ki dış saha formamızın üst kısmının detay renklerinin şortlara uyumlu olması önemli olacaktır. Ancak genelde beyaz away formalarımızda detay olarak sarı-kırmızıyı kullanıyoruz. Bu sebeple kırmızı şort veya bir değişiklik olarak sarı şort da kullanılabilir. Şuanki renklerimiz esas renklerimiz kabul edildiğinden bu yana sarı şort giymedik. Sarı tonumuz bu kombinasyona uyacak kadar koyu. Kısacası eğer beyaz formada sarı ve kırmızı detaylar kullanılırsa mecbur kırmızı veya sarı şort kullanırız. Sarı - beyaz formanın FB'nin ilk formasına benzemesi sebebiyle elde kaldı kırmızı şort. Gerçi ben tasarlasam formaları kırmızı ve sarı şortu bir kenara bırakıp yukarıdaki uygun 3rd renklerimizden biriyle şort tasarlardım. Böylelikle iç saha formasına zıt dış saha formamız olurdu, hem de 3rd detay renklerle ilk away formamız olurdu.


Sonuç olarak Galatasaray'ın iç saha formasının açık bir şortu yok mu ? Var. Ne diye aynı renkten bir de dış saha şortu yapalım. O sezon kullanmadığımız bir 3rd renkten veya kırmızı-sarı renklerden koyu bir şort tasarlanırsa hem 2 kombinasyonu zıt tutup modern bir formalar dizisi yaratırız. Hem daha önce yapılmamış güzel bir işe kalkışırız. Bunun için tabi öncelikle iç saha formamızın kombinasyonunun adam gibi kırmızı çorapla kullanılması gerekir. Eğer beyaz çorapta ısrar edilirse -zıtlık olayını koruyarak- dış saha formamızın çoraplarını da koyu yapabiliriz. (Yani koyu-açık-açık'a karşı, açık-koyu-koyu) Ancak bunun yerine doğru iç saha kombinasyonunu adam gibi oturtmamız çok daha önemli.

Doğru kombinasyon ve parçalı demişken. Şuraya buyrun, bir okuyun.

9 Ekim 2010 Cumartesi

BEYAZ


Belki daha önce blogda kısaca değinmiştik. Bir kez daha yazmakta fayda var. Galatasaray'ın ilk renkleri olan, daha sonraları da en sadık away formamız olan beyaz formamızı biraz nostalji yaparak gelecek sezon tekrar giymemiz güzel olacaktır. Hem yeni stadımızda beyaz bir sayfa geyiği, hem de yeni bir başlangıca tarihteki ilk formanın bir benzeri ile merhaba demenin anlamlı olması sebebiyle, 106 senelik formamızı tekrar hayata döndürmemiz hoş olur. Bu sezon dünyada pek çok takım formalarında nostaljiye gitti. Hem kulüp, hem de ulusal takımlar klasik dönem formalarının neredeyse birebir versiyonlarını tekrar ürettiler. Galatasaray da bu akıma gelecek sezon başlamalı. Beyaz forma güzel bir başlangıç olur.

Tabi önümüzde çok büyük bir engel var. Adidas... Adamlar tarihi formaların önüne aptal bir 3 çizgi engeli koyuyorlar. Markanın forma üzerinde bu kadar ön plana çıkartılması artık can sıkıcı hale geldi. Eskiden kulübün adam gibi bir marka forma giymeye başlaması, Milanlar'ın Bayern'lerin üzerinde gördüğümüz 3 çizgilerin bizim de üzerimizde olması, 90'ların başlarında bizleri heyecanlandırmış olabilir. Ama ben artık çok sıkıldım. Özellikle Umbro ve Nike'ın nostaljik ve sade havasına fena halde özeniyorum. O markalarla yapılabilecek nostaljik göndermeleri, formaların nasıl olabileceğini çok merak ediyorum.

Forma üstünün bembeyaz olması ve tek detayın kırmızı yakalarının olması ilk formanın günümüz versiyonu olması açısından önemli. Tabi sadece forma üstü değil, şort ve çorabın da 1905-1906 kıvamında olması çok çok önemli. Zamanında ki gibi beyaz şort kırmızı çorap kombinasyonu hem anlamlı, hem de sadece kombinasyon olarak düşündüğümüzde de şık ve değişik olur. Tabi ki rakibe göre bu kombinasyonun beyaz çoraplı bir alternatifi de olmalı, ancak birincil tercih olarak beyaz şort kırmızı çorap giymemiz gerekir. Şu da var; Kafalara taş yağdı da kulüp eski ve doğru kombinasyonu hatırladı, parçalı altına beyaz şort kırmızı çorap giydi. Bir de away formanın aynı şort ve çorap kombinasyonunu birebir kullanması sorun olarak düşünülebilir. Ancak dediğim gibi bu durum alternatif ve rakibe göre giyilecek farklı renk şort-çorap kombinasyonları ile çözülebilir.


