Bu Blogda Ara

1990-2001 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
1990-2001 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Aralık 2021 Çarşamba

Erzurum

 







Forma geçmişimizdeki ilginç kombinasyonlardan biri daha. 1998-99 sezonunun beşinci haftası, Ali Sami Yen'de Erzurumspor ile oynadığımız maça parçalı altına siyah şort ve beyaz çorap ile çıkıyoruz. Erzurumspor çubuklu altına mavi şort ve siyah çorap ile sahada. Herhalde Erzurum tek takım formayla geldiği için Galatasaray bu kombinasyona mecbur kaldı. O dönemde Erzurum'un siyah formasının olması, ülkemizdeki forma kültürünü göz önünde bulundurunca ilginç. Galatasaray ise herhalde tarihinde ilk ve tek olarak bir maça böyle bir kombinasyon ile çıktı o gün. 

Manchester United'ın bazen bu kombinasyonu kullandığını görebiliyoruz. Bizde iç saha formasını bu kadar farklı kombinasyonlarla kullanma alışkanlığı yok. Ki buna zorlayacak kullanımlara da rakiplerde rastlamıyoruz. 




21 Nisan 2021 Çarşamba

1997-98 Dökümü

 



Sıra 1997-98'de. Bu kez de temel olarak şu videodan ve Futbolkolik'in videolarından yararlandım. Bu sezonda iki farklı parçalı formamız var. Her devre için farklı birer parçalı denebilir. İlk yarıda, önceki sezonda da gördüğümüz polo yakalı tam parçalıyı hem 96-97'deki gibi sarı, hem de kırmızı yaka ile görüyoruz. 

Sezon boyunca Bank Ekspres reklamı yer alıyor formalarda ama bir istisnayla: İlk iki haftada, Ankaragücü deplasmanı ve içeride Bursa'da oynanan maçta, parçalıda farklı reklamlar görüyoruz. Blog geçmişindeki, o sezonu anlatan postta fotoğrafları var.  




Rakamlara geçelim. 

İlk parçalı: 17

İkinci parçalı (siyah şort): 11

İkinci parçalı (kırmızı şort): 2

Beyaz: 4


Oradaki 17, tek sıra hâlinde bir 17. Yani ligin ilk maçından başlayıp, ligin ilk yarısının son maçına kadar aynı formayı, hattâ aynı kombinasyonu giymişiz. İkinci yarının ilk maçında beyazı giyerek seriyi bozuyoruz. İkinci maçında Bursa deplasmanında da yeni, siyah yakalı parçalıları giyiyoruz. Ama bu parçalıyı aslında ilk kez görmüş olmuyoruz. Çünkü Şampiyonlar Ligi grup maçlarında iç saha forması olarak bu formayı kullandık. Tek fark, fontu büyütülmüş olan Bank Ekspres reklamı. 


Türkiye Kupası'nda ise durum şöyle: 

6. Kademede Vanspor ile eşleşiyoruz. İlk maçla ilgili görüntüye ulaşamadım. Rövanşta Ali Sami Yen'de ilk parçalı giyiliyor. 

Çeyrek finalde Gaziantep'e karşı iki maçta da diğer parçalıyı, kırmızı şortla giyiyoruz.

Yarı finalde Trabzon'a karşı içeride beyaz, deplasmanda ise siyah şortlu yeni parçalı giyiliyor.

İki ayaklı finalin ikisinde de, Beşiktaş'a karşı yeni parçalı giyiliyor; iki maçta da siyah şortla. 


Tuhaf bir tarihte (15 Mayıs) oynanan Cumhurbaşkanlığı Kupası maçında da ikinci parçalıyı, siyah şort ile birlikte giyiyoruz. 





Şampiyonlar Ligi'nde tek ön eleme oynadığımız bir sezon. Sion'a karşı dışarıda ilk parçalıyı giyiyoruz haliyle. Rövanşta ise içeride, Galatasaray forma tarihinin nadide parçalarından biri görücüye çıkıyor. Sonra da bir daha görünmüyor zaten. Olabilecek en sade şekliyle, polo yakalı, bembeyaz bir forma. Forma tarihimizin en sade beyazı. 





