Sınırlı sayıda yapılan formaların bir özelliği olması lazım. Bir amaç uğruna yapılmış, koleksiyon değeri taşıyan ve takımın özel bir günde veya sezonda 1-2 maçta giyeceği formalar olması lazım. Daha sonra bu tamamen farklı formaları sınırlı sayıda üretip, bu işlerle ilgilinen kişilere belli sayıda satışını yaparsın. Çok doğaldır ki fiyatı sezon içinde giydikleri formalarından daha yüksek olur. Bizim ki kadar uçuk olmasa da.
Mesela Barcelona'nın şu meşhur Mes logolu forması. 2009 yılında Juan Gamper Turnuvası için, sadece o turnuva için yaptırdığı ve
satışı sınırlı olan forması hiç kuşkusuz en meşhur sınırlı sayıda üretilen formaların başındadır. Barcelona sadece o turnuvada giyeceği formasını haftalar önce tanıtmış ve sınırlı sayıda satışa çıkartmıştı. Bambaşka bir tasarım ve sadece o turnuvada giyilecek olan bu forma, normal formalarının 2
katı fiyatla falan da değil, yanlış hatırlamıyorsam sadece 20 euro daha pahalıya satılmıştı.
Boca Juniors'un 105. yıl forması. Boca o sezon bildiğimiz formasını
giyiyordu, sınırlı sayıda 105.
yıllarına özel İsveç bayraklı temalı formayı yapmışlardı. Takım orijinal bildiğimiz formasını giymeye devam ediyor ancak dileyen bu sınırlı sayıda formaları satın alabiliyordu. Bambaşka bir teması ve tasarımı vardı. Takım sürekli olarak hiç bu formayı giymedi. Fiyatı ise normal formaları ile hemen hemen aynıydı.
İrlanda'nın göğüs kanserine destek amaçlı sınırlı sayıda ürettiği pembe forması. İrlanda bu formayı belki bir maç giydi, belki de hiç giymedi, takip etmedim. Ancak gelirinin tamamı bu hastalıkla mücadele için bağışlandı. Sınırlı sayıda üretildi, isteyen koleksiyoncular formayı satın aldı. Fiyatı ise normal formalarından fazla değildi.
İngiltere'nin 2011 forması henüz tasarlanmadan, İngiltere ünlü bir
modacıdan bu sınırlı sayıda yapılan formasını tasarlamasını istedi. Modacı üzerinde renkli haçlar bulunan bu formayı tasarladı ve sınırlı sayıda satışı yapıldı. Daha sonra aynı formayı değiştirerek milli takımlarına da uyarladılar. Fakat bambaşka tasarımda olan bu forma ilk olarak sınırlı sayıda çıkartılmıştı. Takım da giymemişti. Bu formanın fiyatı da orijinal İngiltere formasının 2 katı değildi.
Brondby'in Unicef forması. Takım bu formayı birkaç maç giydi, giyiliş amacı Unicef'e destek vermekti. Ancak sadece giyerek vermediler desteği. Sezon içindeki formalarından 6-8 euro arası daha pahalıya satılan bu formanın o fazla fiyatının bütün geliri Unicef'e bağışlandı.
Aklıma en son gelen Everton'un mor forması. Everton ile yardıma
muhtaç çocuklara bağış toplayan ingiliz firması Liverpool Unites kuruluşu arasında yapılan bir anlaşma sonucu bu forma doğdu. Sınırlı sayıda üretildi. Koleksiyoncular böylelikle hem sınırlı sayıda formaların sahibi oldular, hem de formaya ödedikleri para sayesinde bu kuruma katkı sağladılar. Fiyatı da normal Everton formalarından farklı değildi.
Benim aklıma bu formalar geldi. Tekrar söylüyorum, bunların özel forma olmaları burada yer bulmalarına sebep değil. Bu formaların ortak özelliği sınırlı sayıda üretilmeleri. Bu formaların hepsi o takımlar için yeniden ve sadece onlara özel tasarlandı. Bu formaların hiçbirini kulüp 1-2 maçtan fazla giymedi. Hepsi farklı şekilde tasarlandılar. Hiçbiri sezon forması değil anlayacağınız.
Bir de Galatasaray'ın sınırlı sayıda diye kakaladığı formasına bakalım; Bir amaç uğruna yapılmamış. Sezonun bundan sonraki sürekli iç saha forması olan ve Adidas tarafından seri üretimi yapılan çubuklu formasına, 25 kuruş bile harcanmayarak basılan bir TT Arena logosu ve Ajax takımının isminin yer aldığı ufak bir logo eklenerek oluşturulan sözde özel forma... Sezon formasından tek farkı bu logo. Yani Şampiyonlar Ligi maçlarında isteyen her takımın formasına işlediği rakip takım ismi ve maç tarihi logosu ile aynı mantığa sahip bir uygulama, aynı oranda da basit bir uygulama. Tasarım tek maçlık değil, tasarıma ekstra maliyet harcanmamış, formanın gelirinden herhangi bir sosyal yardım amacı güdülmemiş, bambaşka bir forma tasarlanmamış, sadece ütüyle rakibin adı basılmış. 2000 UEFA Finali formamızda bile Başarspor, maçın adını ve tarihi elleri ile dikmişti, bir emek vardı. Bu ise seri üretim.
Sağdaki 92, soldaki 175 lira !
Tamamen bambaşka bir forma olsa, mesela Calibra'nın dediği gibi Adidas ile masaya oturulsa ve nostaljik formanın birebiri yapılsa. Sadece o ilk maçta, sadece Ajax'a karşı giyilse, daha sonra da taraftara sınırlı sayıda satılsa ve o formanın fiyatı 175 lira olsa, belki tamam alınır derdim. Yukarıda ki formaların hiçbirinin sezon formalarının 2 katı fiyatında olmamasına rağmen derdim bunu. Ancak zaten seri üretimde olan, hiçbir tasarım farklılığı, kalite - kumaş farklılığı olmayan ve takımın 2. yarıda her maçta giyeceği bir formaya 25 kuruşluk baskıyı basıp formayı kakalamak akıl alır gibi değil.
TT Arena yapılırken 2 işçimiz hayatını kaybetti. İsimlerini yaşatacağız dediler, çocuklarına bakacağız dediler, yapılmıştır mutlaka. Benim önerim; elde edilecek gelirin tamamının hayatını kaybeden işçilerin ailelerine gönderilecek olan, tamamen bambaşka tasarıma sahip ve sınırlı sayıda üretilecek olan formaların yapılması. Örneğin 1000 tane siyah forma yapacaksın, yukarıda örnek verdiğim bütün formalarda olduğu gibi kutulayacaksın ve 175 liraya satacaksın. Hem isimlerini yaşatacaksın, hem gelirleri bağışlayacaksın. Sınırlı sayıda, takımın sürekli giymeyeceği, her zaman satılmayacak olan formalara da koleksiyonerler ve ilgilenenler sahip olacak. Böylelikle destek de çıkmış olacaklar.
Bu iş hakikaten kepazelik.
3 yorum :
1- barçanın mes teki mes ne içindi
2-boca ve isveç ne alaka
1- Barça'nın meşhur sözü Mes Que Un Club'ın Mes'i.
2- Boca'yı İsveç'ten Arjantin'e giden İsveçliler kurmuş.
Yalniz arkada Ulker yazmayan versiyonunu yapsinlar, logoya falan da gerek kalmaz gider 175 tl veririm bak.
Yorum Gönder