Bu formanın başka bir olayı, hiçbir yerinde sarı detay içermemesi. Çünkü 1905 yılında henüz sarı renk formamızda yoktu. Bütünü beyaz olan, sadece kırmızı detay içeren yakalı bir forma olmalı bu forma. İçine sarı katarsak anlamını yitirir. Tabi ben olsam sarı rengin de gönlünü almak için nostalji beyazı yaptığımız sene düz sarı bir Avrupa away'i de yaparım. Ne de olsa her sezon 4 formamız oluyor.

Beyaz hakkında da kafamda böyle bir fikir oluştu. Tabi dediğim gibi Adidas 3 çizgisini kullandığı sürece hiçbir zaman tam anlamı ile nostalji formalarımız olmayacak. Bu formayı da oldu da yaptılar. Kırmızı Adidas çizgileri kullanacaklarından eminim, tekrar söylüyorum sarı hiçbir şekilde kullanılmamalı bu özel formada. Adidas çizgilerinin kırmızı olması o sebeple şart (zaten sarı da düşünmezler).

Tasarımlar Design In Sport Tasarımlarıdır.

7 Ekim 2010 Perşembe

1910


Şu postun yorumlarında blog okurlarından borgakanturk, Ntv Tarih'in verdiği posterden bahsetmiş. Dergiyi alıp okuyan biri olarak bu konudan dergide bahsetmekte geç kaldım maalesef. Ntv Tarih, bu ayki sayısında 100 yıl önce, 1910 yılındaki şampiyon kadromuzun şık bir posterini vermiş. Hani merak eden olur filan, genel olarak haberdar etmiş olalım biz. Böyle şeyler sık bulunmaz malum.

Bahsi geçen posterdeki resim de, şu postta sondan 2. ve 3. resim. Bu post için kaç para aldığımızı ise hiçbir zaman açıklamayacağız.

6 Ekim 2010 Çarşamba

YAKALI METİN OKTAY FORMASI ?


Bu fotoğraf blogun ilk zamanlarından beri burada duruyor. Bir gün bile dikkatlice bakmamışım. 2 fotoğrafın alt alta konup tekrar çekilmesi ve Sercan'ın arşivinden çıkıp buraya katkıda bulunmak istemesiyle koymuştuk yaklaşık 1 sene önce. Fotoğrafa şöyle bir bakınca Metin Oktay parçalısı gibi duruyor. 1964 yılına ait olduğunu bildiğimiz bu fotoğrafların çekildiği zaman henüz Metin Oktay forması doğmamıştı.


1965 yılında Metin Oktay formasına oldukça benzeyen, tek farkı sadece kırmızı renkli V yakası olan bir forma yapıldı (bkz:yukarı). Tek sezon 1965-1966'da kullanıldı bu forma. Daha sonra o yaka kısmı da parçalı yapıldı ve efsane doğdu. Ben ilk olarak o forma zannettim, ancak dikkatlice bakıldığı zaman fotoğraflardaki formada kırmızı yakaların olduğu görünüyor. Lappap'a da kontrol ettirdim, o da "yaka var" dedi. Bize göre yeni bir keşif, daha önce böyle bir formamız olduğunu bilmiyorduk. Eğer gerçekten fotolara bakıp yanlış görmüyorsak, karşınızda yakalı bir Metin Oktay forması duruyor.

5 Ekim 2010 Salı

RENKLİ ASY ANI FOTOĞRAFI


ASY.net modlarından Ulaş Bardak; 1963 yılında, ASY henüz inşaat halindeyken takımın ve yöneticilerin sahaya inip çektirdiği o meşhur fotoğrafı renklendirmiş. Çok da başarılı bir çalışma olmuş. Teşekkür edip, burada paylaşalım istedim. Renk tonları bizim gerçek renklerimizde değil, ancak o yıllarda, Metin Oktay formasından da bildiğimiz üzere, daha açık tonda sarı-kırmızı renk kullanılıyordu formalarda. Bu sebeple o zamandaki renklere oldukça yakın bir renklendirme olduğunu söyleyebilirim.