Grupta ise iki kez beyaz; dört kez ise, ligde ikinci sezonda giyecek olduğumuz 'diğer parçalı'yla sahaya çıkıyoruz. Dördünde de siyah şortla. Aslında bir nevi, Avrupa'ya özel iç saha forması giymiş oluyoruz. (Yukarıdaki fotoğraftaki farklı çoraplara dikkat.)

O maçlardan birinde farklı bir durum var yalnız, not düşmeden geçemeyiz. Grubun ikinci maçı olan Parma deplasmanında 'diğer' parçalıyı giyiyoruz ama yakalar farklı. O sezonun beyazının yakası var. Yani aslında bu parçalıyı ilk kez ve tek olarak, alışıldık şekli yerine, yani polo yaka ile değil de 'V' yaka olarak görüyoruz. 











14 Nisan 2020 Salı

1999-2000 Dökümü



Geçenki döküm postuna benzer şekilde yine bir videodan yola çıktım. Sonrasını Gugıl ve Milliyet Arşiv'den getirdim.

Bazı notlar var, direkt rakamları vermek olmaz. Bir kere Temmuz ayının sonunda oynanan TSYD Kupası maçlarında önceki sezonun parçalısı ve beyazı giyiliyor. Sezonun ilk maçında da, yani 7 Ağustos'ta, içerde Gaziantep'e karşı yine eski beyaz giyiliyor. Hattâ o gün ülkemize gelen Capone de, ertesi günkü imza töreninde parçalıyı giyiyor. 

11 Ağustos tarihinde ise Rapid Wien'le ilk maç oynanıyor. Burada ilk kez bir yeni forma görmekteyiz: Füme. 1998-2001 arası füme serisinin ikinci halkası. O güne dek ise herhangi bir forma tanıtım haberi yok.



Nihayet iki resmî maçın ardından ayın 13'ünde tanıtım yapılıyor. Çubuklu, beyaz ve füme. Son iki sezonda giyilen ve yeri sağlamlaşmaya başlayan parçalının yerine bu sezonda çubuklu hangi motivasyonla seçildi, bunu bilmiyoruz. Bir de ilginçtir, muhtemelen o anlık gelişen bir kombinasyon görülüyor: Çubuklu altı füme. Herhangi bir maçta bu kombinasyonu görmedik tabii ki.

Çubukluda iki farklılık var: Birincisi füme katkısı. Daha önce parçalıda siyah yaka filan görülmüştü ama bu bir ilk. Hem yaka, hem kollardaki üç çizgi bu renkte. İkincisi, kolların dış tarafının sarı renk olması ve çubukluda sarının hakim olduğu bir havanın yaratılması. Fenerbahçe ile rekabetten dolayı genelde kırmızı rengin vurgulandığını biliyoruz. O yüzden bu tip bir çubuklunun şimdilerde kabul edilme ihtimali sıfıra yakın.

1998-99'daki ideal üçlüden (yani parçalı-beyaz-koyu deplasman forması) sonra, bu kez çubuklunun dahil olduğu bir üçlü var. Fazlalık yok.




O sezonun lig dökümü şöyle:

Çubuklu: 29
Beyaz: 5

Toplam beş kez giyilen beyaz formanın dört kez içerde kullanılması biraz tuhaf. Göztepe, Antep ve Samsunspor'a karşı içerde beyaz giyip deplasmanda çubuklu giymek, Türkiye'deki forma kültürü yoksunluğunun güzel örnekleri. Adana ile daha garip -- hem içerde beyaz, hem dışarda. Çubukluyla ilgili tek kayda değer not şu. Füme hiç yok.





Kupada 5 maçta da çubuklu giyilmiş. Avrupa'da da gidişat bir parça ilginç.

Ön elemedeki iki maç ve grubun ilk dört maçında füme giyiliyor. Bunun sebebinin fümenin siyaha benzemesi ve bu şekilde bir yas ifadesi olarak kullanılması olduğunu düşünüyorum. İlk kullanımda, yani Rapid ile deplasmanda oynanan maçta henüz deprem gerçekleşmemiş, orası için bir açıklama bulamayız tabii. 

Hertha Berlin ve son Milan maçında çubuklu var. Sonrasında UEFA macerası başlıyor ve Leeds ile karşılaştığımız ve malum olduğu üzere iki maçta da çubuklu giydiğimiz yarı final turu hariç, içerde çubuklu-dışarda beyaz şeklinde gidiliyor. Finalde de beyaz giyiyoruz. 


Bu beyaz, tabii, sembol hâline geliyor. Neuchatel beyazını bile geçerek. Beyaz rengin yeri forma tarihimizde ve kültürümüzde geri dönüşü olmayacak şekilde sağlamlaşıyor. Önceki sezonla birlikte toplamda iki sezon göğüs reklamı olarak formalarımızda bulunan Marshall'ın da, hemen hemen tüm taraftarların gözünde gelmiş-geçmiş en ideal forma reklamımız olarak yerini aldığını belirterek postu bitirelim. 

1 Nisan 2020 Çarşamba

Beklenmedik Beyaz Çorap


Youtube'da denk gelen bir video: 1999-00 sezonundan dokuz maçın özet görüntüleri. Açtım. İlk maç. 15 Ekim'de içerde oynanan Antalyaspor maçı. Bir gariplik var. Çubuklu formayı giymişiz olması gerektiği gibi, ama aşağıda bir beyazlık var. Hemen belli olmuyor ama bembeyaz durumdaki Antalya'nın da çorabı kırmızı. Sebebini bilme ihtimalimiz yok ama manzaranın tuhaflığı ortada.


Eski postlarımızda var çokça: Yeni ortaya çıkan formalar, ilk kez görülen kombinasyonlar vs. Bunu ilk kez gördük mesela. Haberimiz yoktu. Birçok formaseverin de yoktur eminim. Ki nispeten yakın dönem. Öyle 70'li yıllar filan değil. Gözden kaçmış demek ki.


Aklıma şu 2003-2004'teki meşhur Samsunspor maçı geldi. Bizim açık mavi, Samsun'un Ajax stili beyazla çıktığı maç. Seremoniye çıktıktan sonra içeri girip parçalıyı giymişti Galatasaray. Acaba burada da öyle bir şey mi oldu? Bir diğer ihtimal, Antalya'nın sadece bu parçalarla gelmesi.

Bu keşiften bir gün sonra ise Twitter'da şu fotoğrafa denk geldim:


Tivit altında yazanlardan yola çıkıp maçı buldum. 1983 yazında oynanan TSYD Kupası'nda, Fenerbahçe ile oynanan ve 1-1 berabere kalınan maçtan. Mustafa Denizli'nin Galatasaray oyuncusu olarak sahaya çıktığı tek sezon. Bu kez parçalı forma ve kırmızı şortun altına beyaz şort giyilmiş. Şurada da yan cepheden bir foto var.

Bir de Google araması yapayım dedim, kupa ismini filan yazıp. O maçla ilgili olmasa da, konuyla ilgili başka bir veriye ulaştım:


(Bunu alıntıladığım yer, Galatasaray hakkında başarılı bir arşivcilik çabası yürüten Cimbombom Arşiv isimli hesap. Yukarıdaki link de oradan.)

Bu fotoğraf da o sezonun ilk maçından. Karagümrük'ün 4-0 yenildiği maçtan. Yine parçalı ve kırmızı şort altına beyaz çorap. Beyaz çorap da, üstündeki sarı-kırmızı parça çok büyük olan bir beyaz. O dönem için yenilikçi bir çaba. Hiç alışılmadık bir görünüm.

Deşilirse o dönemden birkaç maçta daha bu manzara görülebilir gibi geldi. Biz postu burada bitirelim. Ama ya ardından bir post daha gelir, ya da güncelleme yapılır.