Bu arada; Stad yıkılmadan önce şuan ki takımımızın da aynen bu tip bir fotoğrafı, son kez Ali Sami Yen'de çektirmesi gerekir. Bu da buradan önerimiz olsun (zaten yapılır mutlaka).

4 Ekim 2010 Pazartesi

SARI KIRMIZI VE 1907 (DERGİNİN İDDİASI ÜZERİNE)

Dergideki fotonun bir kısmı (1907 yılı)

Galatasaray Dergisi son sayısında Ali Sami Yen'in özel arşivinden çok güzel bir fotoğraf paylaştı. Fotoğrafın altına Ali Sami Yen'in attığı 1907 tarihi ise kafaların karışmasına sebep oldu. Biz de dergide yazılan iddia üzerine ufak tahminlerde bulunalım, arşivden fotoğraflarla.

Özet geçecek olursak, Ali Sami Yen'in arşivindeki bu fotoğrafın 1907 yılında çekilmesi ve futbolcuların üzerlerindeki formaların parçalı olmasından yola çıkarak, dergi ilk defa sarı-kırmızı formayı 1907 yılında giymiş olabileceğimizi yazmış. Öncelikle şunu düzeltmek isterim. Galatasaray 1908 yılından önce de parçalı forma giydi, ancak rengi sarı-kırmızı değil, kraliyet mavisi ve nohut sarısıydı. Tasarımı ise 1908 yılında ki sarı-kırmızı formamızla tamamen aynıydı. Yani futbolcuların üzerindeki formanın parçalı olması, sarı-kırmızı olduğunun bir göstergesi değil. Bunu düzelttikten sonra derginin de üzerinde durduğu logoyu kullanarak fikir yürütelim.

Bu fotoğrafla birlikte bizim dikkat ettiğimiz 2 foto daha var, üzerinde logomuz bulunan. Biri 1908-1909 sezonu şampiyonluğundan sonra çekilen 1909 + tarihli fotoğraf (en altta). Bu resmin 1909 yılında çekildiğinden ve futbolcuların üzerindeki formanın sarı-kırmızı olduğundan eminiz. Zaten şu başlıkta emin olduğumuz tek konu bu. Diğeri de alttaki 1908 tarihli fotoğraf.

1908 yılı

Yukarıdaki resim bizim, Galatasaray'ın ilk sarı kırmızı forması olduğunu düşündüğümüz fotoğraf. 1908 yılında çekildi. Galatasaray'ın sarı-kırmızıya geçişi 06.12.1908. Gördüğünüz gibi 1908'e girer girmez geçmedik bu renklere. O sebeple benim sarı-kırmızı olarak düşündüğüm yukarıdaki fotodaki formaların sarı-lacivert olma ihtimali de var. Tıpkı dergide çıkan resimdeki formaların sarı-lacivert olabileceği gibi...

Yukarıdaki 1908 yılında çekildiğini bildiğimiz fotoğrafta Ali Sami Yen'in solunda yer alan futbolcunun göğsünün sarı kısmında bir logo göze çarpıyor. Bu logo; derginin Gayın-Sin logosu olduğunu söylediği ve dergideki fotoda özellikle dikkat çekilen logo ile aynı. Ayrıca 1908 yılı fotosundaki formaların sarı renkleri de 1909 yılında ve daha sonrasında çekilen bütün Galatasaray formalarının sarı tonundan daha açık duruyor. Bunu tabi zamanının makinelerindeki standartsızlığı da göz önünde bulundurarak yazmak lazım. Kesin diyemiyorum. Fakat sanki yukarıdaki 1908 fotoğrafı, sarı-kırmızıya geçmeden önce sarı-lacivert formamız ile çekilmiş bir fotoğraf olabilir. Yani benim ilk sarı-kırmızı formamız ile çekilen fotoğraf diye belirttiğim bu fotodaki forma, kraliyet mavisi ve nohut sarısı renklerimizden yapılmış olabilir. Kısacası aynı armayı taşımaları ve renk tonları bu 2 resimdeki formaların aynı formalar olduğunu düşündürüyor. Dediğim gibi ya her 2 resim de sarı-lacivert parçalı formaya ait, ya da hakikaten derginin "olabilir" dediği durum olmuş ve 1907 yılında ilk sarı-kırmızı formayı giymişiz.