21 Ocak 2020 Salı

1996-97 Dökümü ve Başka Şeyler



Geçenlerde Youtube'da bir video denk geldi, söylemesi ayıp. Açtım. Bir baktım maç maç gidiyor. 1996-97 sezonunun hikayesi. Başlarda hoca dahil birkaç kişinin yorum veya demeçleri. Sonrası neredeyse tamamen maçlar. Bir kupa maçı ve Cumhurbaşkanlığı kupası hariç, 34 lig maçı. Goller falan. Hagi yeni gelmiş. Bir yerden sonra aklıma kayıt tutmak geldi. Belli bir zamandan önce, elde görüntü az olduğu için, toplamda ne giyilmiş-ne olmuş, tam bilmiyoruz, formalardan haberdar olsak da. Vaktiyle sağolsun Calibra o sezonu kaydetmişti bloga. O zaten giyme yoğunluğuna göre sıralamış. Ben de bu kez detayına girmiş olayım, biraz da yorum katayım.

Öncelikle eksikten başlayalım: Beyaz forma yok. Şortta tamamlayıcı olarak varlığını koruyan siyah hariç, sarı-kırmızıdan başka renk yok. Belki erken dönemler nispeten ama, yani bir sürü forma giyip bir tane beyaz olmaması... O sezonki lige bakınca, misal bu sezonda olduğu gibi üç tane sarı-kırmızı, iki de turuncu renklere sahip takım yok. Bu bir faktör olabilir; ama ligde Gaziantep, Gençlerbirliği, İstanbulspor, hatta Ç. Dardanel var. Fakat yerleşik forma kültürü olmadığı için, adam kendi evinde deplasman formasını giyiyor, sen de zorda kalmıyorsun.

Şimdi de hangi formanın kaç kez giyildiğine geçelim. Fotoğraf koymaya gerek yok, şurada hepsi var. Hattâ oradaki sırayla yazıyorum.

Parçalı: 13
Sarı: 8
Kırmızı: 5
Çubuklu: 4
Diğer sarı: 2
Diğer (düz) kırmızı: 2

Videoda yer alan diğer iki maç da, meşhur, penaltıları 18-17 biten Gençlerbirliği ile oynanan kupa maçı ve Fenerbahçe ile oynanan, ertelenmiş olan Cumhurbaşkanlığı Kupası maçı. Gençlerbirliği maçında sarı, Fenerbahçe'ye karşı ise parçalı giyilmiş.

Nerede ne giyildiği konusunda kesinlikle bir düzen yok. İçerde sarı da giyiliyor, parçalı da; o dönem için ilerici bir tasarım olarak sayılabilecek, üç şeridin sol taraftan dikine indiği kırmızı forma da. Hani son birkaç yılda yine o konudaki monotonluğu bozacak çözümler buluyor veya 90'ların tasarımlarını yeniden diriltiyor ya Adidas, bu da mesela orijinal bir çözüm. Yine giyse keşke birileri.

O formada sıradan Adidas görünümü dışına çıkılırken, ligin ikinci yarısında giyilen düz sarı ve düz kırmızılarda tam tersine, hem omuz ve kollarda, hem de koltuk altı ve yanlarda üç çizgi var. Duble yol. Bu formalar toplam 4 kez giyiliyor.


İşin içine şortlar da girince, kombinasyon sayısı da artıyor hâliyle. Parçalı, üç şortla da (siyah, kırmızı, sarı) giyiliyor. Az önce bahsettiğimiz kırmızı forma, sarı ve kırmızı şortla kombinleniyor. Çubuklu yalnızca siyah şortla giyiliyor ve o nostaljik görüntü korunuyor. Çorap açısından ise pek fazla farklılık yok. Neredeyse tamamen, şortla aynı oluyor.

Sezon boyu genelde kaotik giden tercihler görüyoruz. Arka arkaya giyme konusunda ise, bir tek ligin sonundaki 7 maçta parçalı giyerek bir seri ortaya çıkıyor. İlkinde kırmızı şort, en son 6 maçta da siyah şort giyerek, bir nevi, sonraki sezon için ortamı hazırlıyorlar.

Ayrıca bu sezondan itibaren, giyilen forma sayısı yavaş yavaş normale dönüyor. 1997-98'de de iki farklı set gördükten sonra nihayet 1998-99'da üç forma giyiyoruz ve daha da önemlisi ideal bir sete kavuşuyoruz ki bu, tarihimizde bir ilk.


Son olarak da, sezon sonunda muhtemelen Adidas için yapılan poster çekiminde ilginç bir şey fark ediyoruz. Hocaların üstünde, 1997-98 sezonu başında Ş. Ligi elemesinde Sion'a karşı içerde giydiğimiz beyazın uzun kollu versiyonunu görüyoruz. O dönemde yeni formaların önceki sezonun sonunda gelmesinin ihtimal dışı olduğunu düşünürsek, 96-97'nin ikinci yarısında bu beyazın da elde hazır olduğunu varsayabiliriz. O sezonun ikinci yarısında giyilmeye başlanan çubuklu ve o iki düz forma ile birlikte gelmiş olabilir. Ve bu formayı yalnızca adı geçen maçta giydiğimizi düşünürsek, belki de daha fazla görebilirdik o güzelliği. 

23 Mart 2013 Cumartesi

75. Yıl Cumhuriyet Logosu Parçalıda


1998 1999 sezonunda 24 Ekim'de oynanan ve 3-1 kazandığımız Ali Sami Yen'deki Samsunspor maçı, 29 Ekim 1998'de kutlanacak olan Cumhuriyet'in 75. yılından beş gün öncesine denk geliyordu. Takımımız da o maçta giydiği parçalı formada, armamızın üzerine o dönemde bütün ülkede yaygınca kullanılan 75. yıl logosunu yerleştirmiş. Cumhuriyet Bayramı'nı kutlamak için yapılan bu hamle hem çok güzel olmuş, hem de forma tarihimiz içinde ilginç bir hatıra meydana getirmiş.


Fotoğrafların kaynağı: Milliyet Gazete Arşivi

9 Mart 2013 Cumartesi

90'LAR GERİ DÖNDÜ


Şu kombinasyonu deplasmanda giyseydik çok daha güzel duygularla yazardım bu yazıyı. Takım bu sezon kombinasyonlara önem veriyor, deniyor. Bu denemelerin bana kalırsa en heyecan verici olanıydı Parçalı altına siyah şort, siyah çorap. Ancak keşke deplasmanda yapılsa bu denemeler, iç sahada değil. İç sahada klasik kombinasyon olan Parçalı, beyaz şort, kırmızı çoraptan şaşmamalı.

Bu mecburiyetin sebebi tabi ki yine tek forma ve tek kit ile gelen Anadolu takımı. Bunu hep yapıyorlar. Beyaz formasını diğer renk şortlarından birisi ile kombinleseler, bizim de klasik kombinasyonumuzu giymememiz için sebebimiz kalmayacak (keyfi denemezsek tabi). Ama yok, düz tek renk forma getirmek adetleri. O forma nasıl tanıtıldıysa o şekilde giymeleri zorunluluk sanki (Trabzonspor'u dışarıda tutuyorum, onlar epey kombinasyon deniyorlar). Galatasaray'dan da bir yetkili maçtan 1-2 gün önce iletişim kurmayı akıl etmiyor rakiple, bu kadar zor olmasa gerek diyoruz ama zor demek ki !


Rakip beyaz şort ile gelince Galatasaray alternatife yöneldi ve kırmızı-kırmızı giymek yerine nostaljiye kaçıp siyah-siyah giydi parçalısının altına. Kırmızı-kırmızı giymesini beklerdik tabi, ancak bu sene, yukarıda da değindiğimiz gibi, ayrı bir özen gösteriyorlar ve elde ne varsa deniyorlar. Bu senenin konsepti...