Fakat ben bunun olabileceğine ihtimal vermiyorum. Ali Sami Bey'in zamanında anlatmış olduğu meşhur Şişman Yanko dükkanında keşfedilen kumaşların hikayesi 1908 yılını bize işaret ediyor. Ayrıca kulübün de bu konuda bir araştırma yaptığını ve 1908 koleksiyonunu üretip taraftarlara sunduğunu unutmamak lazım. Bana kalırsa (kesin diyemem kesinlikle) dergi parçalı formalarımızın sadece sarı-kırmızıdan ibaret olduğu gibi yanlış bir bilgiye sahipmiş ve bu resimdeki formaların parçalı olduğunu görünce, -sadece bu sebeple- formalarımızın sarı-kırmızı olduğunu düşünmüşler. Ancak tekrar söyleyelim, sarı-lacivert formalarımız da, yani, 1906 yılından 1908 yılının sonlarına kadar kullanıldığı söylenen formalarımız da parçalılardı. Kraliyet mavisinin çok çok koyu bir tonda olması, siyah beyaz fotolarda vişneye çalan koyuca tatlı kırmızı renk ile karıştırılabilir.


Kısacası, derginin iddiası heyecan verici, ancak sadece formalar parçalı diye sarı-kırmızı formaları 1907 yılında giymeye başlamışız anlamına gelmiyor bu. Bunun için Galatasaray Tarihinin ilk fotoğrafına bakmamız lazım. Hemen yukarıdaki fotoğraf 25 Kasım 1906 yılında Imojen ile oynanan maçtan önce çekilmiş. Tarihimizin bilinen ilk resmi. Bu resimdeki formalar da parçalı. Ancak 1906 yılında Galatasaray'ın renkleri sarı-kırmızı değildi. O sebeple 1907 yılında formaların renkleri sarı-kırmızı demek, sadece forma türünden yola çıkarsak yanlış olur sanki. (işin ilginci bu foto da dergiden alınma)

1909 yılı sarı-kırmızı forma ve Gayın-Sin Logosu

Son olarak logoya gelirsek, bu konuda bilgi sahibi değilim. Tam bir Gayın-Sin arması gibi görünmediği fotoğraflarda belli oluyor. 1909 yılında çekilen sarı-kırmızı formalarımızı giydiğimiz fotoda da yine sol altta oturan futbolcumuzun üzerinde logoyu daha detaylıca görmek mümkün. Sadece fotoğraf üzerinden konuşmak yanlış olur, bu gömleklerde gözükenlerin logo olması düşüncesi ise muhteşem.

Başlığın özeti, sanki 1908 tarihli resimdeki forma da sarı-lacivert renklere sahip (ben zamanında ilk sarı-kırmızı formalarımızın fotoğrafı demiştim). Bundan yola çıkarsak da dergideki formaların sarı-kırmızı olmadığı inancı bende daha kuvvetli.

Not: Yukarıdaki ilk fotoğraf dergiden alıntıdır, ancak sadece küçük bir kısmı alıntıdır. Eğer tam resmi görmek istiyorsanız lütfen dergimizi edinin. Hemen her sayıda yayınladıkları tarihi resimler için bile dergi alınır. Ayrıca bu mükemmel fotoğraf için de kendilerine teşekkür edelim.

Orta


Bu sezonki iki yeni formamızda da farklı bölgelerde aslan çizimleri var. Bunların ibretlik hikayesi de blogda var, okumayanlar şurdan. Ben farklı bi' açıdan bakacağım bu aslan çizimlerinin yer almasına.
Son yıllarda iyice alışıldı, Adidas eğer bahsi geçen formada sadece kendi amblemleri ve takım logosu varsa, genelde Adidas amblemini ortaya koyuyor, logo da sağa veya solda yer buluyor. Böylece de ister istemez asimetrik bir görüntüyü ortaya çıkarıyor. Ülke bayrağı ya da başka bi'şey yoksa, bu ikili ama yamuk görüntü insanı rahatsız edeiliyor. Sonuçta birini sağa, diğerini de sola koyabilirsin. Mesela şöyle.

Bunun da sebebi vardır muhtemelen, kendi amblemlerini daha merkezi konumlandırma isteği vs. Belki de yoktur. Fakat, sağ taraftaki kulüp logosunun iki yanına aslan çizimleri yerleştirince, daha bir sırıtıyor bu tercih.