Parçalı altına siyah şort, siyah çorap, formalar ile ilgilenmeyen bir taraftarın bile (neden ilgilenmiyorsa tabi) dikkatini hemen çeken bir kombinasyon. Çünkü yakın geçmişi, efsane seneleri getiriyor akla. 30-40 yıl önce giyilmiş kombinasyonların tekrarından daha heyecan verici. Şuan mevcut taraftar kitlesinin çoğunun kanlı canlı yaşadığı o güzel senelerin kombinasyonu siyah şort, siyah çorap. Hagi'nin kombinasyonu, Tugay'ın kombinasyonu, Hakan'ın, Arif'in Bülent Korkmaz'ın, kombinasyonu... Kupaların kombinasyonu. Bu sebeple herkesin sempatiyle baktığı bir kombinasyon.


Galatasaray 90'lara damga vuran parçalı altına siyah şort-çorap kitini 1994-1995 sezonunda başlattı. Ardından gelen 95-96, 96-97, 97-98 ve 98-99 sezonlarında da sürdürdü. 2001-2002 yılında Parçalı formamızın altına siyah şort yine giydik ancak bu sefer kırmızı çorap ile, 2003-2004 sezonunda parçalı formanın altında yine siyah şort vardı ancak parçalı çorap (arkası kırmızı, önü sarı) ile kombinlenmişti.


Daha geçmişe bakarsak. Bizim arşiv araştırmalarımızda parçalının altına siyah şort ilk olarak 1953-54 sezonunda kullanıldı, ancak o formanın çorabı kırmızı idi. 1960 ve 70'lerin sezon öncesi takım posterlerinin bazılarında siyah şort, siyah çoraplı parçalı formalara rastlıyoruz. Ancak yine araştırmalarımızda hiç resmi maçlara çıkılmamış olduğunu gördük bu kombinasyon ile (yanılmamışızdır umarım). 1969-1970 sezonunda ise Galatasaray Genç Takımı bir maçta bu kombinasyonu giymiş, rastladık tesadüfen.

50, 60 ve 70'lerde dönem dönem siyah şortlara rastladık ancak siyah şort, çorap kombinasyonu 90'lara has bir durum. Güzelliği konusunda herkes ile hem fikirim. Ancak iç sahada kullanılmamalı, bu konuda tartışmaya girmem.

7 Ekim 2012 Pazar

KATOWICE KOMBİNASYONU


Kombinasyonlar açısından değişik ve tarihi bir sezon geçiriyoruz. Daha önce ayrı ayrı pek çok kez kullanılsalar bile hiç kombinlenmemiş forma-şort-çoraplar, çok uzun zamandır hasret kaldığımız doğru kombinasyonumuz ve uzun yıllar görmediğimiz, bizi eskilere götüren kombinasyonlar... Henüz ligin başındayız, daha neler olacak bakalım, gerçi pek bir şey kalmadı.

Kendi sahamızda deplasman forması giyme rezaletine pek girmeyi düşünmüyorum. Sayısız kez yazdık, artık herkes anlamıştır sanırım neyin olması gerektiğini (en azından blog okuyucuları). Ancak Eskişehirspor'a bakıp ders almamız lazım, onların da alması lazım. Ligdeki bütün takımların ders alması lazım. İç saha renklerinden dış saha veya 3rd forma olmaz. Yapıyorsan elbet dünkü gibi rakibin giymesi gereken formasını da bozarsın. Bizim de kırmızı formamız aynı. Forma belki çok güzel, ama gereksiz...


Her neyse; Biz esas konumuz olan beyaz forma altına kırmızı şort, kırmızı çorap meselesine gelelim. Bizim bildiğimiz, ki bu dönemler içerisinde hemen her maça baktık, ancak insanlık hali kaçırdığımız tek tük maçlarda da giyilmemişse eğer, bu kombinasyonu en son 92-93 sezonu UEFA Kupası 1. tur 2. maçında, evimizde, Ali Sami Yen'de giymiştik. Deplasmanda berabere kaldığımız rakip karşısında içeride 2-1 kazanıp tur atladığımız maçtı. Avrupa maçlarımızın efsaneleri arasına giren bir maç esasında. Hakan Şükür de Avrupa maçlarındaki ilk gölünü bu karşılaşmada atmıştı. İşin futbol kısmını bir kenara bırakırsak tam 20 sene sonra Galatasaray yine içeride ama bu kez bir lig maçında bu kombinasyonu giydi.

 Ben fena bulmadım. Kırmızı şort, beyaz çorap da çok yakışır ancak sarı şort-sarı çorap veya sarı şort-beyaz çorap daha çok yakışır sanki. Tabi bizim sarı rengimizde.

19 Eylül 2012 Çarşamba

OLD TRAFFORD SARISI


Bazı formalar, bazı maçlardan sonra efsane olmuştur. Beyaz forma çok uzun seneler giyildikten sonra Neuchatel maçı ardından "efsane" mertebesine yükselmişti. Üzerine, UEFA Kupası "çileği" de cabası. Sarı forma da 70'lerde ve 80'lerin sonlarında kullanılmasına karşın Manchester United ile oynanan 3-3'lük maçtan sonra bu seviyeye yükseldi. Daha sonra da Barcelona zaferi sarı formayı hep hatırlamamızı sağladı.

1996-1997 sezonu sarı formanın resmi maçlar bazındaki son sezonuydu, ta ki Nike'a geçtiğimiz ilk seneye kadar. Geçen sezon, 15 sene sonra takım ilk defa düz sarı formalar giyip resmi karşılaşmalara çıkmıştı. Bu sene ise 1994-1995 sezonundan beri ilk defa Manchester United ile oynuyoruz. Geçen seneye kadar hem Manchester United'a, hem sarı formaya, hem de Şampiyonlar Ligi maçlarına hasret kalmıştık. Çakışsalardı güzel olurdu, anlamlı olurdu. Takıma da iyi bir yansıması olurdu. 1 sene ile neredeyse 20 seneyi bulacak olan bir efsanenin doğuşunun "temsilini" kaçırdık. Şanssızlık.

Biz blog olarak takımın ana renklerinin veya birinin hakimiyetinde olan dış saha/3rd formalara karşıyız. Ancak tarihsel olaylar, maçlar, futbolcular bazen bazı formaları efsane yapar ve mutlaka gelecek senelerde de (yıl dönümlerinde vs...) hatırlanmalıdırlar. Sarı formayı biz hem Old Trafford'daki Manchester United geri dönüşü ile, hem de Ali Sami Yen'deki Barcelona zaferi ile hatırlayacağız. Bu tip efsane formaları kulüp de belirli senelerde hatırlamalı diye düşünüyoruz.

Geçen sene karşılaşsaydık, ya da bu sene çıksaydı sarı forma çok anlamlı olacaktı. Tüh.

20 Ocak 2012 Cuma

Benziyor mu? 1

Galatasaray 1992 1994 

Chelsea 1992 1994

Aston Villa 1992 1993 

Parma 1993 1994

Forma resimleri classicfootballshirts'ten.

6 Aralık 2011 Salı

1997 Sırtı Ters Parçalı

En çok "modifiye" olmuş formalarımızdandır bu parçalımız. 5 Kasım 1997 tarihinde oynanan ve Ali Sami Yen'de Tugay'ın golleriyle 2-0 kazandığımız Sparta Prag maçında da bu formanın farklı bir versiyonunu giydik. Bu sefer formanın sırt bölümü -tam parçalımıza uygun olarak- ön tarafa göre tersti. Ancak arkada kolların rengi değişmediği için sırt bölümünde kolla gövde aynı renk oluyordu.


Not: Fotoğraflar Milliyet Arşiv'den.

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE FORMALARIMIZ (ÇİZİM - 1990-2000)



 
























1-2 eksik var. Kombinasyonlar vs... Bütün seriyi tamamladığımızda eksiklere yöneleceğiz. Seriınin devamı için BURAYA ve BURAYA tıklayın.

Çizimler Erdinç Çelik'e aittir. Ufak detaylar Emre Gültekin'den alıntıdır. Kaynaksız kullanmamanızı rica ederiz.
Copyright © 2010-2014 galatasarayformalari.com - Tüm Hakları Saklıdır