Velhasılı, akla "madem logonun etrafına böyle bir süsleme yapılacak, neden ortaya koymuyor sunuz?" sorusu geliyor. Adidas amblemi yaka kısmına daha yakın olur, az daha aşağı da armayı koyarsın. Peki biz logonun ortaya konduğu kaç forma giydik, veya hangi sezonlarda giydik? Şu sefil 2003-2004 sezonunda. Umbro ile. O sezonun ilk 2 formasını ben çok sevmişimdir, ve o kayıp sezonda giyilmelerine hayıflanmışımdır hep. Çünkü başarısız sezonlardaki formalar diğerlerine kıyasla daha az akılda yer ediyor. O sezonun siyah ağırlıklı parçalısı ve beyaz formada Gs logosu ortaya konulmuştu. Ne işe yaradığı bilinmeyen açık mavide ise klasik, logo solda Umbro amblemi sağdaydı. Bu 2 forma dışında Gs forma tarihinde başka örnek yok. O yüzden sırf rakamlara bakınca bile Adidas'tan böyle bi'şey beklemek zor. Ama hiç mi akıllarına gelmedi, gelmediyse ilginç.

Etrafına böyle bir ayrıntının konması sonrasında, logonun formanın ortasına yerleştirilmesi daha doğru olabilirdi belki. Hem asimetrik duruş kaybolurdu, hem de logonun yeri açısından değişiklik olurdu. Ortada logo kullanımının 2 güzel örneğini de gösterelim:


Bu iki formanın da 01-02 sezonundan olması tesadüf mü bilemiyorum. Beşiktaş bu sezondan itibaren 3 sezon boyunca Puma ile bu tip formalar giydi. Mesela onlar şimdi böyle bi'şey giyse, daha uzun süre göz aşinalığı olması sebebiyle, daha kolay içselleştirilebilir.

2 Ekim 2010 Cumartesi

SUAT BEY


- Suat Bey oraya değil, şu tarafa doğru oturacağız. Buyrun lütfen. Ortamıza Mercan ve Krem formalarımızı alacağız, öyle yapılacak söyleşi. -Peki ama Galatasaray, Galatasaray TV, sarı-kırmızı forma ? ultrAslan'ın kurucu üyelerinden olduğumu biliyorsunuz herhalde ? - Tabi Suat Bey ancak bizim daha fazla reklamını yapmamız lazım bu formaların, 6 haftada 45 kere giymemiz yetmedi çünkü.

TERCİH PARÇALI OLMALIYDI


Biz ne yazıp duruyoruz ? İç saha maçlarında mutlaka, ama mutlaka parçalı giyilecek. Hem de esas home kombinasyonu ile. Bu şart... O gün iç saha formalarını unutsan bile hemen bir sarı - kırmızı kumaş bulacaksın ve beyaz şortunu çekip altına sahaya çıkacaksın. Ne olursa olsun ASY'de başka renk forma görmeyecek taraftar. Ayrıca sarı-kırmızı parçalı formanı bir sezonda mümkün olduğunca fazla kullanmalısın. E zaten iç saha maçlarında full çekeceksin, aynı zamanda dış saha maçlarında da rakibin forması uyuyorsa mutlaka parçalı giyeceksin.

İşte dün bu olacaktı, olmalıydı, olmadı. Zaten hiç ülkede bu tip şeyler düşünülmedi. Rakibin beyaz forma ile sahaya çıktı mı ? Çıktı. O zaman bırak mercanı falan, çek üzerine parçalı formanı. Ayrıca şort ve çorabını da iç saha formanın dış saha alternatifi olan kırmızı şort ve çorap ile değiştir. Yapılması gereken budur. Kırmızı şortun üretim sebebi sadece dış saha maçları için olmalıdır. Bu sayede parçalı formanı maksimum sayıda sezon içinde kullanabilirsin. Doğru olan budur. Hiç mi uymadı, o zaman giyeceksin away formanı. 2. tercihin o olacak. O da mı olmadı (ki bu durum senede 4-5 maçı geçmez), işte o zaman 3rd formanı giyeceksin. Kuralın bu olması lazım.


Dün deplasmanda bizim parçalı altına-kırmızı şort-çorap giymememiz için hiçbir sebep yoktu. Ancak biz son çare forması olan 3rd formayı giydik. Şimdi bunu yapan takımın, kırmızı şort-çorap kombinasyonunu kendi iç sahasında yapmasına şaşmamalı. Ama orada yapılmayacak bu olay, deplasmanda yapılacak... Peki 3rd formayı ne zaman giyecek selo derseniz, giymeyeceğiz zaten. Zorunluluktan doğan maçlarda, senede maksimum 4-5 kere giyeceğiz. E peki nasıl satacak bu forma selo ? Onu bilinçsiz taraftarlara anlatacaksın derim ben.
Copyright © 2010-2014 galatasarayformalari.com - Tüm Hakları Saklıdır